ÜSTÜ KALSIN Karlı Yılbaşı Gecesi Düşü
Ben bu düşü neredeyse 60 yıldır görüyorum.
Yedi sekiz yaşlarındayım.
Yine Tuzla’dayız, anneannemin evinde.
Anneannem, dedem sağ.
Belleğime yerleşmiş bir sahne var.
Gece.
Pencereden bakıyorum, kar yağıyor.
Elerinde fener, yürüyenler var.
Bu sahne belki gerçek, belki gece düşü.
Ama olsun, ne çıkar?
Ben 60 yıl karlı bir yılbaşı gecesini düşledim ve sabırla bekledim.
Şükür işte o gün ve gece geldi.
Karlı bir yılbaşı gecesi…
Hem yazıyor, hem dışarıyı seyrediyorum.
Karacaoğlan’ın dediği gibi incecikten değil, lapa lapa kar yağıyor.
Çocukça seviniyorum.
Düşüme kavuştuğum, torunlarıma sabırla düşlerin nasıl gerçek olacağını anlatabileceğim seviniyor ve Yaradan’a şükrediyorum.
……………
Bu gecenin benim için diğer gecelerden tek farkı İstanbul’un karlar altında oluşu.
Bu farkı belirttikten sonra rutin yeni yıl yazısına başlayabilirim.
Benim kuşağımın aklına yılbaşı denildiğinde Zeki Müren gelir.
Onun 1950 ve 1960’larda yılbaşı geceleri radyo konserleri, 1970’lerde de tek kanallı TRT televizyonunda vereceği konser sabırsızlıkla beklenirdi.
O günleri anılarda bırakarak Zeki Müren’in Sahibinin Sesi firmasından çıkan ilk plağı Bir Muhabbet Kuşu’ndan önce doldurduğu deneme amaçlı plaktan söz edeyim.
Bu plağı, taş plak koleksiyonuyla uğraştığım yıllarda tesadüfen dinledim.
Tesadüfen nasıl olur demeyin, oldu işte.
Müren’in ticari amacı olmayan ve sanatçının kendini denemek için basit ses kayıt cihazlarında doldurduğu 78 devirli bu plak, hem Zeki Müren’in sanatçı kimliği, hem de Türkiye’nin ses tarihi açısından önem taşıyor.
“Zeki”nin 17-18 yaşlarındayken Takvor Güleryüz müesseselerinin Beyoğlu şubesinde doldurduğu plağın bir yüzünde o yıllarda ders aldığı Agapos Alyanak’ın Cismin Beni adlı bestesini okumuş.
Şarkı Zeki Müren’in şu anonsuyla başlıyor:
“Beste Agapos Alyanak. Okuyan Zeki Müren. Çalanlar Kemençe: Paraşko (Leondarides). Ud: Muhittin Soydan.”
Şarkı üç dakika sürüyor.
12 yaşındayken Agopos ve Kirkor efendilerden usul ve nota dersi almaya başlayan Müren plağın ikinci yüzünde Suphi Ziya Özbekkan’ın Muhayyer makamındaki şarkısı Titrer Yüreğim’i seslendirmiş. Müren bu şarkının anonsunda bestekâr adı vermeden ilk anonsu tekrarlamış.
Bu şarkı da üç dakika sürüyor.
Plak Presko marka.
Buzdolabı, radyo ve klima satan Güleryüz’de doldurulan ve gramofonda tahta iğne kullanılarak dinlenmesi tavsiye edilen plak özenle korunmuş.
1997’nin son günlerinde görüp dinlediği plak şarkıcı Nevzat Melek Alyanak’ın arşivinden alınmış.
AKİS’TEKİ ZEKİ MÜREN
Kütüphane ziyaretlerimin birinde masa üstünde duran Akis dergisi dikkatimi çekti.
İstediğim kitapları beklerken dergiyi şöle bir karıştırdım.
Dergi 10 Şubat 1960 tarihli sayısının kapağına Zeki Müren’i taşımış.
Neden Müren’i kapak yaptıklarını da başyazıda şöyle açıklamışlar:
“Akis genel kurmayı bu sayının kapağına Zeki Müren’i koyarken iki mucip sebebi göz önünde tutu. Evvela Akis yalnız politika meraklıları tarafından değil, bütün bir aile tarafından tam bir hafta müddetle okunan aktüalite mecmuasıdır. Nasıl Time Amerika’nın Zeki Müren’i Libarace’yi okuyucularına tanıtmayı bir vazife sayıyorsa Akis de hiç şüphesiz İnönü ve Menderes’ten sonra memleketin en şöhretli insanı olan bu sanatkârı bilinmeyen tarafları ile takdimi lüzumlu görmektedir. Ama kapaktaki sanatkâr olarak Zeki Müren’i seçmemizin başka bir sebebi vardır. Zeki Müren sanatı hayatından ibaret olan, bu sanatı ileri götürmek için şöhrete kavuştuktan sonra da ciddiyetle, gayretle çalışan kazandığı parayla başı dönmeyen sanatkârların belki de Türkiye’de tek örneğidir.”
Dergideki 3,5 sayfalık röportajı Kurtul Altuğ yapmış.
2016’NIN 366 GÜNÜNÜ DE
SAĞLIKLI VE MUTLU YAŞAYIN