Meme Alan-1 DESTANA DAİR...
Meme Alan Destanı, Kürt halkı arasında yüzyıllardan beri halk arasında , “dengbej” denen
türkücüler tarafından kuşaktan kuşağa aktarılan ünlü bir destandır. Dengbejler,uzun kış
gecelerinde destanı avaz ile söylerler,olayları hikaye ederlerdi.
Bu destan ilkin Avrupalı Şarkiyatçılar tarafından derlenip yazılmıştır. Özete dayanak bu eser,
Fransız Kürdolog Roger Lescot tarafından yirmiden fazla dengbeji dinleyerek toparladığı
versiyondur. Eser Fransızca-Kürtçe olarak 1942'de Celadet Bedirhan tarafından Beyrut'ta
basılmıştır.
Ünlü Kürt bilgesi ve ozanı Ehmede Xani, bundan üç yüz yıl kadar önce, Meme AlanDestanı’ndan
esinlenerek Mem u Zin adlı ünlü eserini yazdı.
Destan bir aşk öyküsünü işliyor ve hemen tüm Doğu öykülerinde olduğu gibi acıklı bir sona
ulaşıyor. Destan bunun yanısıra zengin bir folklor malzemesi veriyor...
Destanda, Meme Alan'ın yedi tepeli Mığrıb şehrinden olduğu, Zini Zedan'ın yaşadığı Botan
Cizire'sine gittiğinden söz ediliyor. Mem ile Zin'in Cizre'de medfun olduğu söylenmekte ,
mezarlarının halk tarafından saygı ile ziyaret edildiği bilinmektedir.
Bu şaheserde ,büyüklere , alimlere saygı, misafirperverlik ,söze sadakat gibi üstün değerler
hemen kendini gösteriyor.
Çıma yayıncılık tarafından yayınlanan eserin özetini Türkçe baskısından çıkardım. (C.K.)
MEME ALAN DESTANI (1)
(özet)
Yedi tepeli Mığrıb şehrinin beylerinin hiç erkek evlatları yoktur.Emer ,Eli ve Elmaz adındaki bu
kardeşler,bir bayram sabahı üzüntülerinden kendilerini kırlara ,çöllere vururlar.Oturup bir yerde
HIZIR ALEYHİSSELAM İLE KARŞILAŞMA
O sırada Hızır Aleyhisselam peyda olur.Dertlerini sorar. Onlar da bir erkek çocukları
olmadığını,dertlerinin bu olduğunu söylerler. Hızır Aleyhisselam, koynundan bir elma çıkarır ve Eli
Beye verir:
-Kardeşler ağlamayın.Allah hayırların habercisidir.Gidin memleketinize. Aç olanı
doyurun,çıplak olanı giydirin. Kureyşi Mahallesinin mirinin kızını Eli Beye isteyin.
İnşallah dokuz ay,dokuz gün,dokuz dakika sonunda bir oğlu olacak.Yalnız ben gelene
kadar ad komayın! der ve gözden kaybolur.
ELİ BEY KUREYŞİ MİR'İNİN KIZIYLA EVLENİR
Beyler memleketlerine gidip Eli Bey’e Kureyşi mahallesi Mirinin kızını alırlar.Eli Bey ile eşi
Hızır Aleyhisselam’ın verdiği elmayı yerler. Bundan dokuz ay,dokuz gün,dokuz dakika sonra bir
erkek çocukları olur. Aradan zaman geçer.
Bir gün bir toplantıdayken Hz.Hızır gelir ve çocuğa ad koyar:
-Bu çocuğun adı Meme Alan olsun,der ve gözden kaybolur.
Babası , Mem’e , oniki ilimli bir molla tutar, ve mollaya ” Mele bunu eğit!” der.
DENİZDEN ÇIKAN AT..
Meme Alan bir gün arkadaşlarıyla otururken, teyzesi oğlu Bengin yanına gelir:
-Kardeş koş,bir felaket gelmiş balıkçıların başına! der.Mem balıkçıların yanına gider,.
Balıkçılar:-Padişahım,ağımıza bir şey takıldı.Bir türlü çıkaramıyoruz.Bir el at,belki
nüfuzunla çıkartırız, derler. Mem ile arkadaşları ağı çekerler. Ağın içinden ata benzer bir
canavar çıkar . Ata benzeyen bu canavara Boze Revan adını koyarlar. Boze Revan altı aylık
yolu oniki günde alan olağanüstü bir attır..
Boze Revan’ı kenarında Kaşan mermerinden içiçe oniki oda inşa ederler,en içteki odaya
koyarlar. Boze Revan orada altı ay kalır.Altı ay sonra odadan çıkardıklarında at,önüne kim çıkarsa
depikler ,öldürür. Çok adam ölür .Sonunda Mem, amcası Emer Beyin yanına giderek bu canavarı
terbiye etmesini söyler.Emer Bey ata biner, bir iki oyun gösterince at terbiye olur. Mem ,saraçları
çağırır,atına kusursuz eyer takımı yapmalarını söyler.Kuyumcular altın,gümüş ve mücevheratla
süslü değerli bir takım yaparlar. Mem çok memnun olur.
ağlarlar.