Poker masası, satranç tahtası
Dünya tehlikeli bir poker oyununu nefesleri tutulmuş izliyor.
Yan masada ise satranç tahtaları kurulmuş..
Her masada iki oyuncu var.. hatta bazı oyuncular iki üç masada birden oynuyor..
Poker masasında, ABD, Rusya, İran ve Çin var…
Bir de bu oyuncuları takip eden bahisçiler..
Poker masasında herkes rest çekmiş durumda, ancak işin garibi hepsinin elinde de beş benzemez var…
ABD, oyuna hem tüm silahlarını, hem ekonomisini hem üretimini ortaya sürdü…
Rusya, silahlarını, doğal gazını, petrolünü masaya koydu…
Çin, ucuz insan gücünü, gelişen teknolojisini ve dünyayı sarsan ucuz mallarına güvendi…
İran ise garip… Elinde hiçbir şey yok ama kendisinden emin masaya sürdüğü kozları ise Rusya ve Çin…
İran, ABD’nin kendisini yutmaya çalışan ABD’ye “bana karşı elinde ki benden güçlü kartları açarsan Rusya ve Çin beni yutturmamak için onlarda oyuna girer” restini çekti…
Ama güvendiği dağlara kar yağmak üzere Rusya, yan çiziyor…
Rusya, İran’a bana güvenerek posta atma dedi…
Çin henüz sesini çıkarmıyor ama, İran’a koltuk çıkabilir…
Yandaki satranç massında ise işler karışık.
Tüm piyonlar hareket halinde filler, atlar hamle yapıyor, ama kale hala sağlammış gibi duruyor…
Poker masasının 3 oyuncusu Rusya, İran ve ABD’de satranç tahtasında…
Hepsi de 4. Oyuncu Türkiye’ye tuzak hazırlama peşinde…
ABD’nin hamlesi, YPG/PKK paçavrası ve İran’ı işgal planı…
Rusya, İdlip’te oyun bozanlık edip 3 milyon Suriyeliyi Hatay sınırına yığma peşinde…
İran, hem PKK’yı, hem Esat’ı Türkiye’ye karşı kışkırtma peşinde…
Türkiye çok masada, her birinin hamlesini karşılıyor, hem de yan gözle ilk masada ki poker oyununu takip ediyor…
Tüm bunlar olurken içerde de kavga var..
Siyaseten kavga var, iş dünyası ile kavga var…
Tüm bu kavgalar, elimizi giderek zayıflatıyor…
İktidar ise, bu hengame içinde iç barışı sağlamak yerine iç kavgayı körüklüyor..
Bu oyun biraz karışık…
Anlamak zor, anlatmak zor…
Bu arada Avrupa’da, Ortadoğu’da, Afrika’da konuşlanmış bazı leş kargaları da, birilerinin güç kaybetmesini bekliyor..
Zayıf bulduğu anda saldıracak…
Bu oyunda önce sakin olmak, sonra oyun stratejisini iyi belirlemek gerek…
İstanbul’un patronu olmak önemli, ama her şey demek de değil…
İçte kaybetmek olabilir, adına demokrasi denir..
O kaybetmek değil bir kazançtır..
Ama o masalarda kaybedilirse vay halimize…
………………
NOT: Geçte olsa, tüm Türkiye’nin Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı da kutluyorum… Böylesi günlerde bu mili günlere hem de Atatürk’ü anmakta ve anlamakta büyük faydalar var.. Unutmayalım…