Rehavet zamanı değil!..
Mübarek Kurban Bayramı’nı dün tamamladık...
“Covid-19”un tüm dünyaya yaşattığı felaketten kurtulmak üzereyken, bayramı doya doya yaşamak için prangalarını koparmışçasına kendimiz haklı olarak bulunduğumuz yerden dışarılara attık.
Denizlere girdik, topluca yemekler yedik, kalabalık çarşılarda omuz omuza gezdik, büyüklerimizi ellerinden, küçüklerimizi yanaklarından öptük, yaşıtlarımıza doyasıya sarıldık, 4 kişilik arabalarda 6 kişi seyahat ettik, hınca hınç dolu toplu ulaşım araçlarıyla bir yerden bir yerlere gitmeye çalıştık...
Kurbanlarımızı keserken, beslenmemize dikkat etmedik. Abur-cuburu elimizden eksik etmedik, böylece bir iki kilo daha ağırlaştık...
Her gün de, “Covid-19” testleri pozitif çıkan insan sayısını iyice artırdık...
Adeta, “atın ölümü arpadan olsun” misali...
***
Kimimiz 3, kimimiz 2, kimimiz de tek doz aşı olurken, toplum için gerekli olan aşıya direnenlerimiz de oldu...
İyi güzel de, aşıya direnen insanlarımız kendi sağlıklarını gönül rahatlığıyla tehlikeye atarken, tedbir için aşı olanları ya da kendisi gibi aşı olmayanları tehlikeye attıklarının farkında değiller mi?
Yoksa önemsemiyorlar mı?
“Ben yanarsam, sen de yan!” mı diyorlar?..
Devletimiz, bu duruma ivedi çözüm bulmalı...
Yoksa, bu illet daha çok canımızı alacak, kötü durumda olan ekonomimizi daha da çıkmaza sokacak!
***
Özetle demek istiyorum ki, rehavet zamanı değil...
Kendimize, çevremize dikkat etmek zorunluluğumuz var!
İster insani, ister dini açıdan...
Zaman “Laylaylom” zamanı değil!
Sağlık, ekonomik güçlükler içerisindeki ülkemizi çökertebileceği gibi, dünyamızı da açmaza sürükler...
Düşüncesizce hareket eden toplumlar, karmaşa içerisinde yok olurlar!
Aman, tedbiri elden bırakmayalım, ülkemizin sağlığı için çok ama çok dikkatli olalım...
***
Dünyamızda iklim miklim kalmadı...
Seller büyük can ve mal kaybına neden olurken, aşırı ısı da insanları iyice bunaltıyor...
Geç de kalsak, hala dünyamız için, geleceğimiz çocuklarımız ve torunlarımız için yapmamız gereken çok şey var!
Önce ruh ve beden, sonra çevre temizliğimize çok dikkat etmeliyiz.
Yoksa bu dünya bizi dışlayacak, kendi başına dönmeye devam edecek!
Bir gün farkla geçmiş de olsa, “Mübarek Kurban Bayramı”nız kutlu olsun...