KENAN SÖNMEZLER

KENAN SÖNMEZLER

SAP MI SAMAN MI?

Sapla samanı karıştırmayayım derken aklıma düştü küçük bir araştırma
yaptım…
Yazının sonunda sap-saman karışmış olabilir şimdiden özür…
İnsanlar günümüzden onbin yıl önce tarım devrimini gerçekleştirmeyi
başardılar. O zaman yani M.Ö 8000 yıllarında dünya insan nüfusu yalnız 10
milyondu. Evet yanlış yazmadım sizler de yanlış duymadınız koskoca dünyada
sadece 10 milyon insan yaşıyordu.
O zamandan modern çağların başlangıcına yani yaklaşık olarak 1650 yılına
kadar dünyanın nüfusu her yüzbin yılda yüzde 50 arttı. Düzenli bir çoğalma oldu.
Hesapsız kitapsız bir çoğalma. Kendi kendine yani.
Ancak dünyanın geleceğini tehlikeye sokan nüfus artışının başlangıcı yine
1650 yılına dayanır.
Artış 40 misli daha hızlanmıştır. 1650-1965 yılları arasındaki 315 yılda dünya
nüfusu 3.3 milyarı buldu. 2000 yılına kadar geçen 35 yılda ise bir kez daha
katlanarak 6 milyarı geçti.
Ya ülkemizde! Onu hiç sormayın. Bizdeki nüfus artışı dünyadan da hızlı oldu.
Dünyada ve bizde bütün politikacılar, insanlara dünyayı dar edecek bir nüfus
artışını hiç aldırış etmeden izlediyorlar…
Bu artış böyle sürüp giderse dünya nüfusunun 3000 yılında 358 milyarı
bulması gerekiyor.
Ancak şurası kesin ki zavallı gezegenimiz dünya bu yükü taşıyamaz. Başımıza
gelebilecek felaketleri saymaktan vaz geçerek bu felaketler ne olursa olsun nüfusun
10 ila 50 milyar arasında donup kalması bekleniyor…
Nasıl olup da böyle bir kaosa önlem almadan koyunlar gibi gidildiğini dilimiz
döndüğünce bir fıkra ile özetlemeye çalışalım…
Genç çift mutlu bir evlilik yapıyor. Aradan iki yıl geçtikten sonra  ilk
çocuklarının dünyaya gelişini sevinçle yaşıyorlar. Bu sevinci katlayan gerçek
çocuklarının üçüz doğmuş olması.
Elinde çiçeği ile gelen bir arkadaşı genç anneyi kutluyor:
“Ne güzel birden bire üçüz evlat dünyaya gelişi.”
Anne açıklıyor:
“Kolay değil! Doktor söyledi. Ancak otuzbin seferde bir üçüz doğurulurmuş.”
Konuk şaşkın:
“Demek otuzbin seferde bir ha? Demek ki sen iki yıldır, öyle ev işi falan
yapmaya, zaman bulamamış olmalısın…”
Haftaya görüşmek dileği ile efendim…

<