ASIM ÇALIK

ASIM ÇALIK

LİDERSİZ KALMAK BÖYLE BİR ŞEY OLMALI

Dokuz'da Berke, On dört'de de Muric yaptıkları imza kurtarışlarıyla erken gelebilecek gollere geçit vermediler. Belhanda ve Vargas Adana Demirspor adına, Pelkas, İrfan ve Valencia da Fenerbahçe tarafında pozisyonların mimar oyuncularıydı.

Konuk ekip Balotelli'nin eksikliğini Belhanda ile gidermeye çalışmış, ev sahibi ekip de Mesut'un yokluğunda Zajc ve Mert'i yanyana ileriye sürmüştü Valencia'nın arkasına. Enner ilk yarım saat dolarken Fener'i skor tahtasında öne yazdırsa da bu ancak beş dakika devam edecekti. Gökhan İnler hiç beklenmedik bir  anda sol ayağından çıkardığı müthiş bir şutla Berke'yi avladı. Çetin bir ikinci yarı bizi bekliyor olmalıydı diye düşündüm devre bittiğinde.

SEYİRCİ HAKLI: YÖNETİM ORTADA YOK!

İkinci devre akıllara gelmeyecek büyük bir sürprizle başladı. Belhanda'nın dokunuşu ve galibiyet sayısı kenarda Adana Demirspor teknik direktörü Montella'ya; "iyi ki Balotelli yok, Belhan'da oynuyor" dedirtti bence. Öyle ki doğru zamanda doğru yerdeydi Fas’lı oyuncu. Belhanda'nın provakatif hareketleri karşılıklı iki sarı kartla cezalandırıldı. Gelen şok gol Fenerin ikincilik şansını da riske atıyordu. Oyunu çevirmek çok zor olacaktı sarı lacivertliler adına. Hoca çareyi ağrıları olan Mesut ve Serdar'la aradı. Bence İrfan çıkmamalıydı. Üstelik oyun dengedeyken bir şutu da direkten dönmüştü.

Karşılaşmanın sonunda Fenerbahçe kaybetti. Ancak ne hikmetse kenarda kim olursa olsun Özil bir türlü 10 numara pozisyonunda oynatılmıyordu. Soldan, sağdan orta yapmak, kenarlara koşuşturmak hiç de Mesut tarzı bir oyuncunun yapacağı iş değildi doğrusu. Kaç maçta gördünüz Alex'in kanatta oynayıp sürekli orta yaptığını? Hiç maçta! Sadece rahmetli Aragones döneminde 3-5 karşılaşmada ön libero oynatılmış ve sonra hatadan dönülmüştü. Ancak Mesut konusunda bir türlü istikrar sağlamadı Özil’in pozisyonunun ne olduğu konusunda.

Çok da teknik değerlendirme yapamıyorsunuz böyle oyunlardan sonra. Ancak önünde hala koca bir yarım sezon dururken, Türkiye Kupasını kazanma ihtimali varken, Avrupa'da Konfederasyon Kupası ile  yola devam edilirken takımın teknik direktörsüz, lidersiz, rehbersiz, beyinsiz, başkomutansız kalması yönetimin affedilmeyecek hatasıdır.

Gecenin Notu: Teknik direktör yok, tamam. Yönetim de yok, ona da tamam ancak oyuncuların inisiyatif almaması da kocaman bir soru işaretidir bu kötü gidişatta.

Gecenin Görüntüsü: Hakem Meler'in Mert ve Belhanda'nın sarı kartlarından sonra diğer oyuncuları sakinleştirmek adına otoritesini ortaya koyması ve 2-3 defa tekrar etmek suretiyle tüm oyunculara ithafen, "I am here" - "Ben buradayım" demesi. 

<