ARZU ARAT YENİCİL

ARZU ARAT YENİCİL

Ormanlar yanıyor, ciğerimiz kanıyor...

Herkese merhaba,
Aşırı sıcakların yaşandığı bugünlerde yurdun dört bir yanında ormanlar yanıyor.
Akdeniz iklim kuşağında yer alan ülkemizde her yıl 2 binden fazla orman yangını çıkıyor ve yaklaşık 11 bin futbol
sahası büyüklüğünde alan zarar görüyor. İklim krizinin etkisiyle risk büyüyor.
Yanan ormanların yeniden orman haline gelebilmesi için ağaçların büyüme sürelerinin değil, ekosistem oluşturma
sürelerinin önemli olduğunu belirten uzmanlar bu sürenin 20 ile 60 yıl arasında değişebildiğini belirtiyor.
Birde yangınların biyoçeşitlilikten hava kirliliğine kadar doğayı nasıl etkilediğine yakından bakalım…
- Bir ağaç yılda 150 kilograma kadar karbondioksit tutabilir. Bir ağacın bile yanmasıyla iklim krizinin başlıca etkenlerinden biri
olan sera gazlarına karşı bu mücadele kozunu da kaybetmiş oluruz. Yangın süresince ağaçlarda ve diğer bitki örtüsünde depolanan
karbondioksit, metan ve azot oksit gibi güçlü sera gazları atmosfere bırakılır.
- Yangınların ardından toprak hidrofobik hale gelebilir, yani çok az su emer. Bu da bitki ve ağaçların kök salmasını zorlaştırır,
toprağı savunmasız bırakır.
- Ormanların doğal döngüleri bozulur. Örneğin istilacı bazı bitki türleri çoğalabilir, bazı bitki türleri yok olabilir.
- Canlı türlerinin doğal yaşam ortamları bozulur. Kimi hayvan türleri ölürken, hayatta kalabilenler de faunanın bozulmasıyla besin
kaynaklarını yitirirler.
- Geniş bir çevreye yayılabilen küller, besin maddelerinin çoğunu yok eder. Toprağı aşındırarak sel ve toprak kaymalarına neden
olur.
- Bölgenin mikro iklimini değiştirir ve sağlıksız yaşam koşulları yaratır. Solunum yolu rahatsızlıklarından kalp yetmezliğine kadar
pek çok hastalığı tetikleyebilir.
Tüm canlılara yaşam kaynağı sunan ormanlar
sürdürülebilir bir dünya için vazgeçemeyeceğimiz
unsurların başında geliyor.
Dolayısıyla yaşamımızı korumak da ormanlarımızı korumaktan geçiyor.

<