SİZ BİLİRSİNİZ
Eskiden iletişim kanalları bu kadar fazla değilken, medya bu kadar renkli ve çeşitli değilken, bu kadar çok kitap, bilgi ve belge yokken daha rahat kandırılan bir toplumduk elbette. Şimdilerde işin şekli ve rengi değişti, kimse kimseyi rahat kandıramıyor. Çünkü ortalık bilgi kaynıyor.
Artık kafamıza takılan soruların cevabını oturduğumuz yerden bulmamız mümkün. Artık ben cahilim, bilmiyorum veya kusura bakma bilmiyordum gibi bahaneler geçerli değil. Araştırmak için o kadar çok imkan var ki, saymakla bitmez.
Yeter ki öğrenmek isteyelim, yeter ki kafamızdaki sorulara cevap arayalım, yeter ki araştıralım, yeter ki doğruyu bulalım. Bulduğumuz doğruları karşılaştıralım.
Bu arada unutmayalım, dikkat etmemiz gereken en önemli konu bilgi kirliliği. Bu kadar bol bilginin içinde elbette hepsi doğru olmayacaktır. Elbette herkes kendine göre doğrular belirleyecek ve bu doğruların yayılmasına çalışılacaktır. Belki de birçok yalan süslü püslü laflarla insanlara sunulacak ve belki de birçok insanın kafası bilinçli olarak karıştırılacaktır.
Devreye uluslararası siyaset, ülke içi siyaset girecek, her şeyi kullanmaktan çekinmeyen, olumsuzlukları bile kendi çıkarları için kullanan siyasetçiler için bu mecralar en etkin mecralar olacaktır.
Bilgilenmek ne kadar kolaysa, yalan yanlış bilgiye ulaşmakta artık çok kolay.
Son zamanlarda televizyonlarda sıkça karşılaştığımız Komplo Teorisyenleri ve olağandışı tartışmalarını dikkatle izledikten sonra kafamda bir sürü soru oluşmaya başladı. Acaba bütün bunlar doğru mu? Bütün bunlar doğruysa biz ne için varız? Eğer sadece birilerinin dediği oluyorsa bizim ne anlamımız var? Demek ki, biz de hiçbir şey değilmişiz. Falan. Falan…
Sadece ben mi ilgi duyuyorum bu konulara, elbette hayır. Halkın büyük çoğunluğu ilgi duymakta bu tür konulara. İşin ilginç yanı bazıları anlatılan her şeye kayıtsız şartsız inanmakta ve kafasında korku dağları oluşturmakta.
Nedir bu komplo teorisi?
Bir kimse, bir kuruluş veya bir ülkeye karşı gizlice, zarar verici tuzak kurulduğu varsayımına dayanan düşünceler bütünü olarak tanımlayabiliriz komplo teorisini.
Barkun, komplolar "iki veya daha fazla kişi tarafından tasarlanan ve uygulamaya konulan gerçek gizli planlar” der konu hakkında.
Barkun'a göre komplolar "iki veya daha fazla kişi tarafından tasarlanan ve uygulamaya konulan gerçek gizli planlar" iken, komplo teorileri "düşünsel bir inşa", "olaylara düzenli bir görüntü verebilmek için dünyaya uygulanan bir şablon"dur. Bir komplo teorisi; "küçük ve gizli bir grubun" olayları manipüle ettiğini varsayarak ulusal ve uluslararası olabilir; tek bir olaya odaklanabilir veya çoklu hadiseleri, ülkeleri, bölgeleri ve tarihsel dönemleri kapsayabilir.
King's College London üyesi akademisyen Clare Birchall komplo teorisini "bir popüler bilgi veya yorum çeşidi" olarak tanımlar.
Bütün bunları anlattıktan sonra şunu söyleyebilirim, hiçbir bil bilgi değersiz değildir. Bilgi edinmenin ve öğrenmenin sınırı yoktur. Bu düşünceden hareketle komplo teorisyenlerini dinlemekte her hangi bir sakınca olduğunu düşünmüyorum. Ama şunu unutmayalım dünyayı idare ettiklerini sananlar, asıl yanılanlardır. Kimse en büyük, en akıllı, en yenilmez falan değildir.
Elbette es geçmemek gerek, komplo teorisyenlerini çok iyi dinlemek, okumak, söylenenleri ve yazılanları yabana atmamak gerek. Belki de içinden çıkarabileceğimiz bir komploya karşı alınabilecek önlem, bir çok dengeyi değiştirecektir.
Okumanın, dinlemenin ve düşünmenin ben bu güne kadar zararını görmedim.
Siz bilirsiniz…