' LAF ORADA DEĞİL...
Bursa Haber Gazetesi yazarlarından gazeteci, televizyoncu değerli hemşerim Ali Aydoğan İstanbul Yenigün gazetesine yazdığım “ Yorganmatik “ adlı yazıyı okumuş, pek beğenmiş ; hüzünlenmiş, hatta gülmüş. Mutlu oldum. Yazıları küçük bir pınardan çıkan berrak bir sudur.
****
Gene güçlü kalemiyle bizlere ilham kaynağı olmuş gazetecilik mesleğinin çınarlarından Sayın Engin Köklüçınar da yazdığım bazı yazılar nedeniyle takdir dolu sözler söyledi ; kendisine müteşekkirim. Vefalı bir dosttur, şen bir mizaca sahiptir. Ancak her şehit haberinde hüzünlenip gözyaşlarını içine akıtan bir adamdır.
Zorda kaldığımda açar kitaplarını okurum. Yazıları ise yazmaya hevesli herkesin başvurabileceği ak pak dili ve kendine özgü mizahıyla klasiklerdendir.
****
İzninizle burada bir tespit yapmak gerekiyor. Ne yazık ki, günümüzde okuyan insan pek az. Okuyan da yazmıyor, yazan da ne övüyor ne de yeriyor..
****
Buna bir hukukçu arkadaşımı örnek olarak vermek isterim. Bu arkadaşım avukatlık yaparken üzerine bir de Gazetecilik Enstitüsü’ ne devam etmiş. Gazeteci diploması da var .
Aramızdaki samimiyete binaen biraz da yüzsüzlük ederek, görüşlerini bildirmesini rica ettiğimde, sıkıldı, krize , strese girdi, sonuçta yazmadı. Yazmadığı gibi selamı sabahı da kesti.
****
Gerçi başkaları gibi bardağındaki rakıyı kendi bardağıma aktarmış değilim, ki bana küssün. Zira içki içmem. Ağzıyla içenlere ise sözüm yoktur.
****
Her ne hal ise dostum , bir hatamı büyüttü, bahane etti. Uzun zamandır görüşmüyoruz. Ancak yazılarımı da gizli gizli okuduğuna eminim. Huyunu biliyorum çünkü...
****
Üstelik bu arkadaşımın sosyal medyada gizli hesaplar açıp benim gibilerinin anlayamayacağı kalitede felsefi, entelektüel yazılar yazdığını da bilmiyor değilim.
****
Okudukları ise sıradan şeyler değil çünkü...Okuma özürlü bir gence tavsiye ettiği kitaba bakınız ; Mimarinin Poetikasi...
****
Arkadaşım , Teksas , Tommiks ya da Zagor tavsiye etseydi bundan daha iyi olurdu diye düşünüyorum.
****
Şehrimizin medarı iftiharı, araştırmacı gazeteci , yazar, şair ve eski daktilo ve fotoğraf makinaları tamircisi Sevgili Celal Yalvaç abimizin de dediği gibi ; “ Laf orada değil...”
*****
“Yorganmatik”e gene aynı mahal ve, mevkii de rastladım. Yorganı koltuğunun altında malum bankamatiklerin olduğu mekana doğru ilerlerken gördüm.
*****
Hava karartmak üzereydi. Herkes evine o yanında yatacağı bankamatiklere doğru gidiyordu. Hava yağışlı , yerler ıslaktı. Ardı sıra yürüdüm. Hizasına gelince selam verip binmediğim dolmuşun parasını avucuna sıkıştırdım. Saç, sakal, bıyık ormanında canlı kalmış bir çift kara göz gülümsedi, bana;
-Sağol be baba, dedi...
Belediyenin toplu barınma yerindeki yüznumaraları yetersiz ve pismiş;
-Sen olsan orada bir saat bile dayanamazsın, dedi.
Buralardaki camilerin tuvaletleri ise yirmi dört saat açıkmış...
****
Hayli yolum vardı. Yol yokuştu. Yorgundum. Yaşlı adamı arkam sıra bırakıp yolu topukladım. Yolum boyunca bana eşlik eden Karacaahmet’in servileri soğuk yağmurda dalgalanıyor , uğulduyor , tarihi mezarlıkta bir kıyamet kopuyordu...