RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Petrol, namus meselesi

Petrol Fırtınası adlı kitabı okuduğumda çocuk denecek yaştaydım. Raif Karadağ tarafından yazılan
eserlerden biri. Ancak bu kitabın yazarı otel odasında ölü bulunduğunda neler yapıldı bilmek gerek.
Merhumu rahmetle anarken hayatını bir hatırlamakta yarar var.
xxxx
28 Nisan 1920 tarihinde Yanya’da doğdu. Babası Yanya eşrafından bankacı Süleyman Bey’dir.
Ailesi, 1924 yılında mübadeleyle Türkiye’ye geldi ve İstanbul’da Pendik’e yerleşti. Pendik
İlkokulu'nu bitirdi. Kadıköy Ortaokulu'ndan mezun oldu.
Rumca, Osmanlıca ve İngilizce biliyordu. Çocukluk ve gençlik yıllarından beri okumayı çok seven bir
insan olarak tanındı. Onun bu okuma aşkı, daha sonraki yıllarda yazma aşkına dönüştü. Bu ilgiyle,
gazeteciliği kendine meslek seçti. 1952 yılında günlük Yeni Büyük Doğu gazetesinde yazmaya
başladı. Daha sonra Son Havadis, Tercüman ve Bizim Anadolu gazetelerinde yazdı. Diğer yandan
bazı dergilerde de çeşitli yazılarını yayınladı. Bu yazılarından pek çoğunu daha sonra kitap haline
getirdi. Selver Hanım'la evlendi. Bu evlilikten Murat ve Ferhat adlı çocukları doğdu. 22 Aralık 1973
tarihinde, Ankara’da kaldığı otel odasında, esrarengiz bir şekilde vefat etti. 
Petrol Fırtınası, Muhteşem İmparatorluğu Yıkanlar, Şark Meselesi, Musul Raporu adında dört adet
kitabı yayınlandı.
xxxx
Lütfi Salkım ise şu değerlendirmeyi yapmış:
‘1973 senesinde, dönemin cumhurbaşkanı ve başbakanı’ ile görüşmek üzere Ankara’da bulunan
yazar, kaldığı otelin odasında ölü bulundu.
bilindiği üzere, sıhhatli olarak gitmişti Ankara’ya...
gerçekleşemeyen görüşme, dünyadaki petrol yataklarının büyük bir bölümüne sahip olan Müslüman
ülkelerden biri olan Türkiye’ nin petrol yatakları konusu üzerineydi.
Raif bey, petrolün dost ve düşman tayininde belirleyici bir maddî değer oluşunu önemsiyordu.’
Biyografça.com’da, Raif Karadağ’ı devletin büyükelçi pasaportu ile Irak'a gönderdiğini ve devlete petrol
raporları hazırlamakla görevli olduğunu, İngilizlerin öldürdüğünü yazıyor. Irak şehzadesi Faysal’ı da
İngilizler öldürtmüştü. Hem de aynı biçimde, kaldığı otel odasında cesedi bulunmuştu. Necdet Sevinç
ise o günlerin gidişatına uyarak Raif Karadağ’ı Rusların öldürtmüş olabileceğini yazmış.
Xxxx
Raif Karadağ dosyasını yeniden açmak değil amaç. Bir haberden buralara geldi düşüncemiz. Eski
istihbaratçı kıdemli binbaşı İhsan Güven’in evinde arama yapmış polis. 2004 yılı Mayıs ayından söz
ediyorum. Evinde arama yapılan Güven’in çok sayıda petrol ile ilgili belgelere el konulmuş. O
dönemde milliyetçi solcu anlamına ulusalcı sıfatı kullanılıyordu. Binbaşı Güven de ulusalcı kimliği ile
tanınıyormuş.
Gazetenin haberi veriş biçimi son derece iğrenç.
‘İhsan Güven’in son yıllarda Türkiye’nin petrol yatakları üzerine araştırmalar yaptığı öğrenildi. Güven’in
petrol, İMF gibi Türkiye’nin haksızlığa uğradığını iddia ettiği konularda çalışmalar yürüttüğü öğrenildi.
İddia ediliyormuş. Yoksa haksızlığa uğradığımız tartışmalıymış. Gazete haberi bu havada veriyor.
Güven’in petrol yatakları hakkında yaptığı incelemeleri raporlaştırarak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer’e ve daha başka konuyla ilgili devlet adamlarına gönderiyormuş.Bak sen şu köftehora.!
Xxxx

Gazetecilik halkın avukatlığını devlete karşı yapmak zorunda olduğu gibi, devletin avukatlığını da
başka devletlere karşı yapmak zorundadır. Türkiye’nin haksızlığa uğradığı konular bir iki değildir. Her
konuda devletimiz, milletimiz yabancı erklerin hedefindedir. Haksızlıkları tarih boyunca göğüslemek
zorunda kalmıştır. Gazeteciliği asli kimliğine kavuşturmak gerek. Gazete ve gazeteci devlete karşı
halkın, başka erklere karşı devletin ve milletin avukatıdır. Bu işi yaparken elbette bazı ödemelerle karşı
karşıya kalınacaktır. Ama gazeteci hep var olacak ve yapması gerekeni yapacaktır. Kişiliğinden,
amacından, hedefinden şaşmadan. İnsanımızın, milletimizin, devletimizin haklarını savunmak çoğu
defa gazetecinin işidir.

<