METİN ALTINÇEKİÇ

METİN ALTINÇEKİÇ

MUTLU BAYRAMLAR!

Değerli okurlarım, bu hafta sizlere “Ramazan Bayramı ve de, dün de ve bugün de Bayramlar”

içerikli bir köşe yazısı hazırlamaya çalışacağım. Umut ediyorum ki, hiç aksatmadan her cumartesi

benim için seçkin gazete bayilerinden gazetemizi alan ve/veya her cumartesi yenigungazetesi.net

internet sitemiz üzerinden köşe yazılarımı okuyan siz değerli insanlar bu yazımı da beğeneceksiniz.

Bakın yukarıdaki son cümle de aslında yazı ile ilgili çok ince bir tüyo vermiş oldum sizlere.

Bakınız, gelenekler ve reformlar meselesi, işte bütün ince çizgi burada. Gazeteyi satın alarak

okuyanlar varken artık, takdir edersiniz ki internet üzerinden okuyanlar da azımsanmayacak

düzeydedir. Gelenekler ve reformlar, işte Bayram meselesi de tam olarak bu nokta da çok benzeşiyor.

Yani eski bayramlar ve yeni bayramlar olarak reformdan bahis etmek doğru olur mu? Acaba.

İnceleyelim, 90’lar bizim için bir ölçü kabul edilirse ve o tarihten 2017’lere dayanan süreci

analiz edecek olursak şayet, ciddi bir vaziyette değişim fark edilebilir. Bakınız dünya global olarak

değişti. O tarihlerde video kamera ile çekim yapmak önemli bir şey iken, hatta ona sahip olduğunda

sinema filmleri bile çekebileceğine inan nesil, şuan gün içinde kaç kere kamera kullanıyor veya

kullananlar, sosyal medya da videoları paylaşsalar bile bir fenomen değilse ne derece etkisi var. İşte

değişim ruhumuzda ve yaşantımızda. Çünkü imkanlarımız değişti artık bizim.

Bakınız artık, uçak bileti ile otobüs bileti neredeyse kardeş fiyat olacak düzeye geldi. Turizm

Şirketlerinde ki kampanyalara bakınız. Vatandaş imkan buldu. Lüks algısı veren, her şey artık hemen

hemen, sade bir vatandaşın da sahip olabileceği seviyelere geldi. Üstüne bir de yerli turizm

hareketlensin diye hafta sonları da Bayram tatiline dahil edilmek sureti ile 9 güne, 10 güne uzatılmaya

başlandı. Bu sene biraz daha kısa oldu. Ama burada şunu idrak etmemiz gerekiyor değerli okurlar

imkanlar değişti.

Şimdi Ramazan Bayramlarında vatandaş 30 gün aç, susuz inançları için orucunu tutmuş tabi ki,

Bayram etmek hakkıdır ama Bayramı Bayram gibi yaşamakta gerekmez mi? Bir sms atarak bayram

kutlayan bir nesil ortaya çıktı. Mesaj atma ara diyeninden, herkese yollanan sıkıcı manileri okumadan

silenlerin listesi zannediyorum oldukça kabarık olsa gerek. Biz bu bayramda en azından anneler,

büyük anneler, babalar, büyük babalar ziyaret etmeliyiz. Çocuklara harçlık klasiği devam etmelidir.

Bayram, Bayram tadında yaşanmalıdır.

Şimdi hani dedik ya vatandaş aç susuz 30 gün geçirdi hakkıdır diye, bir de Kurban bayramında

kurbanı kesmeden, mesainin bittiği ilk geceden kaçanlar var. Tabi ki bu bir tercih meselesidir.

Saygımız sonsuz. Ancak Millet olarak din, örf, adet ve milli şuurumuzu kaybedersek iman ve itikat

duygularımızı kaybedersek, tehlikeye gireriz bunu unutmayalım. Hayat bir tebessümün, o kocaman

buzları erittiği gibi ince ve hassastır aslında.

Sevgili okurlar peki ne yapmalı? Bu bayram hiç düşünmeden, bayramın 1.gününü

büyüklerimize ayırmamız gerekir, çocuklara harçlık verme kültürünü unutmamak gerekir. Gidip

göremeyecek kadar öte de olanlarımızı arayarak, bayramlarını kutlamalıyız, onların hal ve hatırlarını

sormalıyız. Hani çocukluğumuzun bayramları var ya, işte onu öldürmeden bayramı bayram gibi

yaşamalıyız. Başka da yapılması gereken bir şey olmadığını düşünüyorum. Sonra atlayın, arabalarınıza,

otobüse, uçağa gidin ve hak ettiğiniz bayramı yapın. Bugün arife yarın ise Bayramın 1.Gününü idrak

etmiş olacağız. Zannediyorum, bayramı bayram gibi yaşayanlardan olduğumdan olsa gerek, ben

ziyadesi ile bayram heyecanı yaşıyorum. Umarım sizde öylesinizdir, diyorum ve siz değerli okurlarımın

Ramazan Bayramını en kalbi duygular ile kutluyor, haftaya görüşünceye dek hoşça kalın diyorum.

<