İLTER AVCI

İLTER AVCI

TÜRKLERİN KADERİ

Kaç yılında olursak olalım 

Ülkenin değişmeyen kaderi

Sene 1982 yılında, yazar Ayhan Yetkiner'in "Pire Tellâl iken" kitabını okuyunca gözüme bu günleri anımsatan yazısını yazma gereği duydum ve bu yazının başlığı da  bu giriş ile başlıyor...

Türkiye Yabancılar İçin  Artık Cennet Değil !

(Şimdi tam tersi oldu !)

Bir göz atalım yazarımız ekonomi gidişat konusunda o seneler neler yazmış yazarımız :

---Geçtiğimiz ayın son günlerinde , ( OECD) örgütü tarafından , yayınlanan ilginç bir bildiride  son altı aya göre Türkiye'nin tüketim maddeleri fiyat artışında  başta geldiği ilan ediliyordu. % 44, 5 ile Türkiye, komşumuz Yunanistan % 23,6 , Portekiz % 23, 4 oranı ile üçüncü sırayı takip ediyor idi. 

Diğer bir ciddi istatistiğe göre de 12 aylık dönem için % 67 olarak gösteriliyordu.

Hele İstanbul gibi, özellikle  Anadolu'dan her önüne gelenin yatağını sırtına vurarak akın ettiği bu büyük ve tarihi kentte fiyatlar her alanda bir füze süratiyle yükseliyor ve böylelikle İstanbul , pahalılıktan , pislikten yaşanmaz bir şehir hüviyetine bürünüyordu...

Yazar, göçün ne kadar fiyatları yukarıya fırlattığını savunuyor....Devam ediyoruz..

AİLELER ZOR DURUMDA

---Özellikle son aylarda alabildiğine yükselen fiyatlar, çoğunlukla dar gelirli yurttaşlar arasında üzüntü ve endişe yaratmakta, ve pek çok aileyi zor duruma düşürmektedir. Bu yüzden halk, dükkân ve mağazalardaki iyi ve kaliteli eşyalar yerine işportalardan alış veriş yapmak zorunluğunu duymaktadır. Gene istihsal bölgelerinden gelen binlerce ton meyve , sebze ve yiyecek maddelerin astronomik fiyatlarla manavlara intikal etmesi , halkın çeşitli semtlerde kurulan pazarlara rağbet etmelerine neden olmaktadır.

 Ceplerindeki paranın   ay sonu gelmeden bitişini ve  buna bir çare bulunulmasını istemektedir.

SORUMLU KİM ?

---Açık oturumlarda en çok tartışılan konu tefecilerin çirkin  oyunları gözler önüne serilmiş, bunların fırsatçılık yaptığı kanaatine  varılmıştır. Bunun da çözümünün tüketim kooperatifleri olduğunu belirtmişlerdir. Mersin'de domates bir lira, İstanbul'da  onbeş lira , işte  bunun delili de budur...

-----Kardeşlerim ; Devletin yaşaması için  liyakat önemli ..

  Devlet kredi veriyor diyor ki, besicilik yapacaksın , vatandaş hırsız olunca  hırsıza kilit tutmaz sözü aklıma geliyor.. Gidiyor tatil yörelerinde bar, pavyon açıyor bizim inek ve danalarımız  eğlence yerlerine meze oluyor. O zaman da garibanlar da etin kilosunu üçyüze , dörtyüze alabilirse alsın da göreyim... Denetlenebilirlik var mı ? Bu batık kredilerinin hesabını kim verecek ? 

Bir ülkede arz talebi karşılamıyorsa enflasyon da olur kıtlık da olur. Üretim , üretim  ve ihracat  aranan ilaC’ın ismi budur .

Git bir yerlerden para tedarik et, çözüm değildir. Tembelliğin ve  kapitülasyonların önünü açarsın. 

Allah insanoğluna o kadar mucize şeyler vermiş ki, en önemlisi de << donanımlı makine , bu makinanın yazılımını da sen yapacaksın >>,  diyor ayetlerinde, yüce Tanrım.. 

Vereceğini vermiş daha ne bekleyebiliriz ?

Tanrı Türkü Korusun.

Sevgi ve Saygılarımla.

<