VURGUNCULAR !
Markete girdim . Hava sıcak!..
Raflarda eser miktarda beklemekten yüzü gözü buruşmuş patates, soğan, domates ile sararıp solmuş bir kaç maydanoz ve semizotu demeti vardı.
Fiyatları gözden geçirdim.
Fiyatlar uçmuş ve uçmaya devam ediyor...
Geçen yıl bu zamanlar mesela patates, soğan 2 lira idi. Şimdi 8- 10 liradan aşağı değil. Limon geçen sene 2 lira civarındaydı şimdi 20 lira olmuş.
Çevrede dolaşan market elemanına sordum; , n'oldu delikanlı burayı çekirge mi bastı ? Neden raflar boş? Çalışan ; burayı vurguncular bastı abi. Patronlar iyileri dışarıya gönderiyor, kalitesizleri de vatandaşa yediriyorlar ,dedi.
Emekli öğretmen Murat Bey sordu; Türk bayrağını hamdolsun göndere çekmişiz ama bu memleketin kaymağını yabancılar yiyor! Bu memleketin asıl sahibi kimdir, dedi.
Fukara Memet’in bebek bekleyen avradı Aşe ellerini semaya açarak ; Ya Rab, halimiz sana ayandır. Bizi ve karnımdaki şu sabiyi bu hale düşürenleri Sana havale ediyorum, dedi.
Siperde vatanı bekleyen Memetçik; terhis olduğumda işim, aşım, eşim olacak mı diye düşündü.
Market çalışanı bir daha söz alarak ; her şeyin iyisi dışarıya gidiyor abi. Döviz hatırına , dedi
Emekli tarih öğretmeni Süleyman Çelebi , İmparatorluk zamanında hünkar halkın sebze, meyve gibi nebatat ; nohut , fasulye, mercimek gibi hububat ihtiyacı giderilmeden bunların dışarıya ihracına müsaade etmezdi , dedi.
Şair Nesimi ; devasa binalarımıza, duble kara yollarımıza, hızlı trenlerimize rağmen halk vurguncular halkın derisine kadar soyuyor, dedi .
Devlet ; KDV' den vazgeçtim. Vicdansız bu vurguncular vurgundan vazgeçmedi. Fiyatın değil amma halkın belini kırdılar , dedi.
Akşamdan kalmıştılar. Mide ekşimesiyle yüzlerini buruşturup geğirdiler ; dişimizin kovuğuna bile girmedi bu para. Daha çok diş kredisine/kirasına ihtiyacımız var. Biz paraya/krediye mecburuz , dediler.
Gizli saklı değil; herşey aleni , herkesin gözü önünde oldu !
Kahraman Memetçik siperde beklerken ; gel teskere gel. Sivilde işim, aşım, eşim olacak mı, diye düşünürken...
Vurguncular, İstanbul’da, Boğaziçi’ndeki yalılarda ,köşklerde , restoranlarda bir garip Memed'in, Memetçiğin, doğmamış sabinin rızkına çökmüş iken!..
Herkesin gözü önünde televizyonda Merkez Başkanı Şahap Bey , vurguncuların gözlerinin içine baka baka ; aldığınız düşük faizli kredilerle, döviz aldınız, mal stokladınız. Sizleri tanıyoruz, dedi ve ekledi; bu vurguncuların listesi Devletin elinde !
Vurguncular, umursamadılar. Dişlerinin arasını kürdanla karıştırmaya devam ettiler; KDV dediğiniz nedir zavallı ? Devletin malı deniz. Yemeyle bitmez. girmez. Boşuna mı siyasetle ilgileniyoruz? Bal tutan parmağını yalar, dediler.
Bütün bunları, herkes; halk, avukatlar, savcılar , laikler, muhafazakarlar, Kürtler Türkler, Çerkezler gözleriyle görüp konuşulanları kulağıyla işittiler.
Merkez Bankası Başkanı vurguncuları suçladı.
Ben de tv’den duydum, gazetelerden okudum. Sonra da yazdığım bu yazıyı da gereği için yetkili ve etkili zevatın nazarına arz ettim.