Osman Güvenir

Osman Güvenir

YEREL SEÇİMLER YAKLAŞIRKEN

KKTC’de Yerel seçimler yaklaşırken partilerde de hareketlenme başladı.  Hangi partinin hangi bölgeden aday göstereceği enine boyuna tartışılır oldu.  Özellikle UBP ile DP-UG’in bir araya gelerek ortak noktada bir anlaşma zemini araması hayli ilginçtir.

Herhalde en zor ama düşünülür durumda olan tek pati vardır ki, o da DP-UG’dir.

DP-UG’in UBP ile başlatmış olduğu ortak payda çalışmaları CTP-BG’i rahatsız etmiş olacak ki, CTP kanadından DP’ye tepki gelmiştir.

 “Hükümet ortağı bunu yapmamalıydı.  O zaman büyük ortak CTP-BG koalisyon pozisyonunu değerlendirmek durumundadır” gibi sesler gelmiştir bu taraftan.

O seslere ne demiş DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş?

 “Koalisyon işi başka, yerel seçimlerde UBP ile işbirliği yapmak başka.”

Mantıken düşündüğünüzde doğrudur esasında.  Serdar Denktaş ne diyebilirdi başka?

     “Bakınız bakalım sizinle yaptığımız koalisyon protokolünde yerel seçimlerde sizinle veya bir başka parti ile işbirliği yapamayız veya yapabilir miyiz diye bir ifade var mı?”

     Gerçekten de bu soruyu sorunca insan doğruyu buluyor.

     DP-UG’in UBP ile yerel seçimlerde işbirliğine gitmesi koalisyonu bitirir mi?   Bitirebilir de bitiremez de.  Şayet CTP’nin parti meclisinden “Koalisyondan çekilin” kararı çıkarsa, o zaman UBP ile DP-UG ortaklığı gündeme gelir.

     Unutmayın!  Hiçbirşey alternatifsiz değildir.  Birisi ölse onun yerine geçecek adam mı yok bu dünyada?  Bu da onun gibi bir şey.

     Esasında UBP ile DP-UG’in bu ortaklığı çok akıllıca ve çok da stratejilidir bence.  Çünkü taraflar ittifak yapmak yerine, hasım olarak seçim meydanlarına çıkarlarsa, her ikisi de kaybedebileceklerini bilirler.  Maksat nedir bu ittifaktan?  Maksat, belediyeleri çoğunluklu olarak sağ kanadın eline geçmek ve ileride atılacak adımlarda, genel seçimlere daha güçlü girmek.  Unutmamak lazım.  Siyasette her şey mubahtır.  Olacak olan da olur, olmayacak olan da.  Önemli olan hedefe varmak değil mi?

     Şayet siz bazı insanlara “Şu tepeye çıkıp, oraya bayrağını diken kazanır” deseniz, herhalde onlar da bu işin çarelerini arayacaklardır.  Ya helikopterle çıkacaklar, ya tırmanarak, ya da kement atarak.  Kanat takamayacaklarına göre, mutlaka şu veya bu şekilde o tepeyi fethedeceklerdir.

     İşte politika da onun gibi bir şey.

     Politika sürecinde geçmişi de dikkate alanlar bulunacaktır elbette.  Hatta bazı başarılı belediye başkanları, aday yapılmamak için türlü argümanlarla saf dışı bırakılabilir.  Bence bu uzlaşıda duygusallık değil, mantık konuşmalıdır. Şayet duygusal ve “sen-ben” kavgalarına dayalı bir biçimde olayın üzerine gidilirse, kesinlikle o belediye elden çıkar.

     Bir kez daha “Unutmayınız” diyorum.  Gerçekten unutmayınız.  Kendi bölgesinde başarılı olan belediye başkanlarını hiçbir parti kolay kolay yıkamaz.  Çünkü onların yaptıkları herşey halkın gözü önündedir ve halk da bunu bilmekte ve takdir etmektedir.

     Zaten yerel seçimlerde adayın toplumdaki duruşu, onurlu davranışları, aile yapısı, ekonomik durumu, geçmişi hep konuşulur ve dikkate alınır.  Şayet bir belediye  başkan adayının kirli işleri olmuşsa, halk onu da değerlendirir.  Gördüğünüz gibi Türkiye’de rüşvet yüzünden depremler oluyor.  Dönen dolapları seçmen değerlendirir.

     Bizde de durum budur.  Partiler istedikleri kadar ittifak yapsınlar, karşılarına bağımsız çıkacak aday, herşeyi yıkıp geçebilir ki, bu da bireyin zaferi olur, partilerin zaferi değil.

     Gerçekten UBP ile DP-UG ittifakı sol kanadı hayli zor zamanlar yaşatacağa benzer.  Bekleyip göreceğiz.  Belki yazım baskıya girdiğinde bu konu daha da netleşmiş ve berraklaşmıştır.  Yani beklemek lazım diyorum, bu ittifakın sonuçlarını.

<