SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

TRUMP'UN BEYİN RÜZGARLARI.

Bir yıl önce Amerika Başkanı Trump’un, beyin rüzgarlarına ilişkin yayınlanan bir yazımda ellerinin titrediğini belirtmiştim. Bu yıl da, Alman Başbakanı sayın Angela Merkel’in ayak ve ellerinin titrediği sıkça medyada yer alıyor.  

Yazımı güncelliği nedeniyle tekrar yayınlıyorum: Amerika Başkanı Trump, olayların etkisine ve tepkisine göre yüzü hemen kızarmayan bir tiptir. Gözleri berrak, parlak ve sağlıklı gözükse de kızaran bir yüze sahiptir. Bu nedenle, duygusal bozukluklar yüzünde hemen hissedilmez. Üzüntü, öfke, kader anları, canlılık yayan yüz ifadelerinde genellikle kaygı verici belirtiye yol açmaz. Ancak, tipini sakin görünmeye zorlasa da bedensel olarak hep huzursuzdur. Beden tipinin derinliğinde zihin boşluğunda kronik problemlerin kendisini bir yay gibi gerdiğini fark edemez. Bu birikimleri kök saldıktan sonra beklenmedik anlarda ani öfke patlamalarına geçer. Karşısındaki kim olursa olsun, en sevdiği kimselere kuvvetli agresif tepkiler vermekten çekinmez. Gün gelir sakin anlayışlı, müşfik, sevgi dolu zarif doğası, kendisini duyarlı konuma geçirdiğinde, hoşnut kişiliğine dönmüş olur.

Tıpta bu marazi belirtilere maskeli depreşip arızalar gözüyle bakılır. Zihin beden sistemi dengelenemediği durumlarda nörolojik bozukluklara yol açar. Kişinin ne zaman kızacağını, akıl mantığa sığmayan eylemlere geçeceğini hiç kimse kestiremez. Bu durumlar sinir sistemleriyle ilişkilidir. Kuzu sandığınız bir kimse, birden kurtlaşabilir, dişlerini gösterebilir. Sonuç olarak bu belirtileri gösterenlere doktorlar “psikopat” gözüyle bakarlar. Bedendeki bütün fiziksel ve duygusal etkinliklerin bazı belirtilerini Amerikan Başkanı Trump’ta görüyor ve izleyebiliyoruz.

Bu kadar ayrıntılı bilgilerden sonra bir insan, sinirli ve huzursuz anlarını baskı altında tutamıyorsa, beyin rüzgarlarının estiği noktaya dikkat edilmelidir. Ortadoğu’da, İran üzerinde ve ülkesinde, özellikle müttefiklerine karşı kırdığı potlara, gaflara bakmak lazım. Vücudun temeli dengedir.

Bu düşünceleri aklımdan geçirirken lise yıllarıma döndüm. Okulda, “Şakşak Kadir” diye anılan bir matematik hocamız vardı. Vücudu zayıf ve yüzü kemikli, aceleci, heyecanlı bir görünüme sahipti. Kolları, elleri devamlı titrerdi. Tahtaya tebeşirle yazı yazmakta zorlanırdı. Aklında sarsıntı barındırmayacak kadar bilgilerle doluydu. Fakat, ellerindeki aşırı titrekliğin huzursuzluğunu üzerinden atamazdı.

Trump’un titrekliğini, yeni yıldan sonra bir mikrofon konuşmasında su içmek ihtiyacı hissedince, kürsüdeki bardağı, iki elin yardımıyla almaya yeltendiğinde fark ettim. Hemen aklımdan onun bir Parkinson hastası olabileceğini düşündüm. Yaşamı zorlaştıran bu tür rahatsızlıkların tedavisinin süreci bilinmemektedir.

Lise dönemindeki matematik hocamız “Şakşak Kadir” telaşlı hareketlerine zarafet bulaştırmak istese de bunu beceremez; ani öfkelerle, talebelerinin masum duygularını zedelerdi.

Şimdi, Trump’ta aynı eylemler için için boy  göstermeye başladı..

Vay, vay, vay!. Dünyanın başına ne garip şeyler geliyor!

Kafatasının derinliklerinde, doğruyla yanlış birbirine karışırsa sonuç ne olur? Varın bundan sonraki akıllı insanları siz bulun, ayırt edin.. Önce, titreyip titremediklerine bakın.. Belki, ipucu bulursunuz..

PAROLA BİR SÖZ: “Dünyada daima sessiz olan üç şey vardır: Düşünce, kader ve mezar.” (Lytton)

AYAKKABI ÇEKECEĞİ

Tüm müzik aletlerini büyük bir ustalıkla kullandığını iddia eden tanınmış bir müzisyene sormuşlar:

“Müzik dışında başka kullandığınız alet var mıdır?

Kompozitör san’atcı, bir sır saklar gibi cevap vermiş:

“Evet, traş makinası, telefon, konserve açacağı ve ayakkabı çekeceği.”

<