SINANMAK
BARIŞ YOLU
Her insan, her toplum, her millet, her Devlet vel hasıl bütün DÜNYA her an İMTİHANA tabi tutulmakta, SINANMAKTADIR. Her biri açısından esas olan şu dur: İmtihandan BAŞARIYLA çıkabilmek için, ZORLUKLAR karşısında başarılı olabilmek için, devamlı hareket halinde olup, mücadele etmek gerekir. Günümüzde daha ziyade MAZERETLER konuşulmakta, öne çıkmaktadır. ELEŞTİRİLER havada savrulmaktadır. En kolay olan mazeretler arkasına sığınmaktır. İşler böyle olunca sıkıntılar katlanarak her an daha da büyümekte, bir müddet sonra işin içinden çıkılmaz boyutlara ulaşmaktadır. Oysa, kenara çekilmek, küsmek, susmak, durağan kalmak çözüm değildir. Her “yapı”, AKSİYONER ve EYLEM sahibi olmak zorundadır. Zorluklar karşısında benim tutumum ne olacak, ne yaptım v.b... gibi İÇ SORGULAMA yapılmalıdır. TESİR oluşturacak bütün yollar kullanılmalıdır. Geçilmeyen yollar YÜRÜNMÜŞ sayılmaz. Bu ve buna benzer konularda ne güzel söylemiş FUZULİ: “ Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil” diye.
Şartların getirdiği zorluklara yenik düşmek ERKİŞİ işi değildir. İnsan mücadelesini verir, Allah takdir ederse, olmayacak gibi görünenler OLUR, zorluklar DİZE gelir. Yeter ki; KARARLILIK gösterilmiş olsun.
DEĞİŞMEYEN, MUTLAK olan tek şey vardır. O da Allah’tır. O’nun dışında her şey, zaman içerisinde değişime uğrayabilir. İnsanların hayatında zaman zaman farklılıklar görülür. Yaşlar değişebilir-İşler değişebilir ihtiyaçlar değişebilir-İşledikleri, yaptıkları değişebilir v.b... şekilde birçok durumu değişebilir. Hırslar, tamahlar, Bencillikler biraz zor değişime uğramaktadır. Onun da yolu Gönül gözünü aktif kullanabilmektir. Oradaki perdelenen KÖRLÜĞÜ, perdeyi çekerek atabilen insan bu işi de halledebilir.
Her insan, yaratılışı gereği insanlığa HİZMET ile görevlendirilmiştir. Bu yolda, Allah’ın kendisine vermiş olduğu bütün MELEKELERİ; Kudret-kabiliyet emanet...v.b... melekeleri bir PLAN dahilinde, bir programa yönelik denge oluşturacak şekilde kullanmalıdır. PSİKOLOJİK yorgunluğa düşmemeye dikkat etmelidir. HİZMETİ esas alan insan, en verimli şekilde görevini İCRA için, olay ve olayları güzel bir şekilde tespit etmelidir. Tespit edilen OLAYI güzel bir şekilde anlatmalıdır. Gerekirse toplantı veya toplantılar yapılmalıdır. Katılımcılara anlaşılır güzel bir SUNUM yapılarak, katılımcıların birbirinden farklı fikirlerin IŞIĞINDA, ÇÖZÜME gidiş kapıları aralanabilir. Ayrıca birlik ve beraberliğin GÜCÜ de ortaya konulmuş olur.
Yaratıcının KULU her insan, bir tür SANATKÂRTIR. Yaşama SANATINI iyi becerebilir isterse. Doğrudan- yanlışı / iyiden-kötüyü/ Adaletten-Zulmü/ Faydalıdan-zararlıyı ayırabilme yeteneği olan İRADESİ vardır. Her geçen gün daha da KİRLENEN Dünyada, farklı-farklı renklerinin süslerinin de KİRLENDİĞİNİ düşünerek, NEFSİN oyunlarına yenik düşmeyebilir. Böylece Hayat İMTİHANINDA kaybedenlerden olmayabilir. Cahil duyguların önünü kesebilir. Ne diyor NEŞET ERTAŞ: Cahildim, Dünyanın RENGİNE kandım.” Fıtrata yabancı kalınmaması gerekir. Dünyanın YALANCILIĞI, ALDATILICIĞI, Nefse PARILTILARINI, ALBENİLİĞİNİ gösterir. Kanmamak gerekir. Zaten Müslümana Dünyada RAHAT yoktur. Dinlenme yeri AHİRET hayatıdır. Bir de KANARSAK daha da sıkıntılı hayat yaşarız.
Selam, sevgi ve saygılarımla. Günk. Kul. S.