Vodafone Arena'da Deja vu mu İzleyeceğiz?
Senaryosu belli bir randevunun arifesinde gibiyiz. Başakşehir mağlubiyetiyle bu senaryo öylesine belirginleşti ki baş aktörleri ne olursa olsun filmin esas oğlanı gol arayanlarla, golü yememek için savunanlar olacak.
Hani Anadolu'nun bir köşesine gittiğinizde hep duyarsınız ya “El emeği göz nuru” diye, Şenol Güneş'in oynattığı oyun ve kurgulatmaya çalıştığı sistemdir hocanın elinin emeği göznünün nuru. Özetle Güneş'in futbol aklının sahaya yansıyıp kök salmasıdır.
Gidişi haftalar öncesinden belli Advocaat'a rağmen takımın öyle ya da böyle ayağa kalkıp silkinmesinin sebebleri futbol literatürüne geçecek cinsten. Böylesine pasif bir sisteme rağmen, tek planlı, tek forvetli, çok savunmacılı taktiksel düzenin uzun bir aradan sonra ikinciliğe odaklanıp, gözünü kupaya dikmesinin sebebi çubuklunun ağırlığı olsa gerek.
GS – FB Derbisinin Aynısı mı Olacak Dersiniz?
Galatasaray Fenerbahçe maçında ne izlediysek belki de dakikasına saniyesine kadar benzer şeyleri seyredeceğiz Pazar akşamında. Çünkü;
Beşiktaş bilindik sistemi ve Tosiç hariç aynı oyuncularıyla parselleyecek Vodafone Arena'yı. Atiba-Oğuzhan-Talisca-Q7 ve Babel yine sahayı; pasları, şutları, organize ataklarıyla işleyecekler bir dantel gibi. Tek dertleri Tosiç yokluğunda savunmanın merkezinde kimin oynayacağı. Ama işin defosu da, maçı çözecekte o bölge belkide. Marcelo'nun partneri Mitroviç olacak gibi. Ancak Mitroviç tam bir muamma. Yerini kaybeden, hatta yerine yakışmayan bir görüntüde tecrübe olarak. Eğer Sow-Persi-Lens üçlüsü maça bir arada başlar ve yer değiştirerek oynarlarsa Mitroviç'i sarhoş edebilirler. Kimi karşılaşmada Necip'i stopere çeken Güneş risksiz oynamak adına böyle bir hamle de yapabilir. Yani mücadeleye Marcelo-Necip olarak da başlayabilir. Atiba- Oğuzhan-Necip üçgeni daha güvenli olabilir evsahibi adına. Tosiç'in yokluğundan dolayı şu an yaşanan tedirginlik Lyon maçı öncesinde yaşanan tedirginlikle bire bir aynı. Fener mi? Zaten tek planları var ama biz yine de bir beyin fırtınası yapalım onlar adına.
Fenerbahçe Sakatlıklarla Boğuşuyor
Fenerbahçe'deyse sakatlar başa dert. Takımın backbone yapısını, yani temelini kökten sarsacak sakatlıklar var derbi öncesinde. Yaptığı hatalardan yıpranan Şener'in olmaması o güzelim kesme gollük ortalarını göremeyecek olsak da Fener için avantaj olabilir. Elbette sakatlık bir futbolcu için çok kötü bir dönemdir ancak son haftaların formsuz sağbekinin sakatlığı için “Tam zamanında gelen sakatlık” denebilir.
Disiplinsiz Hollanda'lı da, Gregory Wan der Wiel, olmayacağına göre Ozan için de bir fısattır yaşananlar. Terim sıkıştığında Ozan'dan pekala faydalanmıştı. Şimdi sıra tecrübeli hocada. Bu maçda solbekde Köybaşı'yı oynatmalı Advocaat. Hem rakip kanatlara kilit vurmak adına, hem de İsmail'i extra motive etmek adına bu plan da işe yarayabilir.. İsmail-Ozan bekleri hücumu kısırlaştırsada, Beşiktaş'ın yoğun baskı kuracağı düşünülürse defansı sağlama almak adına bir hamle olabilir.
Roman'da Fener'in Mitroviç'idir Topal'ın yokluğunda. O da yerini kaybeden, yerini yadırgayan, yerine yakışmayandır tıpkı Mitroviç gibi. Halbuki Beşiktaş’da Marcello’nun partneri Liverpool’lu 25 yaşındaki Joel Matip, Fenerbahçe’nin ön liberosu da Chelsea’lı 28 yaşındaki Nemanja Matic olsaydı Topal ile Tosic’in yokları hissedilmez, herkes koltuklarında nefessiz seyrederdi derbiyi.
Beşiktaş Başakşehir’den gördüğü baskıyı Fener’den görmeyeceği için topuyla tüfeğiyle saldıracaktır sarı lacivertlilerin kalesine. Hele ki Başakşehir Cuma Günü Antalya’yı deplasmanda dize getirirse, Fener’in işi çok zor olacaktır. Kjaer’in maça fit çıkması da çok önemli bu arada. Skertel-Roman defans merkezini oluştururlarsa, Topal’ın olmadığı bir orta sahasının üstüne Kjaer’de olmazsa bu çöküş anlamına gelir ki sarı lacivertllerin baskıyı kaldırması imkansız bir hal alır.
Advocaat maçı Galatasaray derbisi gibi sabır ve iyi savunma anlayışı üzerine kuracaktır ki bu sene yaptıkları en iyi işte budur zaten. Atıf’ın bir el freni olduğunu düşünüp kenarlar Sow-Lens ikilisine teslim edilirse 4-3-3’ü, 4-5-1 gibi oynamak zorundalar Arena’da. Sow ve Lens’in ekstra nefese ihtiyaçları var. Orta saha kalabalıklığı Beşiktaş’ın pas trafiğini kesmede etkili olabilir. Advocaat biraz cesaretli olmalı ve Beşiktaş ataklarının böylesine yoğun olacağı bir karşılaşmada, maçı kontra ataktan kazanmak adına mücadelenin başında ya da doğal akışı içinde Stoch’dan yararlanmayı kafasının bir köşesine mutlaka koymalıdır. Her büyük maç kendi içinde kahramanını ortaya çıkarır. Bakalım o kahraman kim olacak?
