Üçüncü olağan kurultay
Yüce Diriliş Partisinin üçüncü olağan kurultayında Sezai Karakoç bir konuşma yaptı. Nezaket cümlelerinden sonra söylediklerine dikkat çekmekte yarar var.
‘Fazla ilerlemiş görünmesek de, asla gerilemediğimizi duruşumuzla anlatmaktayız. Karşısında bulunulan iç ve dış şartların en ağır baskısı altındayız. Kalıcı kurtuluş ve diriliş atılımını gerçekleştirecek şuurdayız.
‘Uyvar önündeki Türk gibi, direnişimizi tarihin ve çağın bağrına yazıyoruz.
‘Bu değerleri bize getirmiş olan başımız, baş tacımız Peygamberimiz efendimizi ve bu değerleri tam bir medeniyet bütünü halinde ebedi bir anıt gibi bize hediye eden ve miras bırakan büyüklerimizi sevgiyle, rahmetle anıyoruz.
‘2013 yılında gerçekleştirdiğimiz 2. olagan büyük kurultaydan bugüne mevut teşkilatımıza Niğde il ve Üsküdar ilçe teşkilatımızı ilave ettik.
‘Başkanlık sistemi veyeni anayasadan önce siyasi partilet kanununun değiştirilmesi gerekir. Her türlü fikir partilerinin kurulmasına imkean verilmelidir.
‘İki partili sistemin artırdığı, siyaset alanında var olan şiddetli gerilim, toplumu yıpratmaya devam ediyor.
‘Dış ilişkilerin ana ekseni değişmemiş, dışa bağımlılıktan kurtulmak mümkün olmaıştır.’
Xxxx
Sezai Karakoç yazılı metinden okuduğu konuşmasından başka İslami partilerin kurulmasına izin verilmelidir dedi.
Hiç kimse hürmet kozasını delecek durumda değil. Ama insanlara insan oldukları ve bazan da yanlış yapabilecekleri anlatılmalıdır. Birkaç aklı başında adam da bu sözler karşısında ‘Eyvah’ dediler ama başka bir şey demediler.
İslami partiler ne demek Allah aşkına. Hangi İslam? İslami partiler denildiğinde neler olabileceği akıl sahiplerinin malumudur. Adı İslami parti olmadığı halde iki dindar kitlenin nasıl da birbirlerinin hayatına kast ettiklerini herkes gördü.
Xxxx
Düşünen beyinler, düşünce üretenler yeni ve uygulanabilir düşünce ürettikleri sürece yaşarlar. Yanlış düşünceler üretildiğinde eski itibar ile yıllarca daha idare edilir ama, eninde sonunda cepteki biter. İşte o zaman o düşünürler artık toplumun zihninde edindiği yeri terk etmek zorunda kalır.
Xxxx
Sezai bey hatırşinas bir insan. Abdullah Işıklar ile tanıştığı yıl 1956’dır. Ankara’da genel kuruldan sonra Altındağ’da Boğaziçi Lokantasında yenilen yemekte de Sezai beyin 1950 yılında beraber okul sıralarını paylaştığı arkadaşlarından bir kaçı yanındaydı. 65 yıllık, 60 yıllık arkadaşlıklar vefa demektir, sadakat, dürüstlük ve samimiyet demektir.
Xxxx
Din adına parti kurulmasına izin verildiğinde dinin her rengi için de parti kurulması söz konusudur. Mezhepler, tarikatler, siyasi açılımlar ve anlayışlar kendi partilerini kuracak ve her biri iktidara talip oldukça ötekilerin Müslüman olmadıklarını, hatalar içinde yüzdüklerini iddia edecekler ve en çok da dine, İslam’a itibarsızlaşma şeklinde zarar vereceklerdir. Doğrusunu ifade etmem istenirse Sezai beyin İslami partiler kurulmasına izin verilsin demesini çok yadırgadım ve şaşırdım.
Sezai bey, Hakikat Medeniyeti tabirini kullanmış bir düşünürümüzdür. Evet İslam medeniyeti denmesinden bile rahatsızım. Hiçbir konunun başına İslam kelimesinin ilave edilmesini istemem.
Xxxx
Her işin başına İslam kelimesi koymak bir azınlık ruh halidir.
Ben ahlakı anlatırım. O zaten İslam ahlakıdır. Güzellik felsefesini anlatırım. O zaten İslam güzellik felsefesidir. Çocuk hakları, anne-baba hakları, kul hakkı, hasta hakkı. Ben neyi anlatırsam zaten İslam’a göre anlatırım. Ben başka dinleri bilmem ki. O halde kitap yazanlar, konuşma yapanlar niçin her durumda İslam kelimesini tekrarlayıp durular. Bir tek sebep var. Sözlerine değer kazandırmak için. İslam kelimesinin ardına saklanarak söylediklerinin önemli olduğuna insanları inandırmak için. Aslında onların her biri İslam adıyla sahtekearlık yapanlardır.