Şiddet
Öfke, nefret, kin, intikam duygularının ardından şiddet gelir. Aynı ailedendir. Muhataba güç kullanmak, sertlik ve beklik göstermektir. Güç, her canlıya belli ölçülerde verilmiş bir nimettir. Ama bireyler kendilerine verilen her nimeti kötüye kullandıkları gibi gücü de kötüye kullanarak, acizlere, zayıflara, kendilerinden daha az imkean sahiplerine karşı kullanarak onları aşağılar, ezer, yener, mağlup ederler. Onlara zarar verirler. Şiddet güç kullanımıdır, zarar vermek, aşağılamak, mutlaka alt etmek amaçlı, öfkesini gidermeye yönelik, intikam ve cezalandırmaya yönelik sert davranıştır.
İnsan öfkelenmedikçe, kendisine bir haksızlık yapıldığını düşünmedikçe, örselendiğini düşünmedikçe, özgürlüğüne, itibarına, makamına, şanına-şerefine uygunsuz davranıldığını düşünmedikçe şiddete baş vurmaz.
Xxxx
Bir insan düşünün. Kendisiyle barışık. Kimse ile bir alaveresi yok. Alaveresi olmayınca dalaveresi de yok. Kendine yetiyor. İşinden, eşinden, aşından memnun. Evren, İnsan ve Allah hakkında düzenli, tutarlı düşünceleri var. Bu insan öfkelenmez. Nefret ve kin sahibi olması için de bir sebep yok. O halde neyin intikamını alacaktır. Hiçbir şeyin. Hiçbir şeyin intikamını almayacak, hiç kimseye hiçbir hesap sormayacak insan şiddete baş vurmaz.
O zaman şiddetin temelindeki esas maya kişinin memnuniyetsizliğidir.
Kişi kendiyle barışık değilse o insan öfkelenir, nefret sahibi olur ve kin tutar. Uygun bulduğu zamanda da intikam alır. İntikam alınırken de aşırı güç uygulanır. Bunun başka şekli yok. Öyleyse şiddeti önlemek isteyen bilhassa yöneticiler insana yönelmelidir. İnsanların tek tek, fert fert kendinden memnun kişiler haline gelmesi için gerekli eğitimi, bilgilendirmeyi, bilinçlendirmeyi yapmalılar. Polisiye tedbirlerle şiddet anlık olarak, geçici olarak önlenebilir ve aslında önlenmelidir de. Ama kalıcı tedavi olmayınca anlık önlemeler anlık önleme olarak kalacaktır.
Xxxx
Şiddet, intikam duygusu, kin, öfke durup-dururken ortaya çıkmaz. Hak ihlali, şahsiyet istismarı, değer verilmeyiş, aptal ve enayi sayılma, maddi ve manevi tecavüz ve örselenme olmadıkça şiddet ve şiddete ebeveyn olan duygular oluşmaz. Daha özet olarak adalet duygusu zedelenmemiş hiçbir insan şiddete giden yolda duygular geliştirmez.
İntikam ve güç uygulayarak hakkını tahsil yolu olan şiddet, devlete, adalet donanımına güven duymamaktan kaynaklanır. Yani şiddetin asıl oluşturucusu devlettir. Devlet, vatandaşlarının hakkının korunacağının teminatı olabilse, vatandaş, insan inansa devletine ve adalet nizamına, hak ihlalinin önleneceğine inansa, intikam almak yerine devlete baş vurur.
Ama herkes biliyor ki devlette işler ağır işler. Nesiller boyu süren mahkeme duruşmaları vardır. Sonunda da hakkı gasp edilmiş, örselenmiş, mağdur olmuş kişiyi memnun eden bir karar çıkmaz.
Xxxx
İyi yönetilmek idealdir. Umuttur. Beklentidir. Elbette şiddeti önleyecek olan devlettir. Ama şiddeti oluşturmamak için gereken alt yapı oluşturulmalı, insanlar birey olarak değerini bulmalı, saygı görmek ihtiyacı karşılanmalıdır.
İnsanlar görmek istedikleri saygıyı bulduklarında, kendileriyle barışık olacaktır. Kendisiyle barışık insanın öfkesi uzaklaşacaktır. Öfkesi uzaklaşan insan nefrete, kine, intikama, şiddete gitmeyecektir. Şunu unutmamak gerek.
İnsan nitelikleri eğitimle artar. Ama eğitimin bir hedefi varsa.
Kanun çıkartarak insan niteliğini değiştirmek, artırmak, azaltmak mümkün değildir.
Xxxx
İşte tam burada iki anlayış, iki yönetim kavrayışı ile karşılaşırız. İktidar olarak, kanunlar çıkartarak insanları istediğimiz çizgiye getiririz. Evet bu mümkündür. Ama zorlanmış insanlar, buldukları ilk fırsatta o çıkarılan kanunları takmayacaklardır. İnanmadan, zorunlu olarak görünüşte uygulamakta ve uymaktadırlar. Bu insanlara kanun yoluyla, devlet eliyle, yönetim biçimiyle şiddet uygulanmaktadır.
Öteki anlayış ve kavrayış biçimi şudur.
İnsanın tek başına bir aalem olduğunu kabul eder. İnsanı aalemi sagir olarak telakki eder.İnsanın niteliklerini artırmaya, değer katmaya hizmet eder. Belki insanların çoğunluğu bu niteliklere ulaşamazlar. Buna yetenekleri yoktur. Ama bazı mücevherler üretilir ki, insanlık onlarla şeref kazanır.