SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

TIP BAYRAMININ PAROLASI BİZDEN

Bugün 1 Mart olduğuna göre, 15 gün sonra Tıp Bayramı kutlanmış olacak. Ancak, ne halde bulunduğumuz, herkesçe biliniyor.

“Koronavirüs savaşına göre, bütün doktorlarımız ve sağlık çalışanlarımızın hakkı ödenemez. Hayatları pahasına büyük mücadele verdiler. Virüsün yazılmasını önlemek ve insan sağlığını korumak için yüreklerini birleştirdiler..

Tıp Bayramının önemini belirtmek için 14 Mart 1919 yıllarına dönmemiz gerekir.. İstanbul savaş nedeniyle işgal altındaydı. Doktorlarımız ve Tıp Fakültelerinin öğrencileri, vatanın kurtuluşu için o günlerde de destanlar yazmışlardı. İşgali protesto günlerinde de yüreklerini birleştirmişlerdi.

İşte, vatan için, sağlık için, yaşamı korumak için özveriyle uğraş veren Tıp kahramanı hekimlerimiz, koronavirüsün  tüm tehlikelerini omuzlarında taşıyarak sağlık alanında canlarını bile feda ettiler.

Artık, doktorluğun riskli bir meslek olduğunu herkes biliyor..

O HALDE BU SAĞLIK KAHRAMANLARININ MÜCADELELERİ SÜRERKEN ONLARA ŞÜKRAN DUYGULARIMIZI HATIRLATMAK ÜZERE ŞÖYLE BİR PAROLAYI HAREKETE GEÇİRMENİN YARARLI OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM:

“MİLLETÇE, HANE HANE 14 MART PAZAR GÜNÜ, SAAT 21’DE ELEKTRİKLERİMİZİN DÜĞMESİNİ BİR DEFA KAPATIP AÇALIM.. Bu ufak jest, doktorlarımızı ve sağlık çalışanlarımızı mutlu etmeye yetecektir.. Çünkü onlar (Koronavirüs) nedeniyle Bayramlarını kutlayacak bir ortam içinde bulunamayacaklardır..

SON BİR SÖZ..

İnsan vücudu, hastalıklara, daha doğrusu mikrop türündeki virüslere karşı, elektriksel bir akımla donatılmıştır. Tıp deyimiyle buna hastalıklara karşı vücudun direnci denir. Müthiş bir mekanizmadır bu.. Duygularımızdaki biyolojik yapı bir savaş alanını andırır. Doktorlarımız, çağımızın modern cihazlarıyla hastalıklı dokuları tesbit edebilmektedir. Şunu da söylemeden geçemeyiz: Ameliyat gerektiren uzuvların onarımı, işlemin sürecine göre bazen 15 saati aşmaktadır. Ameliyatlar için yeterli teknik ekip, başlarında profesör, doçent, asistan ve operatörler dahil, anestezi uzmanları, yardımcı hemşirelerle geniş bir kadro kalbe cihazlar yardımıyla pompalanır. Ameliyatın seyrine göre vücut ısısı düşürüldüğünde takviye uygulamalar devreye sokulur. Doktorların bu mesaisini görmelisiniz. Bal kovanında toplanan arıların ritim hareketlerine ilişkin bir bağlantı kurabilirsiniz. Dakikalar, saniyelerle süren bu titiz uğraşlar, beyin ekranına yansıtılacak olsa, doktorlarımızın ne büyük bir özveri içinde ömür tükettikleri hayranlıkla izlenebilir.

Mevlana bir insanlık sevgisi ortaya koymuştur. İşte, doktorlarımız böyle bir sevgi yumağı içinde, sağlıklı yaşamın mimarı olmuştur.

Hastane kapılarında, mantıksız saplantılara kapılarak doktorlara saldıran hasta yakınları, doktorlarımız üzerinde travmatik hasarlara neden olmaktadırlar. Sağlık merkezlerindeki hasta yoğunluğu ve uzayan muayene süreçleri bu çirkin hareketleri germektedir.

Son sözümüz:

“Hekimlerimiz huzur içinde olmalı ki, hastaneler sağlığın iflas ettiği yerlere dönüşmesin.”

<