Yolcu / HALKIN SIRTINDAN PARSAYI TOPLAYANLAR!
Sosyal medyada yapılan paylaşımları ve bunlar üzerine yapılan manipalusyonları görünce, hem hayretler içinde kaldım hem de üzüldüm.
15’İ 16 TEMMUZA BAĞLAYAN GECE..
15’i 16 temmuz’a bağlayan gece, Fetöcü korsanlar tarafından gasbedilen savaş uçakları Üsküdar üzerinde motorlarının seslerini açıp alçak dalış yaparken bomba atıldı zannederek masanın altına sığındım.
Açık pencereden tül perdeler savruldu, çatılara tünemiş kargalar ile martılar neye uğradığını şaşırıp çığlık çığlığa kaçıştılar. Evin çevresindeki bakımsız ağaçların cılız yaprakları tekmilen caddelere döküldü.
Kediler, köpekler korkudan araba altlarına sığındılar..
MÜNASEBETSİZ HERİFLER!
Bu geç saatte yapılan münasebetsizliğe canım sıkıldı. Ağzımı bozacaktım, terbiyem müsaade etmedi. İçimden “ Yahu, burada aile var ,terbiyesiz adamlar! Bu saatte uçak mı uçurulur? Behey beyinsizler!” dedim.
Yalnız yaşayan vesveseli kapı komşum dış kapının kilidini bir kez daha çevirdi. Sanki uçaklar kapıyı zorlayıp içeri girecekler!
BAKKALIN ÖNÜNDEKİ KÜÇÜK BURJUVA KUYRUĞU
Karakuşak sakallı genç bakkalın sakalları uçuştu mu bilmiyorum ama dükkanı sanki yağmaya uğramıştı. Semtin küçük burjuvaları, muhtemel bir sıkıyönetime karşı evlerine muhtelif gıda maddelerini stoklamak üzere sıraya girmiştiler.
Gecenin bu saatinde bu kalabalığı hayra yormadım.
Kaldırım kenarında kuyruğu seyreden avare bir adama;
-Hayırdır! diye sordum. Avare adam boş beleş güldü;
-Bakliyat stokluyor, küçük burjuvalar!
Marksist literatürü kullandığına göre bu boş beleş adam, donanımlı bir kişiydi.
Bu duruma hem güldüm,hem de üzüldüm.
Çok geçmeden sıra bir daha dalgalandı. Avare adam;
-Sıra kavgası! dedi gülerek…
Sakallı genç bakkal ile yaşlı çırağı mosmor dışarı çıktı.
-Hayırdır Ali, dedim. Ali mosmor; beni hesaba almadı. Sıraya nisbet, sakallıya bağırdı;
-Kapat! Kapat! Dükkanı kapat! Satış yok arkadaşlar! dedi.
Dükkan bir ara kapatılır gibi oldu. Göz ucuyla baktığımda bakkal yağmalanmış gibiydi. Dağılan kuyruk , umumi arzu üzerine tekrar dalgalanarak tek sıra halini aldı. Bakkal ile sıra arasında barış sağlanarak alış veriş güvenlik içinde devam etti.
HASILAT İYİ İDİ.
Bu hasılat, bakkalın yüzünü güldürmüştür,diye düşüne düşüne Çiçekçi’den Üsküdar’a doğru yola çıktım. Karacaahmet sakinlerinin önünden geçtim. Bayraklarıyla Dönme dolap sokağına sapan gençlerin ardına takıldım. Ferda Ağda Salonu’nun yanındaki Mantı dükkanının önünden geçtim. Hemşerimin mantı dükkanı kapalıydı.
ÜSKÜDAR’A İNDİM
Üsküdar’a inince sakallı sakalsız,örtülü,örtüsüz, çarşaflı çarşafsız ,genç yaşlı ,kadın erkek bir gurubun ellerindeki bayraklarla bir çay ocağına ait televizyonu önünde kümeleştiğini ,orada Başkomutan Erdoğan’ı izlerlerken gördüm… Televizyondaki haber programı döne döne Cumhurbaşkanımızın halkı meydanlara yaptığı çağrıyı yineliyordu.
TANKLARIN ÇEVRESİNDE
Az ileride polisin el koyduğu tanklar,tankların üstündeki,bayraklı gençleri gördüm. Polisler ile gençler arasındaki sohbet bu saate kadar uzamış, askerlik hatıraları üzerine koyulaşmıştı. Tankları polisler,polisleri de sivil yediden yetmişe halk koruyordu.
DÖNE DÖNE SELA OKUNUYOR.
Valide Camii müezzini döne döne sela verdi.
Halk huşu içinde çay içiyordu.
Temmuz’u 15’inden 16’ya bağlayan gecenin sıcağında caminin son cemaat yerinde bağdaş kurdum.Sabah sabah ezanını beklerken akıllı telefonumdan son dakika haberlerine göz attım. tivitlere baktım.
OLAYLAR HIZLA GELİŞİYORDU.
Olaylar hızla gelişiyordu.Öğrendiğime göre ,halk tanklara direnirken yüzlerce şehit vermiş. Gencin biri kendini tankların paletleri altına atmış.Darbeci bir yüzbaşı Göztepe muhtarını yakın plandan ateş ederek şehit etmiş.. Bir astsubay, komutanın odasına giren darbeci generali alnından vurmuş, Kendisi de şehit edilmiş. Cumhurbaşkanının korumaları darbeci katillerle son kurşuna kadar çatıştıktan sonra şehit edilmiş. Büyük Millet Meclisi darbeciler tarafından bombalanmış.
Halk canı pahasına sokağa dökülmüş. O güne kadar görülmemiş bir bayrak seli meydanları silme doldurmuş,
BAKIN HELE, DARBEYİ KİM ÖNLEMİŞ DE HABERİMİZ YOKMUŞ!
Bunları okurken bir ilginç tivite rasladım. Adnan Oktar’ın müritlerinden biri, bir twit atmış.
Diyor ki; Darbeyi Adnan Oktar önledi!
-Hey Yarabbim! dedim kendi kendime ; Halk direnir, yaralanır, şehit olur; ganimeti kargalar toplamaya kalkıyor!