CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

VURGUNCULAR !

Markete girdim . Hava sıcak!..

Raflarda  eser miktarda beklemekten  yüzü gözü buruşmuş   patates, soğan, domates ile sararıp solmuş  bir kaç maydanoz ve  semizotu demeti vardı.

Fiyatları gözden geçirdim.

Fiyatlar uçmuş ve uçmaya devam ediyor...

Geçen yıl bu zamanlar mesela  patates, soğan 2 lira idi. Şimdi    8- 10 liradan aşağı değil. Limon geçen sene 2 lira civarındaydı şimdi 20 lira olmuş.

Çevrede dolaşan  market elemanına sordum;  , n'oldu delikanlı burayı çekirge mi bastı ? Neden raflar boş?   Çalışan ; burayı vurguncular bastı abi.  Patronlar  iyileri  dışarıya gönderiyor, kalitesizleri de vatandaşa  yediriyorlar ,dedi. 

Emekli öğretmen Murat Bey sordu;  Türk bayrağını hamdolsun göndere çekmişiz ama bu memleketin kaymağını yabancılar yiyor! Bu memleketin asıl sahibi kimdir, dedi. 

Fukara Memet’in   bebek bekleyen  avradı  Aşe ellerini semaya açarak ; Ya Rab, halimiz sana ayandır. Bizi ve karnımdaki şu sabiyi bu hale düşürenleri  Sana havale ediyorum, dedi. 

Siperde vatanı bekleyen Memetçik; terhis olduğumda işim, aşım, eşim olacak mı  diye düşündü.

Market çalışanı bir daha söz alarak ;  her şeyin iyisi dışarıya gidiyor abi. Döviz hatırına , dedi 

Emekli tarih öğretmeni Süleyman Çelebi ,   İmparatorluk zamanında hünkar  halkın sebze, meyve gibi nebatat ;  nohut , fasulye, mercimek gibi hububat   ihtiyacı giderilmeden  bunların  dışarıya   ihracına müsaade etmezdi , dedi. 

Şair Nesimi ; devasa binalarımıza, duble kara yollarımıza, hızlı trenlerimize rağmen  halk vurguncular halkın derisine kadar soyuyor, dedi .

Devlet ; KDV' den vazgeçtim.  Vicdansız  bu vurguncular vurgundan vazgeçmedi. Fiyatın değil amma   halkın belini kırdılar ,  dedi. 

Akşamdan kalmıştılar. Mide ekşimesiyle  yüzlerini   buruşturup  geğirdiler ; dişimizin kovuğuna bile girmedi bu para.  Daha çok diş  kredisine/kirasına  ihtiyacımız var. Biz  paraya/krediye  mecburuz , dediler. 

Gizli saklı değil; herşey aleni , herkesin gözü önünde oldu ! 

Kahraman  Memetçik siperde beklerken ; gel teskere gel. Sivilde işim, aşım, eşim olacak mı,  diye düşünürken...

Vurguncular, İstanbul’da,  Boğaziçi’ndeki yalılarda ,köşklerde , restoranlarda  bir garip Memed'in,  Memetçiğin, doğmamış sabinin  rızkına çökmüş iken!..

Herkesin gözü önünde  televizyonda  Merkez Başkanı  Şahap Bey , vurguncuların gözlerinin  içine baka baka  ; aldığınız  düşük faizli kredilerle, döviz aldınız, mal stokladınız. Sizleri tanıyoruz, dedi ve ekledi; bu vurguncuların  listesi  Devletin elinde ! 

Vurguncular, umursamadılar. Dişlerinin arasını kürdanla    karıştırmaya  devam ettiler; KDV  dediğiniz nedir  zavallı ? Devletin malı deniz.  Yemeyle bitmez. girmez. Boşuna mı siyasetle ilgileniyoruz? Bal tutan parmağını yalar, dediler.

Bütün bunları, herkes; halk,  avukatlar, savcılar , laikler, muhafazakarlar, Kürtler   Türkler, Çerkezler gözleriyle görüp konuşulanları kulağıyla işittiler.

Merkez Bankası Başkanı   vurguncuları suçladı.   

Ben de tv’den  duydum, gazetelerden okudum. Sonra da yazdığım bu yazıyı da  gereği için yetkili ve etkili zevatın nazarına  arz  ettim.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
CEMAL KARABAŞ Arşivi