CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

TRUVA'nın CANI MI SAĞOLSUN

Sevgili dostlar, bazılarının umurunda olmayabilir. Ancak umurumuzda olması gereken müthiş olaylar ve insanlar var.

 Bazı şeyler her an gündemde olmayı gerektiriyorsa neden olmasın?

İlginç..,

İşte bunlardan bir tanesi hatta en ünlüsü:

Yunan Tarihçi Homeros’un (M.Ö 9. Yüzyıl) eseri İlyada Destanı’nı okuyarak yola çıkan Alman Heinrich Schliemann (1822-1890) 1873 yılında, o zamana değin hiç kimsenin bulamadığı Truva Antik Kentini bir arkeolog olarak değil fakat, bir define arayıcısı olarak Çanakkale Hisarlık’ta bulmuştu. Define arayıcısı diyoruz çünkü kazı yaparken kendi ismiyle anılan “Schlieman Yarması” denilen bir yarma meydana gelecek şekilde hiçbir arkeoloğun yapmayacağı bir kazı yapmış ve M.Ö 4800’ lere tarihlenen şehre arkeolojik yönden geri dönülmesi imkansız çok büyük zarar vermiştir.

Arkeolog değil bir define avcısı diyoruz çünkü, Türkiye’nin dışına ayrı ayrı üç seferde taşıyarak götürebildiği 9.000 parçadan oluşan müthiş Truva Hazinesini arkeoloğa yakışan bir vakur ile eserleri bulduğu ülkenin müzelerine teslim edeceği yerde, eşi Sophia  Schliemann’ın (1852-1932) eteğinin altına saklayarak yurt dışına kaçırmıştı.

Dünya arkeoloji tarihinin en önemli olaylarından olan böyle bir şeyi ta o tarihlerde planlayıp uygulamaya koymak ve bu şekilde sonuçlandırmak gerçekten büyük maharet ister… Ama nasıl bir maharet ?!..

İşi gücü bırakıp başka bir ülkenin topraklarında olan değerlere göz dikerek harekete geçmek hangi ihtirasın elverdiği bir erdemliliktir ?.

Bunu yapan Heinrich Schliemann’ın Almanlar tarafından hiç olmadığı halde hem de büyük bir arkeolog gibi lanse edilmesi ne acı..

Yaptığı işe bakılırsa büyüklüğünün arkeolog değil ama başka bir dalda olduğunu eylemiyle zaten kendisi ortaya koymuş. Tartışmak anlamsız.

Ama işte elde ettikten sonra sahip çıkmanın ne demek olduğunu da 2. Dünya Savaşı’nın galip devletlerinden Sovyetler Birliği, 1945 yılında hazineleri savaş tazminatı  (savaş ganimeti) olarak Berlin’den alıp Moskova Puşkin Müzesi’ne götürdüklerinde Almanlara öğretmiş oldular… Ayrıca bir şey daha öğrettiler, Rusya Yüksek Mahkemesi’nin Ruslarca yağmalanan sanat eserlerinin yine Rusya’da kalmasını sağlayan yasayı ,1998 yılında zamanın Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in imzalamasını talep edinceye kadar bütün Dünya’dan saklı kalması gerektiğini de..

 Böylesine önemli bilgiler ansiklopedi sayfalarında kalmayacak kadar önemlidir.

Nasıl bir konudan bahsediyoruz ?.

Değerli okurlar, bu işten anlayanların değerlendirmesiyle Truva Hazineleri ait olduğu yerde  kalsaydı Türkiye şimdi zengin bir ülke olacaktı. Bunun gerçekliğini bütün Dünya ülkeleri kabul etmektedir.

Madem ki bilgili ve kültürlü olmak önemli bir şey, bu konularda da bilgili olmaya ihtiyacımız var.

Yazmayı uygun gördük.

Esen kalın.

<