RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Semaya bakarken…

İnsan daha çok önüne bakar. Yolda yürürken, önündeki bir işi icra ederken, okurken, yazarken hep önüne bakar. Hatta önüne bakmak insana tavsiye edilir. ‘Eli işte gözü oynaşta’ sözüyle önüne bakmayan insanlar hafifsenir. Daha başka sözler de var konuyla ilgili elbette. Ama insan sağına-soluna da bakmalıdır, bakması tavsiye edilir. Seyrüseferde önüne- arkasına; sağına-soluna bakmayan bir kazaya giriftar olabilir. ‘Hep kendine bakma biraz da senden başkalarını gör, etrafını gör, senden yukarıda olanları gör ama senden aşağıdakileri de gör’ gibi ahlaki tavsiyelerimiz de vardır.

Xxxx

Semaya, gökyüzüne, uzay boşluğuna bakmayı dinler ve ahlak nizamları öğütler. Biraz da duygu  selleri içinde yaşayanlar, şairler, edebiyatçılar da gökyüzüne ilgi duyar ve başka insanların da ilgi duymasını arzular. Gel gelelim gökyüzüne baksa bile insan, uçan kuşları, böcekleri, uçakları görür. Uzay boşluğunu dolduran ana maddeyi esir’i görmez. Hava atomlarını görmez. Elektiriği, sesi görmez insan. Bir ses ve görüntü alıcısı konulduğunda görülebilen nice enerji biçimlerini görmez insan.

İnsan gökyüzüne baktığında güneşi, ayı, yıldızları görür. Güneş ve ay birer tane ama yıldızlar sayısız. Semada 2 tirilyon adet galaksi olduğu ve her bir galakside de 100 milyon yıldız olduğu kabul ediliyor. Akıllara durgunluk veren rakamlar bunlar.

Xxxx

‘Yıldızların altında yar ile sohbet ne güzel şey’ demiş şair, bestekear da onu besteleyip bir güzel şarkı yapmış. ‘Yanma gönül yansa da, ecel beni alsa da, gözlerim kapansa da, yıldızların altında’ mısraları da bir başka güfte ve beste ustasının eseridir. Din, ilahi kitaplar ve öncekileri tashih ederek geçersiz kılmış Kur’an 118 ayet ile semadan söz ediyor.

Beşeri manada semaya bakan-bakmayan güneşi, ayı, yıldızları, bulutu, yağmuru, karı, doluyu, sis’i, pus’u şimşek ve yıldırımı, rüzgearı görür insan. Gökyüzünden rahmet, bereket, bolluk, bıldırcın ve sofra gelir. Ama bıldırcın İsrailoğullarına, sofra da Musa aleyhisselam ümmetinden asilerce istenmiş ve inmiştir. Yeryüzünün olduğu gibi gökyüzünün de bilinmeyenleri var ve onları, o bilinmeyenleri yaratan Allah biliyor. Gökyüzünden rahmet, bereket, bolluk indiği gibi kitap da melek de azap da, uğultu şeklinde ses de, dindirilemez rüzgear da iner. Ebabil kuşları taş da atar. Nice topluluklar yok edilmiş, yerlerine yeni topluluklar yaratılmıştır.

Xxxx

Semaya bakmak gerek. Sema düşünmek için çok verimli bir kaynaktır. İbret almak için, ders çıkarmak için, bilim yapmak için sema bir hazinedir. Bir uçak yolculuğunda ve gökyüzünde dört bir yanın gökyüzü olduğu gözlemlendiğinde, yön duygusu yitirildiğinde, bulutlar katman katman sıralandığında, yer değiştirdiklerinde, koyu ve kesif bulutlar arasından geçildiğinde, berrak masmavi alanda gidildiğinde yine de semaya bakmak anlatılmaz haz verir insana. İnsan bulunduğu yerden semaya baktığında semayı görmez. Semanın bir parçacık kısmını görür. İnsanın görüş alanı ne kadarsa o kadarını görür. Ama insan semayı gördüm der. Hayır görünen sema değil, semanın milyar kere milyar küçük bir parçasıdır.

Xxxx

Bir dağın eteğinde bir karınca düşünmek gerek. O karınca dağı görür ama, dağın ne kadarını görür? İnsan sema karşısında o karınca kadar bile şanslı değil. Gördüğümüz şey, göremediğimiz şey. Görmediğimizi aslında görüyorsak ve o gördüğümüz şeyin ne olduğunu bilmiyorsak! ‘Ol mahiler ki deya içredir, deryayı bilmezler’ mısrası insan için söylenmiştir.

Semaya bakmak gerek. Ama alaim i sebayı da, renkleri de, sesleri de esir maddesini  de, hava atomlarını da , azabı ve rahmeti de bereket ve felaketi  de görebilecek gözleri olsa insanın. Ayette yerin ve semanın yaratanı şöyle diyor. Zulüm yapmayı alışkanlık haline getirenlere azap indirilir. Nereden, semadan.

Xxxx

Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar.

Yeryüzünde sizin kadar yalnızım.

 

<