Yılın son günü
Bir yılı daha ölçümledik ve arkamıza attık. Sırtımızdaki heybede kaç eski yıl var, herkes kendisi bilir. Benim heybem epey yüklü. Önümde daha kaç yıl olabileceğinden son derece endişeliyim. Yolun bir başı var bir de sonu elbette. Yolun sonu daha yakınımda. Ama ne kadar yakınımda işte onu bilmiyorum. Fakat gönül, nefis sanki hiç yaşamamış gibi. Hala her şeyi istiyor.
Xxxx
Eskiden camilerde vaizler yılbaşı kutlamalarına şiddetle karşı çıkarlardı. Gevur adetidir, onların dini bayramıdır, sakın siz onlara benzemeyin der, ayet ve hadislerle iddialarını güçlendirirlerdi. Şimdilerde yeni yılın hayırlara vesile olmasını dilemek durumunda herkes. Yani bir kere daha Hakikat Medeniyeti Hıristiyan Medeniyetine mağlup oldu. Şimdiye kadar nelere karşı çıkmadık, sonra nelerin terk edemeyeni olduk bir hatırlasanıza. Söz gelimi kıravat takmanın ne kadar lüzumsuz olduğu iddiaları artık yok. Kıravat takmak eskiden gevura benzemekti, şimdi mevlidhanlar, imam-müezzinler, dindar kişilerde kıravat takmayı dini bir vecibe gibi algılıyor olmalılar ki, hiç kıravatsız görünmüyorlar.
Xxxx
Radyoya karşıydı dindarlar, televizyona karşıydılar, tiyatroya, sinemaya, şarkı-türkü- musikiye, dansa karşıydık hep beraber. Şimdilerde sinema, tiyatro, televizyon purogramı, yapmaya çalışıyor ve Müslüman kesimin, dindar kesim tarafından yapılan bu güzel(!) işlerimize sahip çıkılmadığından ağlaşıyoruz.
Ne ki eskiden karşıydık, şimdi onların yapımcısı ve savunucusuyuz. Ama biz yine de aynı insanlar, aynı Müslümanlar olduğumuzdan eminiz.
Xxxx
Yılbaşını Batı Medeniyetinin bir değeri olarak kabul ediyoruz ama, turizmde, eğlencede, televizyonda, sokakta yılbaşı kutlamalarına canı gönülden katılıyoruz. Kafalara renkli külahlar takarak resim çektirmek ve bunu face’de paylaşmak hemen her genç Müslümanın yapmaktan kendini alıkoyamadığı bir davranış biçimi. Yenildik dostlar. Yine yenildik.
Xxxx
Hediyeleşmek, hediye almak-vermek Peygamberi bir tavsiyedir ama biz onu yılbaşı vesilesiyle yapıyoruz. Hem de kime hediye alıyoruz. Sevgilimize. Müslüman ve sevgili. Bu zavallı çelişkiyi yaşamayan var mı?
Turgut Özal iktidar olduğu zaman PTT büyük bir atılım yapmıştı. Güzel purojeler de geliştirdi. Birisi , 2000 yılına mektup yazılacaktı. Bir jüri vardı ve en güzel mektuba ödül verecekti.
Ben o zaman bir mektup yazarak, 2000 yılında nasıl bir Türkiye göreceğimizi anlatmıştım. Evet tam da bu minvalde bir Türkiye tarif etmiştim. Ailenin paramparça olacağını, eşlerin bir başkasıyla beraber olmayı sadakatsizlik saymayacağını, herkesin bir sevgilisi olacağını öngörmüştüm. Şimdi herkes bu sarmalın içinde. Namuslu insanlar mı? Onlar isteklerini gerçekleştiremeyenler.
Yılbaşı özel bir gün. Zamanı ölçümlerken gelinen bir nokta. Eski yılları sırtımızdaki heybeye atıyoruz. Önümüzdeki yılı yaşamaya başlıyoruz. Her gün dünya yeniden kurulur ve güneş yeniden doğar. Bir ümitle hayata yapışmak gerek. Ahiretin tarlası olan hayata yapışmak gerek. Bize verilen her an ibadet etmemiz, Allah’ı idrak etmemiz için bir fırsat.
Xxxx
Yeni yılda hangi ümitler, hangi fırsatlar var bilemeyiz. Ama ümit etmek zorundayız. Hem ümit fakirin hiç bitmeyen ekmeğidir hem de dinimiz bize ümit kesmeyi yasaklamıştır. Şartları ağırlı kimseyi aldatmasın. İçinde bulunduğumuz şartlarda nelerle karşılaşacağımız belli demeyin. Bir anda yazı kışa, kışı yaza çevirecek kudret sahibi var.
Herkese ama herkese yeni ölçümleyeceğimiz yıl içinde başarılar diliyorum.