Yolcu / Erdoğan... Erdoğan...
Teröristlerin, iç ve dış destekçilerinin hedefe koyduğu tek bir adam var: Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.
Sayın Erdoğan ,siyasi bir partinin lideri olarak yola çıkarken kendine bir vizyon belirlemiş: Türkiye’nin kalkınmasını , insanlarının refaha kavuşmasını sağlamak olmuştur.
Sayın Erdoğan oniki yıllık iktidarıyla bu hareketin söylemi ve eylemi arasında uyum ve istikrar sağlamış tır. Liderliğindeki hükümetler ülkede yollar, köprüler, hava alanları , hastaneler inşa etmiş,insanlarımızın refah düzeyi tedrici olarak yükselmiştir.
Her vesileyle devletin halkın hizmetkarı olduğunu vurgulamıştır.
İki yüz yıllık gerilemenin başlıca sebeplerinden biri olan asker, sivil bürokrasi,üniversite ve halk arasındaki uyumsuzluğu giderme yolunda başarılar sağlanmış, kılık kıyafet serbestisi hayata geçirilmiş,kamu hizmetinde ayrımcılık ortadan kaldırılmıştır. Sivil ve askeri güvenlik ile bürokrasi arasındaki eşgüdüm sağlanmıştır.
Doğudaki terör olaylarının çözümü için elini taşın altına koymuştur. Halkların birliğini savunmuştur.
Bu köklü paradigma değişimi elbette statüko sahiplerini rahatsız edecekti.Etti de. Eski düzenin yağmacılari, hortumculari , tefecileri bundan rahatsız oldular. Ellerindeki medya imkanlarını yeni Türkiye'ye muhalefet etmek için kullandılar.
Emperyalist batı, Yeni Türkiye paradigmasini hoş karşılamadı. Zengin Ortadoğu’nun, yoksul halklarını uyandıracak güçlü bir Türkiye onların tekerlerine çomak sokabilirdi. Avrupa’da ve Amerika’da bir terörist İslam korkusu yaratıldı. Buna paralel olarak yeni bir düşman yaratılmalıydı. Bunun için tekerlerine çomak sokan Erdoğan liderliğindeki Türkiye bulunmaz bir vesileydi.
Erdoğan , söylemini iç siyasetten dışa doğru geliştirdi, emperyalizmin korkunç yağmasını sorguladı. Halkların duçar olduğu yoksulluğun üzerine düşünmesini önerdi. Emperyalizme karşı “Bir dakika!” ve “dünya beşten büyüktür!” dedi. Bu sözler mazlum dünya halkları nezdinde büyük yankı yaptı.
Soygun ve zulmün neden hep müslüman halklar üzerinde yoğunlaştığını sorguladı. Batida gelişen islamofobi tehlikesini işaret etti. İslam’ın bir barış dini olduğunu,asla terörle bir arada anılamayacağını belirtti. Geriliğin gerçek sebebinin ,islam değil,islam’dan kopuş olduğunu belirtti.
Yerinden yurdundan edilen savaş mağdurlarına ülkesini açtı. Bunu yaparken islamin üstün ilkelerini kendine ilke edindi. Emperyalist batı Afrika’ya soygun ve zulüm için giderken Türkiye oralara su kuyuları açmak için gitti, hastaneler açmak için gitti, gıda malzemeleri götürmek için gitti. Yaralarını sarmak için gitti.
Erdoğan’ın yola düşerken Hz. Peygamberin “ veren el alan elden üstündür” sözünü sıkça vurguladı. Nitekim bugün Türkiye’miz,dünyada yoksul dünyaya en büyük yardım ülkeler arasında birinci sıradadır.
Buna karşılık bugün insanlığın düşmanları el ele vermiş, bu dünyanın yükselen yıldızını terörle kaos ortamına sürüklemek istiyor. Cennet vatanımızın bir Suriye bir ırak gibi olmasını istiyorlar. Güneydoğuda diş destekli terör örgütü yöre halkını bir iç savaşa çekmeye çalışıyor. Batı şehirlerimizde kanlı bombalı terör olayları , masum insanların kan ve gözyaşına sebep oluyor,.
Pensilvanya’daki terör elebaşısı, devlet bürokrasisine sızmış elemanlarını Türkiye’nin seçilmiş meşru hükümetine karşı kışkırtıyor. O da Türkiye aleyhine kulis çalışmaları yürütmekte, Türkiye düşmanlarıyla işbirliği yapmaktadır.
İçteki soyut muhalifler ,Batili emperyalistlerle Erdoğan düşmanlığında birleşmişlerdir. Kanını içseler “of!” demeyeceklerdir. Oysa halk muhalefeti iktidarın yanlışlarını göstermesi için seçmişti. Halk bunların küfür ,hakaret etmesini değil, alternatif projeler geliştirmesini , yararlı olmasını istiyordu. Bugün Meclis dokunulmazlıkları kaldırarak muhalefetin meşruiyetini sorgulama durumundadır.
Son günlerde artan terör olaylarının arka planında Erdoğan’ın Muhammed Ali ‘nin vefatı üzerine cenazeye katılmasını ve oradan İslam dünyasına etkili mesaj verme girişimini engelleme var.
Ülkemizdeki muhalefete gelince ,bunlar gerçek muhalefet değil soyut muhalefettirler. Her olumsuzluğun sebebini hep Erdoğan biliyorlar. Çatıdan bir kiremit,pencereden bir saksı düşse bunu Erdoğan atmıştır,diyorlar.
Bazı kişiler şu sıra Sayın Erdoğan’ın diplomasının peşine düşmüşler, soruyorlar ha bire; Nerede diploma? .Ne yapacaksınız diplomayı? Tasdik mi edeceksiniz? Yoksa noterliğe mi merak saldınız?