SOSYAL SORUNLAR
ÖNSÖZ GÖKTÜRKSON SÖZ ATATÜRK
Beynimi devamlı şekilde rahatsız eden bir soru var kafamda… Nedendir bu sosyal dertlerimiz, sosyal sorunlarımız ,milletçe hastalıklarımız... O millet ki bütün bir tarihin akışını değiştiren, üç kıtada atlarının izi bulunan, ölen ve asla esir olmayan, öldüren ve kılıcını din ve vatan uğruna kullanan asil ve necip bir millet...
Bu sorular bir şerit gibi kafamdan geçerken, "Öğretmenler gâvurdur" diyen din tellâllarına lânetler yağdırıyorum. Bugün her nefes alışımız, attığımız her adımı borçlu olduğumuz büyük insan, ulu önder Atatürk'e milli ruhun, milli iradenin sıkı sıkı bağlanıp yolundan gitmemesinden üzüntü duyuyorum… Çirkin ve hain çehrelerini Atatürk maskesi ile örterek gerçek olan pis kişiliklerini gizleyenleri de milyon kere lânetliyorum.
Milli bütünlüğü, milli ruhu zedeleyici, anarşist ve sapık hareketlerle Türkü Türke düşman yapan her harekete belâlar yağdırıyorum. Dini pazara düşürüp türlü siyasi hokkabazlıklara din işportacılığı yapan politikacıya da yazıklar olsun diyorum.
Bunlar her Türk'ün duyduğu derin ızdıraplardan bir kaç tanesidir..
Artık modern devlet anlayışının icab ettirdiği demokratik nizam içerisindeki hukuk devleti temelleri Türkiye'de çoktan atılmış bulunmaktadır. Çok partili rejime geçişten bu yana çıbanbaşı veren ekonomik ve sosyal dengesizliklerin sonu gelmiş bulunmaktadır. Başkanlık sistemi bu karmaşık düzenin daha da ilacı olmuştur, yeter ki liyakatli insanlar görev başında olsun…
Oysa kalkınmanın birinci şartı milli ruh ve beraberliktir. Kalkınma savaşında el ele, omuz omuza savaşırsak netice zafer olacaktır. Ne kuzeyin sapık ve sefil ideolojisi, ne de bünyemizdeki yaşayan mikroplar bizi engelleyemeyecektir. Refah ve saadete güvenle, azimle yükseleceğiz. Önce bunu başaracağımız inancını kaybetmememiz ve bu inancı yükseltmemiz ilk amacımız olmalıdır.
Karşımızda yer alan bizden zıt fikirli fakat Türk olanların millet için yaptıkları her olumlu hareketi takdir edip alkışlamayı öğrenmeliyiz. " Türke Türkten başka dost olmaz" prensibini benimsemeli ve yek vücut olarak bütün ekonomik ve sosyal hastalıklarımıza ilâç aramalıyız. Türkün yaratıcılığı, Türkün hudutsuz azmi ve yüksek iradesi bütün engelleri yenmesini bilmiştir. Tarih bunun sayısız misalleri ile doludur.
Bütün ruhumuzla ve bütün kalbimizle inanmalıyız ki hür ve müreffeh Türkiye bir gün ufuktan doğacaktır. Büyük Atamızın ruhu bir kere daha şad olacak, Türklük gururumuz bir kere daha kabaracaktır.
Sözümü, Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nun İş Bankası yayınlarında çıkan Türk Aynştayn 'ı kitabında yazdıklarından bir kesit ile yazımı tamamlıyorum.
* " Vatanı, milleti için her fedakârlığa hazır bir taban gerekiyor. Bu taban son elli yılda hayli eritilmiş ; kafası , gönlü karıştırılmış, birbirine düşen kesimler, dışa bağımlı sahte aydınlar, ekmek parasını yabancıdan bekleyen, ufak çıkarlar hesabı içinde vatanın geleceğini düşünmeyen, daha da acısı vurdumduymaz kalabalıklar oluşturmuştur.
Şimdi yapılacak iş, hızla bu toplumun yeniden kaynaşmasına, bilinçlenmesine, vatanını, milletini kendisinden önce düşünen insanların çoğalmasına önayak olmaktır.
Türkiye'yi tekrar Kuvayi Milliye ruhu, ATATÜRK ruhu kurtaracaktır."
Sevgi ve Saygılarımla
