SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

PİKNİKLER MUCİZE ŞİFA DAĞITIR..

Ortadoğu ve sınırlarımızda, hatta yöreye yakın iç kısımlarda, ölümcül çatışma, kanlı vuruşma devam ederken yurdumuzun bir bölümü asrın en büyük depremiyle çöktü.. Ölümler büyük, yaralanmalar büyük.. Hatta büyük büyük binaların tırpan yemiş halleri, dünya insanlarını bile titretti.

Bütün bu olanlar, Şubat ayının altıncı gününde, gecenin sonuna yaklaşırken, “YARIN YENİ BİR GÜN DOĞACAK DİYE GELECEĞE YELKEN AÇMAYA HAZIRLANANLARIN KÂBUS ÖRTÜSÜ OLACAKTI..” Akşam olunca günü kapatanların enkaz yığını altında sönen yaşamları, kurtarılanların mucize olarak hayata tutunmaları, milletimizi yürekten yaraladı. Göz yaşları sel gibi boşaldı.. Toplumumuz bir anda birbirine kenetlendi.. Deprem bölgelerine yardım seferberliğinde halkımız yiğitliğini gösterdi.

Umutla beslenen beklentiler, doğal yaşamın felakete dönüşen acı sonuçlarıyla hayata bağlanma ve dayanma gücümüzü kaybettirebiliyor.

İnsanları mevcut durumdan daha iyi tesellilere kavuşturmanın yolu açıktır. Mevsimsel görüşlere göre Şubat ayları, bahara geçişin tuzak olaylarını yaşamın önüne aniden çıkarabilir. Mart ayları, güneşle barışık yüzünü aniden somurtarak esip gürlemekle, kasıp kavurmakla tanınır. Ancak, baharın kokusunu Nisan aylarına doğru dağlara, bayırlara, kırlara yaymakta da gecikmez.. Her alan çiçeklere, dalların ucu tomurcuklara, bulaştıkça daralan ruhlar piknik alanlarında huzur bulmaya yönelir.. Günlük yaşamlarında sorunların ve sorumlulukların bezgini haline gelenlerin ruhlarını tedavi yerleri “Kır Mangalları”dır.

Kısacası, hayatımızda kaybettiklerimiz, kaçan fırsatlar, sevgiler, aşklar ve üzüntüler kırların “mucize” havasında dağılır, gider..

Ne hazin ki, Bahar Mangalları başında yaşamımıza bir tadımlık zaman ayırabilecek duygu birlikteliği bulamayacağız..

Korkunç depremin yerle bir ettiği onbir büyük kentimizin çevreleri, kırlık alanları barınma ihtiyacındaki yüzlerce, binlerce insanın barınakları konteyner evlerle donatıldı.. Artık baharın adı anılmayacak ama, deprem mağdurlarının ızdırabını yüzüne yansıtan yaşam sivilceleri yarınlara bağlı umutlarla silinebilecektir. Devlet ve millet vatandaşın kalkanıdır.

<