SELAHATTİN ÖZTÜRK

SELAHATTİN ÖZTÜRK

KUVVETİ ÜSTÜN TUTAN “KUVVET DÜZENİ” HAK’KI ÜSTÜN TUTAN “HAK DÜZENİ” - I

KUVVETİ ÜSTÜN TUTAN “KUVVET DÜZENİ” HAK’KI ÜSTÜN TUTAN “HAK DÜZENİ” - I

Bir avuca iki ceviz alarak sıkılırsa, sağlamı kalır, zayıfı kırılır. Genel de ikisi bir arada kırılmaz. CANLILAR arasında da buna benzer ÇATIŞMALAR mevcuttur. Kuvvetli olanlar ayakta kalır, zayıf olanlar elenirler. İnsanlar için, milletler için, Devletler içinde genelde durum böyledir. Gücü elinde bulunduranın, KUVVETİ Hak sebebi görmesi. Kuvvetin Hakim olduğu sistemlerde, zayıf, kuvvetlinin emrine girerek çevredekilerin, genelde halkın da zorbalıkla bu yapıya boyun eğmesiyle, korkutularak, istenilen KUVVET düzeni kurulmuş olur.

Kuvvete dayalı bu düzenin temeli, açıktan veya örtülü olarak KORKUYA dayanır. Bütün ADİL olmayan ASKERİ düzenler, bütün Faşizm ve Komünist düzenler, baskı ve zulme dayalı Kapitalist-Emperyalist düzenler ve onları idare eden KÜRESEL Finans Baronları, kuvvete dayalı korku düzeninin kurucuları-yürütücüleri ve koruyucularıdırlar. Bu sistem de İTAAT korkuyadır. Korku varsa İTAAT vardır. Onun için, düzenin yürümesi için, kişilerin, kurumların, devletlerin başlarında Demokles’in kılıcı gibi KORKU devamlı sallandırılır durumdadır. Korku olmadığında sistemin yürüyüşünde (korku olmadığında sistemin yürüyüşünde başarı şansı azdır.) başarı şansı yoktur.

KORKUNUN oluşturulması için de devamlı DÜŞMANLAR üretilmelidir. Halk korkutularak bir araya getirilir. Bunun için zaman-mekân farketmeksizin her türlü ARGÜMANLAR sahaya sürülerek GÜVENLİK tehlikesine dikkat çekilir. Korku esaslı kuvvet sistemleri, sonuçları itibariyle gücü elinde bulunduranlarda (Hak, Adalet, merhamet) anlayışı yoksa, DİKTATÖRLÜKLERE de evrilebilir. Tarihte ve günümüzde çok örnekleri görülmüştür. Ancak, korku düzenlerinin EBEDİLİĞİ yoktur. İnsanın FITRATINA uygun olmadığı için, bir müddet sonra kırılma HALKALARINI kendisi üretmektedir. Bu andan itibaren ÇÖKÜŞE evrilme, ister-istemez başlar ve tahmin edilemeyen bir anda ani çöküş gerçekleşebilir. Sovyet Rusya da böyle olmuştur. Adalet-Hak ölçülerinin önemsenmediği bu sistemler, en ZAYIF halkadan, HALKALARIN başkaldırısı sonucu sistemi çökertir.

KUVVET zorbalığının temelinde DARBELER de çok önem taşırlar. Eğer YARGI çok başlı ve taraflı, bağımlıysa, kuvvetler ayrılığı lafta kalmışsa, o zaman, ORDU (Silahlı kuvvetler), kuvveti elinde bulundurduğundan, kılıfını da: “Yabancılara karşı ülkeyi koruma” misyonuna sığınarak, Onun emriyle DARBE gerçekleştirilir. Türkiyedeki bunca DARBELERİN gerçeği de buydu. Böyle bir sonucun olmaması için ASKER ve SİVİL yönetimleri ayrılarak, Milletler sivil yönetimlerle yönetilmelidir. Asker kışla görevinin dışına çıkmayacak şekilde kanunlarla sınırlanmalıdır. HAK’KI üstün tutan “HAK Düzeniyle” devam edeceğiz İnşallah.

Selam ve Saygılarımla. Günk. Kul. S.

<