ÖĞRETMENİN GÖZ YAŞLARI !..
ÖĞRETMENİN GÖZ YAŞLARI !..
YİRMİ GÜNLÜK ALPARSLAN
Bu makalemde, Amerika'da görev yapan Ayşegül öğretmenin, Amerika ve diğer ülkelerdeki Türk evlatlarının ibret verici acı değişimlerini onun itirafları ile sizlere aktaracağım..
Ayşegül öğretmenim anlatmaya başlıyor:
-----İstiklâl Marşı'nı o kadar güzel okuyan, Türkiye'deki öğrencilerin bile çoğunun yanlış bildiği "Ulusun" kelimesini de doğru vurgulayan temiz yüzlü öğrenci, şiiri bitirdiğinde şaşkınlıktan dilim tutulmuş, bekliyordum. Bu o kadar hasretini çektiğim, o kadar susadığım bir durum idi ki!
"- Senin adın ne yavrum?"
"- Alparslan, efendim. "
Pırıl pırıl bakışlı, ceketi ilikli "efendim" li Alparslan !
"Efendim " buradaki Türk çocuklarının yabancı olduğu bir kelime. Kravat da öyle. Efendim'li konuşmak, kravat takmak, ceket iliklemek buradaki öğrencilerimde görmediğim, görmeye görmeye beklememeye alıştığım şeyler.
"- Kaç yaşındasın Alparslan?"
"- 12 yaşındayım."
"- Çok güzel okudun Alparslan, aferin!"
"- Teşekkür ederim."
Teşekkürü de biliyordu. Şiiri okumak üzere kalkıp - yine alışık olmadığım şekilde- sınıfın ortasına gelmiş, ayakta düpdüzgün durmuştu. Şiir bittikten sonra da öylece duruyordu, belli ki " Otu !" dememi bekliyordu, bense onu bırakmak istemiyordum.
"- Türkiye'de nerede okudun ?"
"- İlkokulu bitirdim. Bursa'da...Şimdi burada ortaokula başladım.
"- Demek yirmi gün önce geldin?!"
"- Evet efendim."
Kulaklarım yankılanıyordu. " Yirmi gün önce..." Gözlerime hücüm eden yaşları dışarı çıkarmayıp boğazımdan aşağı düğüm düğüm indirdim. Sustum. Heyecanımın çabuk geçmesi için, aslında geçmesini istemezdim ama ders yapılacaktı. Şebnem'in patlayıp duran sakızına, Hülya'nın iki dakikada bir tarayıp, birşeyler sıkıp şekilden şekile soktuğu saçlarına, Cenk'in yırtık kot pantolonuna baktım.
Sonra ne mi oldu?
Alparslan'ın adını arkadaşları "Korkmaz, sönmez Alparslan koydular. Daha doğrusu biraz haylaz, muzip bir Murat bu unvanı verdi.
Haftalar haftaları kovaladı. Törenler yaptık, şiirler okudular, fıkralar anlattılar. Alparslan hep yüzümüzü ağartan öğrenci oldu. Annesi, Babası ile tanıştım, ikisi de son derece kibar insanlardı.
Babası, kardeşinin isteği ile Amerika’ya gelmiş benzin istasyonunda çalışmaya başlamış. Alparslan'ın babası " Bilmem ki iyi ettik mi? Çocukların istikbali burada nasıl olur. ? diye düşünüyor.
Hafta da bir gün ders işliyordum. Haftalar haftaları kovalayarak yaz tatili geldi.
Sonra yeni senenin başladığı hafta yoklama yaptım. Pek çok öğrenci yoktu. İlk günler böyle olurdu. Alparslan gelmişti. " Nasıl gidiyor Amerikan günleri " dedim." İyi " dedi.
Ama Alparslan bu sene kravat takmıyordu. Kulak verdim, New York'un sokak İngilizcesini o da kapmış, gevelemeye başlamıştı. Sınıftaki öğrencilerimin, sokaklarda gördüğüm bu yaşlardaki yeni yetmelerin beni çileden çıkaran davranışları onda da alışma mıdır, özenme midir, karar veremedim- azar azar görülüyordu.
Dejenerasyon, Asimilasyon? ! Bu nüfus kağıdı yabancı kelimeleri dişlerimin arasında ezerek düşünüyordum. Amerikan muhaceret makamlarına sorarsanız bu "neutralization" . Yani tabiileştirme, aynileştirme... Yani Amerikalılaşma.
Uzun müddet Alparslan’ı göremedim. Taşınmışlardı. Sonra bir düğünde karşılaştık. Yirmi günlük Alparslan'dan o kadar farklıydı ki! Kısa sürede bu kadar değişiklik nasıl olabilmişti?
Aile içinde kültür olmaz, kültür okulda olur, derlerdi...
Peki ama?... Amerikan öğrenciler böyle mi?
Amerikan okullarında başı bozuk bir nesil mi yetişiyor? Peki nasıl ayakta duruyor bu devlet?! Yoksa bizim çocuklarımız üzerinde bir aksi tesir mi yapıyor Amerika?
İşte bunu anlayamıyorum. Belki bir gün anlarım.
Değerli YeniGün okurları : Bunu neden yazdım? İşte sorumun cevabı !..
II. GÖKTÜRK DEVLETİ, BİLGE KAĞAN'ın Orhun yazıtlarda ki : "Çin'e giden Çinlileşti, devletini, milleti yok saydı, Çin kağanının emrinde oldu, onlarla birlikte yurtlarımıza, obamıza saldırdılar. İpek kumaşlara, süslü Khatunlar'a aldandılar "
Öğretmenimizin anıları, ile Göktürk Kağanı, Bilge Kağan'ın 6-7. yüzyılda yazdırdığı Kitabeler ile uyuşmuyor mu ? Bu sorumun cevabını da sizlere bırakıyorum...
Tanrı Türkü Korusun.
Sevgi ve Saygılarımla.