Osman Güvenir

Osman Güvenir

UYUŞTURUCU VE KANSER GAZETESİ NE ZAMAN ÇIKACAK

Nedense birden bire şu başlık geliverdi aklıma...
“Uyuşturucu Uyuşturucu ve Kanser Gazetesi ne zaman çıkacak?”
Gerçekten hayatımızın haber edinme kesitinin büyük bir bölümünü uyuşturucu
haberleri işgal etmekte. Hemen hemen bütün gazetelerin günlük yayınlarında pek çok
uyuşturucu haberleri yayınlanırken, bayağı tedirgin oluyor ve şu soruyu soruyoruz kendimize!
“Bu memleketin hali ne olacak? Uyuşturucunun önü ne zaman kesilecek veya
uyuşturucu işleri ne zaman son bulacak? Kanser vakaları ne zaman bitecek?”
Yani oldu olacak bu iki konu üzerine bir gazete yayınlasın artık medyacılar. Çünkü çok
büyük bir yer kaplıyor uyuşturucu ve kanser haberleri gazetelerde. Böyle bir gazeteyi elimize
aldığımızda bilmeliyiz ki o gazete, sadece uyuşturucu ve kanser vakalarını içeriyor.
Bu söylediklerim hiç de yabana atılacak şeyler değildir.
Bir an için düşünün bakalım ne kadar malzeme var günlük hayatımızın akışı içinde
uyuşturucu ve kanser üzerine.
Nedense bir alışkanlık haline getirdik günlük aldığımız gazetelerin ilk ölüm ilanlarına
bakmaya. Yani gazeteleri önden değil de, arkadan okumaya başlarız eski Türkçe kitap okur
gibi.
“Acaba bugün kansere yenik düşen kim?” sorusuyla güne başlarız.
Özellikle çok tanıdık veya çok yakın birisinin ölüm haberini öğrenince yıkılır ve çok
üzülürüz.
Bugünlerde siyaset ön plana çıksa da, uyuşturucu ve kanser haberleri hayatımızı
bıraktığı yerden devam ettirecek durumda maalesef.
Bu küçücük ülkede kanser vakaları neden patladı, onu merak ettiniz mi?
Gerçekte savaş geçirmiş ülkelerde olduğu gibi kanser vakaları, bizde de artıyor
maalesef. Bir de “turfanda sebze” dediğimiz şu turfandacılık hayatımızdan çıkınca, ziraatta
artan ilaçlı üretimle kanser vakaları aldı başını gidiyor.
Madem seracılık ve her yiyeceği her mevsimde üretme teknoloji ve olanağına sahip
olduk, bunun da bedelini ödeyeceğiz. Yani organik yiyeceklerden yoksun olma adına.
Tekrar filmi başa saralım...
Sanırım uyuşturucuda boyumuzun ve nüfusumuzun çok üzerine çıktık. Gençlik
uyuşturucu belasıyla içiçe yaşar oldu. Bir ara narkotik polis ilgilileri sıkıntılarını basına
yansıtmışlardı. Hatta hatırlıyorum...
“Uyuşturucu ortaokul talebelerine kadar indi” diyorlardı.
Hatta uyuşturucu ile mücadele için Başbakanlıkta bir birim kurulmuş ve uyuşturucu ile
mücadelenin mutlak gerekli olduğu canlı tutulmaya başlamıştır.
Özellikle üniversitelerde ve ülkemizi ziyaret eden zencilerde uyuşturucu bayağı yaygın
hale gelmiş. Uçak alanlarında giren yolcuların uyuşturucu taşıyıcılığı da ayrı bir mesele.
Şayet her gün mahkemelerdeki davaların seyrini izlerseniz, bunların çoğunu
uyuşturucu davaları olduğunu öğrenmiş olursunuz. Belki polis subaylığından bir açıklama
yapılır ve mahkemelerdeki uyuşturucu davalarının sayısı kamuoyuna açıklanır.
Belli bir dönemi atlatan ve Allah’a bin şükür, evlatlarımızı topluma hazırlamada öyle bir
uyuşturucu dönemi yaşamayan bizim nesiller ne kadar şanslıymışız...
Gerçi eskilerin söylediği bir söz vardır.

2
“Herşey anadan babadan biter” derlerdi eskiler.
Bir evladın uyuşturucuya bulaşması, onun aile ve sosyal yaşantısıyla ilintilidir bana göre.
Özellikle anne babası ayrı olan veya aile içi kavga ve şiddete maruz kalan çocuklarda
uyuşturucu belasının daha yaygın olduğu görülmüştür.
Hani derler ya...
“Bana dostunu söyle, sana kim olduğunu söyleyim” derler...
Bir çocuk veya bir genç için arkadaş kalitesi çok önemlidir. Şayet bir gencin arkadaşları
kaliteli değil ve türlü pisliklerle uğraşıyorsa, o gencin de geleceği büyük tehlikededir
demektir. Yani derslerden ziyade uyuşturucu o gencin hayatına girmişse, o gençten kimseye
hayır gelmez.
İşte o bağlamda bir gencin veya yetişmekte olan erginlik çağındaki bir çocuğun
arkadaşlarını çok iyi seçmesini sağlamak aileye düşer.
Özellikle uyuşturucu, kötü arkadaş sayesinde erginlik çağında onların hayatlarına
girer.
Bugüne kadar kaç tane uyuşturucu yazısı yazdığımı pek anımsamıyorum. Şayet onları
bir araya getirsem, herhalde kocaman bir kitap olur.
Haksız mıyım “Uyuşturucu ve kanser gazetesi ne zaman çıkacak?” sorusunu sormakta.
Hayatımızın büyük bir bölümünü işgal eden bu iki başlık için gerçekten günlük bir
gazete çıkabilecek boyutta. O nedenle farklı bir yazı üretmeye çalıştım bugün.

<