Yıllar önce ben böyle öldürüldüm…1
Doğduğumuz andan bugüne kadar kaç kez öldüğümüzü hiç düşündünüz mü? Bir kez yaşamaya geldik fakat ölümümüz tek olmuyor. Belki her gün, her saniye, bir kez daha, bir kez daha… Bence, tek bir yaşam diliminde birçok kez ölüyor ya da öldürülüyoruz. Bunu kim, niçin, nerede yapıyor? Bunları çeşitli şekillerde kendi yaşantımdan, başkalarının yaşantılarından gözlemledikçe üzerinde düşünmeye başladım.
Belki, doğduğumuz andan itibaren ilk ölümümüzü yaşadık. Çünkü, bilinmeyeni yaşamaya geldik. Pimi çekilmiş bir el bombası gibi ne zaman patlayıp, yok olacağımızı bilmeden başladık maceramıza. Yani ilk nefesimizle geri sayım başladı. Tabii ki şimdi aranızdan “hayat böyle bir şey zaten; öğreneceğiz, savaşmak gerek, kazanmak için…v.s” diyenler çıkacak. Bende aksini düşünmüyorum. Ama ölüm, yeni bir başlangıca mahkum olmaktır. Doğumumuzdan sonra belki yüzlerce, belki milyonlarca kez bir şeyler bitti ve başlangıç noktasına geri döndük.
Bazen ölümler daha iyi bir başlangıca (yeniden doğuşa), belki de daha başka bir ölüme zemin hazırlar. Bu noktada yaşananlardan edindiğimiz tecrübeler önemlidir. Fiziksel sona ufak ya da büyük ve hızlı adımlarla yaklaşırken sayısız kez yaşadığımız psikolojik ölümden bahsediyorum.
Bugün küçük bir girizgah yaparak başladığım bu konu ile ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.