ÜSTÜ KALSIN / Cemalim, Gülcemalim
Gemilerin insan hayatında çok önemli figürler olabileceğini mübadele röportajlarına başlayana kadar hiç düşünmemiştim.
İlk röportajlarımda o geminin adı gündeme geldi: Gülcemal.
Gülcemal’le Girit limanlarından ve Selanik’ten Türkiye’ye doğru yola çıkanlar daha o zamanlarda Türkiye’nin ilk transatlantiğini efsaneleştirmişlerdi.
Türk denizcilik tarihinde iz bırakan denizler güzeli Gülcemal, Belfast’ta Titanic’in de sahibi olan White Star firması adına 15 Ekim 1874 tarihinde Germanic adıyla denize indirildi. 30 Mayıs 1975 tarihinde de ilk seferine çıktı.
Gülcemal 1902 yılında merkezi Liverpool’de olan Dominian Lines adlı vapurculuk şirketine satıldı. Geminin adı Ottowa olarak değiştirildi.
1910 yılında Nihad, Hamdi ve Abdurrahman Beylerden oluşan satın alma komisyonu tarafından beğenilip Osmanlı Seyr-i Sefain adına 25 bin 112 altın liraya satın alındı. Gemiye dönemin padişahı Beşinci Mehmet Reşat’ın annesinin adı Gülcemal verildi.
Birinci Dünya Savaşı yıllarında bir ara asker taşımada kullanılan, hatta hastane gemisi olarak da hizmet veren Gülcemal savunma amaçlı silahlandırıldı ve Gelibolu cephesine birlikler taşıdı.
Gülcemal, Gelibolu’dan İstanbul’a dönerken 27 Şubat 1915 tarihinde İngilizlerin E-11 denizaltısı tarafından İmralı açıklarında torpillenerek pruvasından büyük hasar gördü ve iki yıl sürecek onarım için İstanbul’a getirildi. Savaş bitince 1918–1919 tarihleri arasında Yunanistan ve Mısır’daki esir kamplarında tutulan Alman askerlerini Wilhelmhaven ve Hamburg limanlarına taşıyan Gülcemal 1920–1921 yıllarında Dedeoğlu adlı bir Rum İşletmeci tarafından kiralanarak Köstence, İstanbul, Napoli ve Marsilya üzerinden New York’a dört sefer yaptı.
Gülcemal 1937 yılında hizmet dışı bırakıldı. 1950 yılına kadar Camialtı Tersanesi’nin önünde demirli duran gemi sökülmek üzere İtalyanlara satıldığında 75 yaşındaydı.(*)
Mustafa Kemal de mübadelenin efsane gemisi çift bacalı dört direkli Gülcemal’in yolcuları arasındaydı.
Gülcemal’in hatıra defterine 5 Haziran 1926 tarihinde şunları yazmıştı Gazi:
" Gülcemal Vapuru'nda gördüğüm intizam ve mükemmeliyet takdire değerdir. Genel Müdür Beyefendi'ye, geminin süvarine ve bütün mürettebatına teşekkür ederim. Gazi M. Kemal"
Bugünkü Üstü Kalsın’ı bir şiirimle bitireyim.
Üç yıl önce yazmışım. Notlarımın arasında buldum.
Üzerinde biraz oynayarak yeniden yazdım.
Bakalım beğenecek misiniz?
GÜLCEMAL’İN PRUVASINDA
Beni hasrete salan şehir
Kulen ak mı? Kara mı?
Karalar bağlayan ben varken
Ak olsa ne olur, kara olsa ne olur?
Seyrettiniz günlerce
Ben Gülcemal’in pruvasında, siz yükseklerde
Bembeyazdım/yaralandım/karardım
Bilseniz ne olur, bilmeseniz ne olur.