Radyo temsilleri
Tura yayınları arasında Ahmet Özdemir’in Radyo tiyatroları adında bir çalışması yayınlandı. Kitabın baş tarafında 7 sayfalık bir bilgilendirme yazısı var ki, ilim dünyasına nitelikli bir hediyedir. Dünyada ve Türkiye’de radyo yayınlarının başlaması ve radyoda sesle oyun temsil etme macerası ayrıntısıyla anlatılıyor. 1924 yıllarında başlayan radyo yayınlarını 4 yıl sonra Türkiye’de başlatmış durumdadır. Her teknik gelişmeyi 100 yıl sonra yakalayan Türkiye radyo yayıncılığını 4 yıl aradan sonra başlatarak tarihinin en seri uyumunu sağlamış oluyor. 1927’de başlayan radyo temsilleri 1986’ya gelindiğinde sahneden çekilmeye başlamıştır. Çünki televizyon dizileri başlamıştır.
Xxxx
Ahmet Özdemir, ‘İlk radyo oyunları İstanbul Şehir Tiyatrosu oyuncuları tarafından seslendiriliyordu. Bir taraftan da Şehir Tiyatrosunda oynan oyun naklen yayınlanıyordu. Ankara’ya gelen tiyatro sanatçılarından da faydalanılıyordu.’
Radyoda hakikaten de akşamları arkası yarın gibi kitap okuma saatleri, Mikrofonda Tiyatro, Pazar temsili, sahneden mikrofona adlarıyla temsil eserleri okunuyordu. Annem ve ben de bu akşam saatlerindeki temsili dinlemekten çok zevk alıyorduk. Annem ve benden kasıt hanımlar ve çocuklardır elbette.
Burada sesle, seslendirmeyle, deprem, fırtına, yağmur, çarpışma sesleri verilerek bir hayal dünyasında olaylar gerçekleşirdi. Dinleyenin zihninde, beyninde, hayalinde, düşünce alanında çeşitli şekiller, gerilimler, olalar, kişiler, hikeayeler, kahramanlıklar, kıskançlıklar başarıyla anlatılırdı. O dakikalarda, 30 dakika olurdu genellikle, derin bir edebi haz duyulurdu.
Xxxx
Zaman geçti, teknik gelişmeler arttı, yeni alet-edevat icat edildi. Toplum hayatında da çok şey değişti. Tek parti, çok parti, başka düşüncedeki iktidarlar gelip geçiyordu. En sonunda radyo temsilleri önce azalmaya, sonra tamamen yok olmaya doğru hızla giderken, bir de bakıldı ki, radyo iktidarını kaybetti. Onun yerine televizyon çok baskın şekilde iktidar sahibi olmuştu.
Xxxx
Ahmet Özdemir bey değerli incelemesinden sonra kendisi tarafından yazılıp, radyolarda seslendirilmiş beş radyo temsil metnini kitaba almış.
Duble kaynana, Kuzguncuk vapuru, Sarhoş Ayılınca yıkılır, Kuşku, İnsanın alacası. Bu başlıklardan Dube kaynanaya itirazım var. Duble kelimesi Türkçe değildir ve gerekli de değildir. Ama o zamanlar hiç kimse firenkçe kelime kullanmaktan kendini koruyamıyordu. Eskiden olsaydı Kuşku kelimesinde itirazım olurdu. Ama sonraları düşüncemi değiştirdim. Reyb, şek, şüphe kelimeleri yanına bir de kuşku kelimesi üretmenin bir zararı yok diye düşünüyorum. Yeter ki, bazı kelimeleri atıp yerine yeni kelime üretmek olmasın. Dilin gelişmesi için yeni kelimeler, isimler, fiiller, terimler üretilmelidir, ama eskileri atmayarak. Eskileri atıp yenileri kullanan bir dil değişir ama gelişmez. Hem eskileri, hem yenileri bir arada, yerli -yerinde kullanan diller gelişirler.
Xxxx
Ahmet Özdemir’in Radyo Tiyatroları adlı eseri 192 sayfa. Mat karton kapak. Yalnızca eser adı, yazar adı ve kapaktaki radyo resimi parlak.
Ahmet Özdemir’in daha bir çok alanda çok değerli çalışmaları var. Şiir, Roman, Hikeaye, Kişi hayatları, araştırma ve inceleme. Çok yönlü bir edebiyatçı olan Ahmet Özdemir’den daha nice eserler beklemek hakkımız olabilir mi?