TEBESSÜM!
Ortalık toz duman.
Herkesler kendisine göre ciddi ciddi (!) vatan kurtarmaya koyulmuş.
Yandaş arayanlar var, yoldaş arayanlar var, sırdaş arayanlar var, para arayanlar var, yol arayanlar var…
Bunca hengame sürüp giderken ben yine üstüme düşeni yapayım. Tebessümünüzde payım olursa ne mutlu bana.
Kitap tanıtım yazılarımı soran okurlarıma önümüzdeki haftayı işaret ediyor ve iki güzel gülmeceyle haftayı kapatıyoruz efendim.
Hoşa giden bir fıkra türünde kahramanlar birbirini mantık oyunları ile alt eder.
Akşam sofrasında oturan iki arkadaşın masasına bir büyük balık pişirilip getiriliyor. Pay eden, büyük parçayı kendisine alıp küçüğü ötekine verince homurdanan arkadaşına soruyor:
“Ne var yani sen paylaştırsan ne yapacaktın?”
“Küçüğü kendime alır büyüğü sana verirdim…”
“Niye kızıyorsun? Yine öyle oldu ya!”
Bir tıp kongresinde doktorlar oturum dışı söyleşirken birisi yakınıyor:
“Ne yazık ki hepimizin ömür boyu gösterdiğimiz özverili çabalara rağmen, bu dünyada dost kazanamadık.”
Bir başka ünlü doktor tamamlıyor:
“Burası bir şey değil. Sanırım ki asıl öbür dünyada bekleyenler canımıza okuyacak…”
Haftaya görüşmek dileği ile efendim…