RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

MİT bunu yapmalı

Milli İstihbarat Teşkilatı devletin güvenlik teşkilatından biridir. Görevleri kanunla belirlenmiş, yasalarla bağımlı bir kuruluş. Eskiden, parlamenter nizamda Başbakan’a bağlı bir kurumdu. Tek adam idaresinde doğaldır ki, tek adama bağlıdır. Yine kanunlarla çerçevelenen işlemleri yapacaktır. Başbakan’a bağlı olduğu zamanlarda, söz gelimi Süleyman Demirel başbakan iken, başbakana karşı yapılacak ihtilali haber vermemişti. Demirel bundan müşteki olarak halka şikayette bulunmuştu.

Xxxx

Mehmet Eymür, Hiram Abas, Fuat Doğu ve başka MİT Müsteşarları zamanında da MİT raporların, şikeayetlerin, basının konusu olurdu. Esas itibariyle devletlerin istihbarat kurumları müttefiki olan devletlerin istihbarat kurumlarıyla ortak çalışırlar. Birbirlerine bilgi aktarırlar. Türkiye İstihbarat Kurumu da CIA ile MOSSAD ile beraber çalışmakla kimi zaman kınanır, kimi zaman da bunun doğallığı ifade edilir. Bana göre de doğaldır. Müttefik iseniz genel olduğu gibi anlık paylaşımlarda da bulunmak gerekli olabilir. Nitekim Türkiye’nin terörle, şiddet yanlılarıyla mücadelesinde ABD istihbarat kurumundan da, bazı komşu devletlerin istihbarat kurumlarıyla da alış veriş yapıldığı gazetelerde yer alan haberlerden bellidir. PKK kurucusu, bir zamanlar bebek katili sıfatıyla anılan Abdullah Öçalan’ın Kenya’da CIA tarafından derdest edilip, Türkiye’ye idam edilmeme şartıyla teslim edilmesi de bir istihbarat kurumları yardımlaşmasıdır.

Xxxx

Hiram Abas zamanında MİT’in operasyonlara, (fiili uygulamaya) katılmadığı suçlaması gazetelerde haber olmuştu. Bu eleştirilere cevap vermek üzere MİT bazı isimlerle, bazı fiili uygulamalara katılmaya başladı. Sonra Hiram Abas kırmızı ışıkta duran arabasında çapraz ateşle öldürüldü. Burada anlatılan her şey gazetelere düşen haberlerden edinilmiş bilgilerdir. MİT; ülkenin, devletin korunması için içerde olduğu yurt dışında da fiili uygulamalara katılır. Fıransa’daki  Ermeni anıtının bombalanması da böyle bir olaydı. Son günlerde bazı Afrika ve Balkan ülkelerinde 15 Temmuz kalkışmasına katıldığı var sayılan zanlılar da MİT tarafından yakalanıp, Türkiye’ye getiriliyor. MİT o kalkışma akşamında da önemli görevler üstlenmiş, Diyanet İşleri Başkanı ile camilerde sala okunmasını  görüşmüş ve kalkışmayı engellemek için çaba harcamış ve bir anlamıyla da bunu başarmıştı.

Xxxx

Bütün bunlar bilinen, basına yansıdığı kadarıyla bilinen çalışmalardır. Ama bir önemli konu var önümüzde. MİT’in çerçeve yasasında olup-olmamasına bakılmaksızın yapması gereken bir çalışma olduğu ortaya çıktı. Yeni ve eski devlet adamlarını yalnız bırakmamak gibi bir işi üstlenmesi gerekiyor. Devlete hizmet vermiş, bakanlık yapmış, milletvekilliği yapmış, birinci derece devlet memuru olarak devletin -hiç değilse o dönemindeki-  sırlarına vakıf insanların daha sonraki hayatlarında da, devlet adamlığına yakışır bir hayatı sürdürüp-sürdürmemeleri takip edilmelidir.

Yanlışa saptıkları izlendiğinde, MİT onu sorgu odasına alıp, yaptıklarının nelere mal olacağını, devlet ciddiyetiyle anlatmalı. Hatta onu zorlamalı. O insanın eski kimliğine yakışmayan davranışlardan uzaklaşmasını sağlamalıdır.

Xxxx

MİT’in faaliyetini çerçeveleyen yasada bu söylenen husus olmayabilir. Bu,  ortaya çıkan yeni bir durum. Yasal çerçeve buna göre genişletilmeli, nasıl o eski bakanlara koruma veriliyorsa, MİT onların genel yaşama biçimlerini de takip etmeli ve devlet adamı kimliğine zarar verici davranışlara girdiğinde o kişi cebren hizaya sokulmalıdır.

Yanlışa giren kişiler eski devlet adamı kimliğini kullanarak, yasal sorumluluklardan kurtulamadığı gibi, bilakis devlet adamı kimliğine uygun davranış ve yaşama biçimine mecbur edilmelidir.

 

<