CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

YALAN RÜZGARLARI

Sözcü Gazetesi başyazarı   gazeteci  Rahmi Turan , genel başkan olmak isteyen  bir CHP’linin  “saray”dan destek almak üzere  Cumhurbaşkanı ile  gizlice görüştüğünü yazınca  CHP’de masa sandalye  herkes  birbirine girdi. 

 Geçim derdine düşmüş halk nezdinde   üfürükten teyyare  olan bu  haber  tuzu kuru  CHP  siyasi arenasında  kasırgaya dönüştü. 

Başında  gazetecilik etik ve ilkelerine göre, haber kaynağını açıklamayacağını ısrarlarla belirten  usta gazeteci  Rahmi Turan ,  ısrarlara dayanamayıp haber kaynağını  açıkladı; “Haber kaynağım Talat Atilla’dır. Saraya giden şahıs ise  Muharrem İnce imiş” dedi.. 

Uzayan  “dedim, dedi”  muhabbeti üzerine gözler haber kaynağına çevrildi. Haber kaynağı,  gazeteci Talat Atilla ise “assalar, kesseler, canlı canlı derimi  yüzseler gene de  saraya giden CHP’linin adını açıklamayacağım “ şeklinde twit etti.

Kardeşim haberi sen niçün  yayınlamadın “,denilmesi üzerine adam “ Rahmi abime bir kıyağım olsun. Sevinsin dedim ” karşılığını verdi.  

Bu arada Rahmi abinin 81 yaşında olduğu , Londra’da  bir  hastanede tedavi gördüğü , ortaya çıkan bu durum karşısında  bunun bir kıyak değil,  bir kazık olduğu ,anlaşıldı.  Sorduklarında Rahmi Turan;  ” Haber kaynağıma güvenmekle hata ettim. Pişmanım” dedi

Olayın başından beri sükut duran  Kılıçdaroğlu ise   “ O CHP’linin kim olduğunu biliyorum” dedi, kim olduğu sorusunu gene sükut ile geçirdi.  

Herkes o ismin  geçen Cumhurbaşkanlığı seçiminde  CHP adayı  olmuş,  geçen genel  başkanlık  seçiminde  Kılıçdaroğlu’na rakip olmuş  “ Gel buraya Muharrem”  çağrısıyla  meşhur olmuş  olağan şüpheli  Sayın  Muharrem İnce’ye  çevrildi.   Olağan şüpheli  İnce , ise “ Sarayla görüşen şerefsizdir, ” dedi.  

Kılıçdaroğlu’na  döndü; “Sayın Genel Başkanımgel beraber resim verelim, o ismi açıkla”  dedi.  Kılıçdaroğlu, sonra dönerim, dediği halde, aradan günler geçti, dönmedi.  Peki  kimdi o “şerefsiz? “

Bunun üzerine  Muharrem İnce, köy evinin bahçesine sığmayan nicelikte bir gazeteci topluluğuna  hitaben  “ ben değilim” dedi. Ancak “ Bu yalan parti içindeki bir çetenin işidir, dedi.  Bu  siyasi şakilerin  “ kimler” olduğuna ilişkin bir cevap vermedi. 

Onun yerine İnce , cevap verir gibi oldu. Buna göre, bu şakiler Sayın Kılıçdaroğlu ile tekne  gezisi yapan bir guruptu.  

Bu arada  “ millet ittifakının” partisine gelecek açtığını, başkanlık sisteminden parlamenter sisteme geçilmesinden yana olduğunu söyledi 

 Sayın Cumhurbaşkanı, onca iş arasında adının dedikoduya karıştırılmasına sinirlenerek ; “ Ey Kılıçdaroğlu, ben kimseyle görüşmedim. İspatlarsan ben Cumhurbaşkanlığı makamını bırakacağım. İspatlayamazsan sen genel başkanlığını bırakacak mısın?” restini  çekti.    

Kılıçdaroğlu  bu reste karşılık  veremeyip , döndü  genel merkez kapısından içeri  girdi. Genel başkanının  sessiz sedasız partinin içine girdiğini gören  Muharrem İnce, arkasından “ Gel açıkla . Bu tarihi  bir fırsat. İspatlarsan  Erdoğan’dan da kurtulmuş oluruz”  şeklinde seslendiyse de  cevap alamadı. Kendi söyledi kendi işitti.

Bu durumda  siyasi şakilerle  “tekne gezisi”  yapan Sayın Kılıçdaroğlu da  zan altında kalmış oldu.  

Bana sorarsanız, o şahıs ortaya çıkar ya da çıkmaz; bu hiç umurumda değil.   Beni asıl ilgilendiren ,hayat pahalılığı, işsizlik, güneyde  sütre gerisinde izlediğim  emperyalizmin ve yerli işbirlikçileri!.. 

<