RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Sorumluluk hayattır

Sorumluluk duygusu insana verilmiş çok değerli bir nimet. Ama bu duyguyu kesif biçimde, yoğun şekilde yaşayanların mutlu olmaları az görülür.
Hep yürümek zorunda olan bay ya da bayan sorumlu, yorulsa da bitkin hale gelse de, hastalansa da,  bıksa, usansa da hep yürümek zorunda.
Holleri, salonları, odaları araştırarak yürüyen sorumlu kişi, bütün kapıların arkasına bakmak için yürümek zorunda. Bütün katları da ziyaret edip bakmalı. Bakılan her nokta bir sorumluluk duygusu ise hayat biter sorumluluk bitmez.  Yürümek hayatsa, sorumluluk bizi yürütüyorsa, sorumluluk hayattır. Sorumluluk nimettir, sorumluluk azaptır. Hangi nimet var ki bir anda rahmete, bir başka anda azaba dönüşmesin.

Xxxx

Sorumluluk duygum olmasaydı, bu kadar çekilmez bir adam olur muydum bilmiyorum. Hatta bu kadar vaz geçilmez olur muydum, onu da bilmiyorum. Hemen herkes kendini vaz geçilmez sanır. Halbuki vaz geçilmez kimse bugüne kadar hiç olmadı. Son derece anlaşılmaz bir adam olmalıyım. Çevremdeki herkesin benim hakkımda bir fikri var. Ama bakıyorum hiç birinin hakkımdaki düşüncesi, kanaati beni anlatmıyor. Bu kadar sorumluluk duygusu çok işime yarıyor. Aile hayatımı bu duyguyla devam ettiriyorum. Ona ne olacak, bu nasıl yapacak, o üzülecek, bu şımaracak diye hesaplayınca ‘otur oturduğun yerde’ komutuna uyuyorum.

Xxxx


Bazen seni çok seviyorum. Bazen seni yok etmek istiyorum. Öylesine sevimlisin, öylesine nefret edilecek birisin. Bazen hiç yanından ayrılmak istemiyorum. Sonra bir söz söylüyorsun, zıpkın yemiş balık gibi zıplayıp yere, senden uzaklara düşüyorum. Bazen odanda bir eşya olmayı, çok kullandığın bir eşya olmayı bile kurguluyorum. Seni terk etmek istedikçe daha içine, daha içine düşüyorum. Kendimi senin derinliklerinden çıkaramıyorum. Hoş her zaman o derinliklerden çıkmak da istemiyorum. Duygular yumağı karmakarışık.

Xxxx

Yazılarımı senin için yazıyorum. Hani bu bardağı senin şerefine kaldırıyorum derler ya. İşte öyle dünkü yazımı da senin için yazmıştım. Bu yazım da senin için. Ne kadar şanslı olduğunu ayırdet lütfen, dünyada kaç kadının kendisi  için özel yazılar yazanı var, bir düşün ve ne kadar şanslı olduğunu anla. Sana söylemek istediklerim boğazımda düğümleniyor, onları boğazımdan çıkarıp nefes almak için yazıyorum.

Xxxx

Hayatımızı güzelleştirebiliriz. Manevralar, vücut çalımları bizi zorlukların, güçlüklerin içerisinden çekip çıkarabilir. Hayatı güzelleştirmek ama, güzel hayat nasıl bir hayattır, ona karar vermek kolay değil.
Bir para babasına göre, bir yoksula göre, bir üst seviye devlet görevlisine, bir gündelikçi işçiye, bir dükkean çalıştıran esnafa, bir zindancıya, gardiyana, hırsıza göre güzel bir hayatı nasıl anlatabiliriz? Sakin biri sade bir hayatı ararken, maceraperest biri olaylardan geçilmeyen bir hayatı güzel bulacaktır.

Xxxx


İşsever bir kadın tanıyorum. Hiç boş vakti yok. İlgi alanı sınırsız. Duyduklarını, okuduklarını, öğrendiklerini unutmuyor, özenle hafızasında muhafaza ediyor. Herkesin imdadına koşuyor, sanırım kendisi için yaşamıyor. Bu ne yahu! İnsanın kendine ait boş zamanı olmalı. Ama bu bana göre böyle. Halbuki o içinde bulunduğu  ortam ve şartlardan son derece mutlu. Hayatı güzelleştirmek dedim de güzel hayat nasıl olur, bunu söyleyecek biri var mı?
Bana göre güzel hayatı anlatsam kime ne faydası var. Sonunda o bana göre güzel hayattır. Felsefe  böyle konuları ele alıp yüzyıllarca düşünce üretir ve asla bir sonuca, tartışılmaz bir sonuca ulaşamaz. Tartışılmaz sonuçlar için ilme başvurmak gerekir. Ama o kadar az bulgusu var ki ilmin, o sonuçlarla kimse evinin yolunu bulamaz.

Xxxx

Bir hakikat var. Tüm hayatı değersizleştiren, aksine çok değerli kılan bir hakikat. Hayatın geçici oluşu. Manevi alana inmezseniz, geçici hayatın hiçbir değeri yoktur. Geçici bir hayatı yaşasan-yaşamasan ne önemi var?. Zaten geçip gidiyor. Geçip gidiyor ama ekip gidiyor dediğimizde hayat çok kıymetlenir. Bu dünya, bu hayat bir tarla, burada ekilecek, beka aleminde bu ekilenlerin hasadıyla yaşanacak dediğinizde hayat çok kıymetleniyor.

Xxxx
 İnsan, evren ve Allah konusunda düşünüyorum.
Aslında ben hiçbir şey bilmiyorum. Bakmayın her soruya bir cevabım olmasına.

Xxxx

Öyle çok ağlamak istiyorum ki, ah senin burcunun özelliklerini okudum. Zayıf erkekten hoşlanmıyormuşsun. İşte bu yüzden ağlamadığım. Yoksa içimde feryat-figan bir ağıt çığlıkları kulakları sağır edecek kadar güçlü.

<