Yazın Gelmesi ile Ekonomi Can kaybediyor mu?
Değerli okurlarım, bu hafta sizler için “Yaz ayının gelmesi ve insanların tatile çıkması ile birlikte
ekonomi de oluşabilecek düşüşler ve/veya yükselişler” üzerine bir yazı kaleme almaya gayret
göstereceğim. Bildiğiniz üzere, ülkemizde ekonomik düzeyi yüksek kişiler ve bir şekilde paralarını ve
zamanlarını denkleştirerek, kış tatiline çıkan azımsanacak bir kitle var. Ancak yaz tatilleri öyle değil.
Okullarında kapanması, dizilerin sezon finali vermesi, havaların ısınması, televizyon ve medyanın
bangır bangır yaz tatillerini göstermesi ile birlikte herkeste bilinç dışı bir yerlere kaçma isteği içine
giriyor. Bahsi geçen yaz tatilleri, kış tatillerine de benzemez her ekonomik sınıf, her düzeyde insanlar
hemen hemen işleri ile ilgili bir aksaklık yoksa ve çalıştıkları yerlere yaz başında başlamadılar ise ki
başladılarsa da hafta sonu olmak kaydı ile bir yerlere herkes gidiyor. Kimileri Ege Akdeniz tarafına
güneye gidiyor, kimileri Karadeniz’e, kimileri Tekirdağ tarafına, kimileri, turlarla bir yerlere gidiyor ve
kimileri ise memleketlerine gitmeyi tercih ediyor. Hatta bu tatil planlamaları için önceden para
biriktirenler, erken rezervasyon yapanlarımız ya da en azından cumadan çıkıp da pazardan
dönenlerimizde mevcut.
Bakınız, işin özü öyle ya da böyle şehir merkezleri ve kışlık alanlar bir şekilde boşalmakta. Bu
vesile ile herkesin izne çıkması ile beraber Türkiye’de ekonomik olarak bir yavaşlama söz konusu
oluyor. Yani alın verin ekonomiye can verin sloganı bu noktada bir yavaşlıyor. O yüzden ekonomi can
mı kaybediyor sorusu akıllarda parlıyor. Çünkü daha önceden yastık altı yapılan paralar, ulaşım, yeme,
içme, konaklama ve eğlence gibi birçok alanda kullanılıyor. Şimdi Türkiye’nin en büyük ticaret hacmi
olan şehrimiz, İstanbul’da birçok şirket ortalama 3 ay boyunca iş yavaşlaması içerisine girmektedir.
Belki bir yönü ile ama sonuçta tatil yörelerinde harcanıyor diyebilirsiniz, evet harcanıyor ama
milyonluk, milyarlık işler yavaşlarken, yerli halkın harcamış olduğu maliyet biraz hafif kalıyor. Bizim
turistik bölgelere turist çekmemiz gerekiyor. Asıl ekonomik canlanma o şekilde harekete geçebilir.
Şimdi iznini kışın kullananlar, yazın çalışmak zorunda olanlar ve bir şekilde hala işinin başında
duran okurlarım dan, her sektörden olmasa da çoğunlukta şu vardır. İşler durgun, gelen, giden,
arayan az, herkes izinde ve benzeri birçok söyleşiye şahit olabilir veya bizzat sizde gerçekleştirmiş
olabilirsiniz. Bu her yazın değişilmez meselesidir. Zannediyorum ki bu düzen değişmez, her yaz benzer
vakalar yaşamaya devam edeceğiz. Bunda şüphe yok.
O halde ne yapmak gerek, helal dairesi içinde ağustos, böceği ile karınca hikâyesi misali kışları
yoğun bir şekilde çalmamız gerekiyor. Şirket sizin olmayabilir, Ülkeniz, milletiniz ve ekonominiz için
çalışın. Yaptığınız işe değer katmak için çalışın. Siz çalışın ki ekonomi can bulsun. İş beğenmeyen,
yapabileceği işten yüksünen okurlarım varsa eğer, onlara tavsiyem bir yerlerden başlamaları üzerine
olacaktır. Haftaya görüşünceye dek, hoşça kalın, esen kalın.