CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

SANMAK ÇOK DAHA BAŞKA…

GÜNDEN GÜNE

Sevgili dostlar, başta savaş olmak üzere bir ülke için herhangi bir olumsuzluğun ve sonuçlarının farkında olmak ülkeyi yönetenlerin ileri görüş yeteneğiyle yakından ilgili..

Dünya üzerine baktığımızda hiç kimseye üzerinde bulunduğu toprakların durup dururken hediye edilmediğini, hemen bütün ülkelerin bir hikayesinin olduğunu, az ya da çok olağanüstü çabalarla bulunduğu yeri kendisine yurt edindiğini görürüz.

Orta Asya’dan çıkıp, Bering Boğazını geçerek Kuzey Amerika’ya, batıda ise XI. Yüzyılda Hazar Denizi’nin kuzeyinden ve güneyinden Avrupa’ya doğru yola çıkan Türklerin, kendisine yurt edinmek üzere canları pahasına girdiği mücadelelerin en önemlisi 1071 yılında Malazgirt Meydan Muharebesi ile ortaya konmuştur.( Selçuklu Hükümdarı Alparslan - 1029–1072 , Bizans Kralı Romen Diyojen - 1030–1072 )

Malazgirt Savaşı’nın taktik, ekonomi, sosyal içerik ve özellikleriyle birlikte siyasi açıdan mutlak sonuçlar ortaya koyarak yaklaşık 1000 yıldan beri etkilerinin halen devam etmesi, onun diğer muharebelerden ayrı bir kategoride değerlendirilmesini gerektirmektedir.

Bayrağı, yasaları, kurumaları ve sınırlarıyla bir yerde devlet kurmak ve yönetmek kolaylıkla başarılacak bir iş olmadığı gibi, hele bunu Anadolu gibi dünyanın en stratejik coğrafyası üzerinde meydana getirmenin devlet olmak vasıflarını taşımakla koşulsuz ilişkisi bulunmaktadır.

Yani gücünü, canını ortaya koymadan bir takım siyasi oyunlarla hazıra konan herhangi bir topluluğun, kabilenin başarabileceği bir iş değildir..

O nedenledir ki beceriyle atılan sağlam temellerin üzerinde yüzlerce yıldan beri bu topraklarda ayakta durabilen bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti vardır.

Kesin sonuç, özveriyle uygulanan çalışmaların sonunda elde edilendir.

Değerli okurlar, bu topraklara ayak bastığımız yıllardan beri dost olmaya çalıştığımız, dost sandığımız ülkelerin Türkiye’ye bakış açısı hiç değişmedi ve değişecek gibi de görünmüyor. Üstelik takındıkları hasımane tavır ve davranışlarla Türkiye’yi değiştiremeyeceklerini de anlayamadılar.

Haklı olanın mücadelesi ve başarısı kolay olur..

Türkiye’nin yüzyıllardan beri haksızlıklara karşı durduğunu ve hep haklı olduğunu da anlamadılar.

Yazık !

Bakmak başka, görmek başka, anlamak başka, sanmak ise çok daha başka…

Esen kalın.

<