Dünya ölçeğinde bir araştırma yapılacak olsa, en fazla “Merak” sahibi, ülkelerin başında geldiğimiz görülecektir.

Dünya, bugünkü düzeyine “merakla” ulaşmıştır. Merak duygusu insanın doğasında vardır. Merak, insanları yeni yeni şeyleri öğrenmeye iten bir duygudur.

Bilginler, merak olmasaydı uzayın derinliklerine ulaşamazlardı. Feza gemileri, roketleri, uzay araçları, merak sonucu ortaya çıkan buluşlardır.

İnsanoğlu, dedikodunun kucağına oturduğu günden beri hep merak ettiği şeylerin peşinde, jet hızıyla koşar.. Hatta bu merakı, dedikodunun yakıtı da sayabilirsiniz.  Ama, bunun tersi de olabilir. Merak, insan yaşamını zehirleyen bir duygu olarakta öne çakabilir. Bunun dozunu iyi tayin etmek lazım.

Bütün hayatları “merak” yüzünden allak-bullak olmuş insanları düşünelim.

Yaşadığımız çevre ve toplum o kadar çok merak edilecek şeyler üretiyor ki, hangi birini sayalım.. Şu hale bakın.. Partiler seçim bildirgelerini açıklarken vaadlerin peşinde meraklı bir seçmen kitlesi oluşmuyor mu?

“Acaba hangi parti sözünde duracak?” merakı, seçim süresince bizleri bilinmeyen bir yargıya götürecek.. Bilinmeyeni aşamayanların mantığıyla, meraklı beklentilerimiz, kabus olarak yaşamımıza yerleşecektir.

Oysa, günlük yaşantımızda merak kavramı ile ilgili o kadar çok şey var ki, “oylar sandıkta el değiştirir mi?” düşüncesi bile bütün bunların önemini azaltacaktır.

Artık akşam eve dönerken sofranızı, soluduğunuz kirli havayı, trafik cehennemini, etrafınızda yardım dilenen Suriye’li vatandaşları, evinize peşpeşe gönderilen çeşitli faturalar üzerindeki cambazlıkları, uğradığınız haksızlıkları, tezgahları dolduran bozuk gıda maddelerini, estetik ameliyatı için yarışa giren kadınların birbirlerine üstünlüklerini, konut satışları ilanlarını, gazete sayfalarında  Kırkpınar güreşçileri gibi elense çeken medya pehlivanlarını sakın ola ki merak etmeyin.. İşte o zaman, “baltayı taşa vurursunuz, çamları devirir, pot üstüne pot kıran” insan olursunuz.

İyisi mi, sorunlarınızla baş başa kalarak, merak duygularınızın içine kapanmayınız. Unutmayın, hatırlatalım:

“Merak kediyi öldürür..”

Yaradılış itibariyle kendilerini “9 canlı” gören kedilerin her şeye burunlarını soktukları için bela üzerlerinden eksik olmaz..

Kedi örneği; insanlara ders olsun kabilinden söylenmiş sözdür.

Tarih boyunca “kulaktan kulağa” yayılan sözlerin yerini artık bilgisayarlar aldı.

Bilgisayarların cihazı içinde bir (Merak Baba) yaşadığını hatırlatalım. Her an, her dakika karşınızda, merak ettiklerinizin mutlak bir ipucunu verecektir.

Merakla yatıp, merakla kalkmamak için yaşamınızdan keyif almaya bakın..

“Herkesin istediğini yapabileceği bir yerde, hiç kimse istediğini yapamaz”

(Roosevelt  böyle demiş)

Ne diyelim, olayları fıkrayla yorumlayanları da unutmayalım:

İsrail’i dolaşan bir turist Lût gölü üzerinde bir gezinti yapmak istedi. Ancak, sandalcının çok para istemesi karşısında vazgeçti.

Sandalcı: “Unutma ki, dedi. Peygamber bu gölün dalgaları üzerinde yürüyerek karşıya geçmişti.”

Turist, “Hiç şaşmam” diye cevap verir. İstediğiniz fiyatı görünce, karşıya geçmek için başka çare bulamamıştır.”