ZEKİ GÜVEN

ZEKİ GÜVEN

SEN BEN BİZ

Merhaba,

Biz olmak için ne gerekli? Tabi önce ben, sonra sen. Hayatımız boyunca önce ben olmak için uğraşıp, biz olmaya çalışırız. Biz olmak için kendimizden farklı diğer insanlarla bir arada olup aynı şeye gönül vermeliyiz. Ama esas yolculuk ben olmakla başlıyor. Yaşamımızın neredeyse yarısından fazlasını ben olabilmek için harcarız. “Nasıl biri olmalıyım?” , “Ben bencil biri miyim?” bu sorular ben olmak için kendimize sorduğumuz sorulardan. Ben ne zaman ben olurum? Sen ve ben biz olur muyuz? Biz olmak zordur mudur?

Bebek bencildir, her şeyden önce kendisi gelir. Çünkü bencil olmak zorundadır. Eğer bebek “annem çok yoruldu, dinlensin sonra emzirir beni” demez. Derse aç kalır, altı pis kalır veya ilgi göremez olabilir. “Ben” olma bebeklikte başlıyor. Sonra içinde olduğumuz insanların sayısı arttıkça ve bilinç düzeyimiz değiştikçe üzerimizdeki etkiler ve baskılar artmaktadır. Öyle bir yaş dönemine gireriz ki, başkalarının fikri, düşüncesi ve yorumu “ben”den daha önemli hale gelir. Hayatınızda öncelikleriniz olmalı. Sizi siz yapan özellikleriniz olmalı. Yaşamımız içinde sürekli toplumun ve çevremizin istekleri doğrultusunda yaşıyoruz. Bu toplum içinde rahat ve konforlu yaşamak için önemli. Bununla birlikte sizde kendi değerinizi bilmelisiniz ki, sağlıklı “biz” oluşturabilin. “Biz” için hareket etmek gerekir, özveride bulunup gerekirse fedakârlık etmek gerekir. “Biz” duygusunu yaşadığınızda içinizde bir mutluluk olur, sevginizi ve huzuru yaşarsınız. Paranın veremediği zenginliği yaşarsınız. “Biz” olunca insan oluruz.

Biz ve benlik kavramlarını hayatın her alanında birbirinden ayıran çok önemli bir felsefe vardır. Buna “Ubuntu” denilmekte. Bu felsefe, “Ben, biz olduğumuz zaman ben’im” der.  Güney Afrika da yaşan yerli halkın felsefesi bu. Bunu en iyi anlatan bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Afrika’da çalışan bir antropolog bir gün çocukları etrafına toplar ve onları bir oyuna davet edip şöyle der; “Karşıdaki ağacın altına bir sepet meyve koydum, koşup ağaca ilk varan bu meyveleri yemeye hak kazanacak." Bütün çocuklar yan yana dizilir ve işaret verildikten sonra el ele tutuşup ağaca doğru koşmaya başlar ve aynı anda varıp ödülü hep birlikte yer. Bunu gören antropolog neden böyle bir şey yaptıklarını sorar. Cevap ise şudur; "Biz 'Ubuntu' yaptık eğer tek bir kişi kazansaydı diğerleri kaybetmiş olacaktı ve diğerlerinin kaybettiği bir ortamda ödülün de anlamı yoktur." derler.

Şöyle yaşadığımız topluma bir bakalım. Her an birileri ile yarışmaya ve bencilliğe doğru sürükleniyoruz. Başarı, şöhret, zenginlik ve güce sahip olalım derken bencil duygularımızla birbirimizden uzaklaşıyoruz. Derin nefes alarak sakinleşip kendimize döndüğümüzde diğer canlılarla olan bağımızı hissedebiliriz. Hepimiz değerliyiz ve bu gezegende birlikteyiz. Soluduğumuz havadan, bastığımız toprağa kadar yaralandığımız tüm kaynaklar ortak. Gelin tüm ortaklarınıza gülümseyin. Gülümsemek ve gülmek bulaşıcıdır. Birlik olup biz olmak için gelin bu akımı hep birlikte başlatalım. Her gün en az 10 kişiye gülümseyin. 

Sevgilerimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ZEKİ GÜVEN Arşivi