Nizam içinde nizam
Bir hayatın içindeyiz ama nasıl bir hayatın? Bir durup düşünmek gerek. Önce bir gökyüzü var üstümüzde. İçinde mavi, beyaz, gıri, siyah, kirli siyah ve bazan da eleğimsağma, alaimi seba, ebemkuşağı, gökkuşağı yedi renk bir arada görülüyor. Bir nizam ki akıl durur hayretle. O sema çadırı nerede bitiyorsa işte orada sidre i münteha olmalı. O semanın her bir katmanında kuşlar var önce, her renkten, her boydan, her yetenekten. Kimi toplayıcı, kimi tüketici, kimi taşıyıcı, kimi parçalayıcı, kimi yiyici. Her yetenekten, her renkten kuşlar, uçucular. Böcekler de var elbette, sinekler de. Kelebekler de. Ah nizam içinde nizam var her biri kendi kanunlarına tabi, her biri kendi nizamında uyumlu. Uyumlu olmazsa yaşayamaz.
Xxxx
Sonra boşluk hissi veren yüksek, geniş bir alem. İçinde uçaklarla geziliyor. 12 bin metre yüksekte bu uçak nizamı da bitiyor. Uçaklar, tüm marka, tüm milliyetiyle, başka başka bayraklarıyla uçan uçaklar. Bir nizam da orada şekilleniyor. Onun üstünde uçan casus uçaklar, fotograf çekenler, merdiyen ve paralel belirleyenler ve maceraya atılarak uzayda, semada dünyadan başka gezegenlere seyahat edenler. Nizam içinde nizam, düzen içinde düzen.
Xxxx
Yerde ayrı nizamlar, denizde, akan suda, duran suda, artan-eksilen suda, yer altında bekleyen suda başka nizamlar var. Kurallar, yasalar var. Hakikatler var. yer yüzünde ağaçlar, bitkiler olduğu gibi denizlerde de, su kenarlarında da bitkiler var. Bir nizam ki akıl durur. Hepsinin kendine yasaları, kuralları var. Hepsi var olmak için o yasalarla, kurallarla sıkı sıkıy bağımlı ve uyumludur. Nizam içinde nizam, düzen içinde düzen.
O bitkiler her boyda, her cesamette, her renkte, kokuda, tatda sayılmaz farklılıkta ve çeşitlilikte. Ama her birinin kendine dair kaideleri, kuralları, yasaları var. Çınarın şartları ile meyve ağaçlarının her birinin kendine özgü şartları asla beraber gitmez.
Bu kadar emin olmamak gerek. Hem onların bir geniş paltosu var, hepsi bitki paltosu altına girer, hem her birinin ayrı bireysel paltosu var. Ehadiyyet ve Vahidiyyet burada da kendini gösterir.
Xxxx
Bitki, nebatat, botanik, hangi dilden söylerseniz söyleyiniz yeşillik, ot, bitki alemi ilimlerin nice dalları tarafından incelenir. Nizam içinde nizam, düzen içinde düzen.
İnsanların var edilişi, birbirlerinin vücudundan var edilişleri tam bir kanaviçe, etamin, ekose, damalı zemin bağıntılıdır. Firenkçe kelimelerle de ifade etmeye çalışılan bu halita hikmetin her derecesini ihtiva eder.
Bu örgü, öyle bir örgü ki, bir damayı çizmek için tüm damaların çizilmesi gere. Bir anne ve bir babadan dünyaya gelen insan. En son dünyaya gelecek insan daha ilk insan yaratıldığında hesaplanmış olmalı. Aksi takdirde yaratılış takvimi, ekosesi, damalısı hazırlanamzdı. Şundan emin olunuz. Dünyaya gelecek son insanın hangi iki bedenden yaratılacağı ezelden takdir edilmiştir.
Akıl hayret uçurumunun kenarında duramaz, aşağıya yuvarlanır. Hikmet içinde hikmet, sır içinde sır. Nizam içinde nizam, düzen içinde düzen.
Xxxx
İnsanlar hayvandan, bitkiden, cinden, melekden başka nizama, yasaya tabi. İşi ibadet değil, işi imtihan, işi sabır, işi hamd, Dayanabilene aşk olsun.
Yaratılmışların en şereflisi olarak yaratıldığı vahiyde yer alan insan, imtihanı hep kazanmıyor. Aşağıların aşağısına kadar irtifa kaybedebiliyor. O zaman kendi cehenneminin odunu, yakacağı haline gelmiş oluyor. Ah insan. Her biri ayrı, kendi başına bir nizam. Ama bir arada da çeşitli nizamlar, düzenler var. Aile bir alem, sokak, köy, mahalle, semt, kasaba, ilçe, kaza, şehir, bölge, ülke. Sayısız nizamlardan birinde yaşar insan.
Xxxx
Hayatı anlamak mı? Ne mümkün. Nizam içinde nizam, düzen içinde düzen, alem içinde alem. Her biri binbir sırlı. Anlamaya akıl yetmez. Anlamak için verilen tek hazine var. Gönül anlayabilir bunları ancak. Ah gönül anlaman gereken milyonlarca sır varken, bir gözleri ahunun peşine takılıp hayatı tüketmek niye. İnsan bu bir meçhul.