Yanlış sularda yüzmek
Yanlış sularda yüzenler başlarına geleceklere itiraz etme hakkına sahip değildir. Olması gereken yerde
olmayanlar, büyük nimetlerden mahrum olabilirler. Olmaması gereken yerde olanlar da her türlü
musibete muhatap olabilir.
Çözümsüzlüğümüz olmamız gereken yerde olmamak ve olmamız gerekmeyen yerde olmaktan
kaynaklanıyor genellemesi yapılabilir.
Çok önemli felsefi bir alana girildiğini fark etmek gerek. İnsan, olması gereken yeri bilse, bilebilse,
kimliğini bilse, yaşının gereğini bilse, toplum içindeki sorumluluğunu bilse, ailenin, anne-babanın,
evladın, akrabanın, hısımın, komşunun, arkadaşın, milletin, ümmetin, medeniyetin, insanlığın ve
devletin ne beklediğini bilse kişi, ona göre davransa; işte o zaman olması gereken yerde olacaktır.
Ama se-sa ile olmuyor. İzmir şişeye sığmıyor.
Xxxx
Kadınlar çok şaşkın. Yerlerini bilmiyorlar. Ne istediklerini de. Kimi zaman eylemci kadınlar bir araya
gelip, kılişe laflar ve afişler eşliğinde yürüyorlar. ‘Bedenime karışma, kıyafetime karışma, kürtajıma
karışma, bana şiddet uygulama’ türünden tekil taleplerle yürüyorlar. Kadınlar yanlış sularda
yıkanıyorlar. Erkekler de öyle ama, kadınlarda bu tavır daha yaygın. Kadınların bedenleri, erkekler için
cinsellik ifade eder. Bu yüzden onların bedenlerini teşhir etmeleri yanlıştır. Erkek bedeni cinsellik
ifade etmez. Gel gelelim, kadınlar vücutlarını, bedenlerini açar, gösterir, erkekler ise kapatır,
göstermez.
Kadınlar düğünlerde, bayramlarda, toplantılarda, misafirliklerde yarı çıplak giyinmeyi adet edinmiştir.
Bunun bir mantığı olabilir mi diye düşünmek nafile. Bir mantığı yok. Kadınlar böyle özel günlerde
toplantılarda neden bedenlerinin bazı bölümlerini göstermekte ısrarcıdır, bilen var mı? Yaz aylarında
da kadınlar soyundukça soyunurlar.Gerekçe çocukçadır.’ Hava çok sıcak’. Hava erkekler için de aynı
derecede sıcaktır ama, erkekler bedenlerini açıkta bırakarak sokak hayatında boy göstermezler.
Giyinmesi gereken kadınlar yarı çıplak, giyinmesi gerekmeyen erkekler tamamen giysili yaşar sokakta.
Xxxx
Toplumu, insanı, aileyi, ahlakı bozmakla görevli olan fesat ocakları çok başarısız değil. Bu bozulma
şimdilerde sıkça görülmeye başladı. Erkekler de toplum içinde camiye, ibadethaneye gidemeyecekleri
tarzda giyinmeye başladılar. Hepsi değil elbette. Kadın sayısıyla da kıyaslanamaz. Ama bozuk
meyveler şurada-burada görülüyor. Tenasül uzvunu gösteren yumuşak giysilerle boy gösteren
erkekler ne yazık ki görülüyor. Bütün bunlar kimlik sorunundan kaynaklanıyor. İnsanlar, erkekler ve
kadınlar kim olduklarının, kaç yaşında olduklarının, toplum içinde hangi itibarın sahibi olduklarının,
cinsiyetlerinin, kendilerinden beklenenlerin farkında değiller.
‘Ben kimse için yaşamıyorum. Kendim için yaşıyorum. ‘ Bu ifade bir şey ifade etmiyor. Hayatta hiç
kimse kendisi için yaşamaz. Yaşayamaz. Dünyaya gelişinde iki insan var. Anne-baba. Onlarsız var
olmadığı için yaşarken onlar hesaba katmak zorunda. Onlara evlat olmak, evlat gibi davranmak
zorunda. Yetişkin olunduğunda, bir aile kurulduğunda zevc veya zevce için de yaşamak, onları da
hesaba katmak zorunda insan. Çocuk yaptığında, çocuk sahibi olunduğunda, o çocukların da hesaba
katılması zorunludur. Onların beslenmesi, korunması, eğitilmesi, büyütülmesi, kendine yeten
yetişkinler haline gelmesi de hesaba katılmak zorunda. Yani ‘Ben kimse için değil, kendim için
yaşıyorum’ sözü anlam taşımayan bir söz.
Xxxx
Kadın kimliğinin gereğini yerine getirmediğinde, yaratılışına uygun davranmadığında, olmaması
gereken yerlerde olduğunda başına geleceklerden dolayı kimseyi suçlamasın. Anne kimliği, baba
kimliği, bir meslek mensubu kimliği, eğitim kimliği, makam-mevki, rütbe kimliği, nerede olmayı
gerektiriyorsa orada olmak gerek.
Xxxx
Felekten bir gün, bir gece çalmayı alışkanlık haline getiren insan, sorumluluğundan, kimliğinden
uzaklaşmış demektir. Kimlik ve kişiliğin gerektirdiği yerlerde bulunmayan insan, başka yerde, yanlış
sularda yüzüyor, yıkanıyor olmanın faturasını ödemekten kurtulamaz. Başınıza bir hal geldiğinde size
tüm millet, hatta devlet çok övücü sıfatlar yakıştırsa bile, siz olmamanız gereken yerde olmanın,
olmanız gereken yerde olmamanın cezasını ödersiniz.