VATAN ANAMIZDIR!
Amerikalı Kızılderililerin ataları otuzbin yıl kadar önce Asya’dan Bering yolu ile göçen iki kıtalılar. Yani Avrupa-Asya’lılar. 1492’de Kolomb hep batıya giderek Hindistan’ı bulacağını sanarak, ne halt ettiğini bilmeden Amerika’yı bulurken atalarına kavuştu ya onu da bilememişti.
Şimde bu konu ne alaka diye düşünüceksiniz. Bayram’ı İtalya gezisi ile savuşturdum ya, yollarda uykum kaçar benim. Avrupalıların yeşil aşkına takıldım hep, ağaçlar çiçekler böcekler derken Amerikalılar düştü aklıma paylaşayım istedim.
Amerika’ya ilk Avrupalı sömürgeci dalgaları, onyedinci yüzyılın başında geldi. Jamestawn’a ilk yerleşenlerin açlık ölümünden kurtulması, ancak Kızılderililerin yiyecek vermesi ile olabildi. Kızılderililer, temiz kalpli, iyi yürekli, misafirsever yardıma hazır insanlardı. Kolomb’da öyle düşünüyordu.
Ondokuzuncu yüzyılın efsaneleşmiş Kızılderili reisi “Oturan Boğa” “Vatan anamızdır” diyordu. Dalgalar halinde gelen göçmenler, Kızılderililerin “analarını” ellerinden aldılar.
Amerikan Kızılderilileri günümüzde sekizyüz bine kadar düşmüş bu arada onu da söylemeden geçemeyeceğim.
Sayılarının sahnelediği trajedi şu: İşsizlik yüzde 40 –Ömür ortalaması 45 yıl- Erkeklerin dörtte biri alkolik. İntiharlar Amerika ortalamasının 15 katı.
Ve diyorlar ki: “ Biz gelecek kuşakların atalarıyız. Yeni doğacaklara insan onuruna yaraşacak bir ömür sağlamak için tüm gücümüzle savaşmak zorundayız.”
Kızılderililerin ruhsal önderlerinden P. Deeere, akderili Amerikalara konferans veriyor, kendisine kaç kişiyi temsil ettiğini soruyorlar, kısaca kaç oy edersiniz demek bu, anlatıyor: “Ben gerçeği temsil ediyorum arkamda kaç kişi olduğu önemli değil, gerçeğin çoğunluğa gereksinmesi yoktur.”
Onyedinci yüzyılda büyük tarım ve ticaret hareketi başlayınca, geniş ölçüde kol gücü gereksinmesi doğmuştu. Kızılderililerin uşaklığa yanaşmaması üzerine başka çare bulundu, İngiliz esir tüccarları Afrika’dan zenci avlayıp gemilere istif ederek getirdiler. Hayvan satar gibi sattılar.
Zenciler eşya gibi kullanıldı. Okuma yazma öğrenmeleri yasaktı. Mahkemeye başvuramazlardı. Yazılı izin almadan çiftlikten ayrılamazlardı. Aile parçalanarak da olsa satılabilirlerdi. Eh o günler geride kaldı şimdilerde öylemi ya. Adamların başkanları bile Zenci.
Ülkede zencilerden sonra sayıları en kalabalık olanlar Meksika kökenliler. Bunlarında Avrupadan gelenler gibi uyum sağlayanı var. Bir de “Chicona” olanlar. Bunlar erimemişler. Kökenleri ile onur duymaya devam ediyorlar. Baskı ve ırkçılığa karşılar.
Meksika kökenlilerin kesin sayıları bilinmiyor. Tahminlere göre 10-15 milyon civarındalar. Kaliforniya’daki legal Meksika kökenlilerin dışında milyonlarca kaçak Meksikalı işçi çalışıyor.
Orta direğin altında kalanlar yalnız fakir Kızılderili ve zenciler değil. Dipte toplumun her kesiminden insan bulunuyor.
Hani uzun yıllan önce o ünlü “Hürriyet Heykeli”nin boynu çatlamıştı da tamir etmişlerdi ya. Zavallı heykelcik derdim kendi kendime Kızılderili ve zencilerin hallerine bakıp bakıp “Benim adım da Hürriyet Anıtı haaaa? Diye sormuştur. Kafasını sallamaktan boynu çatlamıştır derdim.
Bu haftayı da politikasız bir yazı ile atlattım. Kıssadan hisse çıkartanlar beni ilgilendirmez. Onların kendi bileceği iştir. Günahları boynuna.
Haftaya görüşmek dileği ile efendim…