DR.AKKAN SUVER

DR.AKKAN SUVER

GAZETECİ/YAZAR

Kominist Çin, liberalizmi yaşıyor…

Son yıllarda artan ekonomik ve sosyal gelişimleri göz önüne alan Çin Halk Cumhuriyeti, uluslararası kuruluşları bir araya getirmek amacıyla geride bıraktığımız hafta Pekin'de bir büyük sivil inisiyatif birlikteliği gerçekleştirdi.
Türkiye'den Marmara Grubu Vakfı adına Şamil Ayrım'la birlikte katıldığım bu toplantıda önemli bir tespitim oldu. Çin Halk Cumhuriyeti'nde sivil toplum kuruluşlarının yeri önemli ve değerli! Zira Çin Halk Cumhuriyeti'nde günümüzün yol haritaları sivil toplum kuruluşlarının muhtemel tepkileri dikkate alınarak belirleniyor. Bu tespitime eklemek isterim ki; politikaların belirlenme sürecinde, sivil toplum kuruluşlarının belli ölçülerde katıldıklarını da öğrendim. 
Çin Halk Cumhuriyeti'nde uluslararası ve ulusal çalışmalara katkıda bulunan sivil toplum örgütleri, ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasında da büyük roller üstlenmiş bulunmaktadırlar.
Politika belirleme sürecinde sivil toplum kuruluşlarının etkin bir aktör olarak kabul görmesi, Çin Halk Cumhuriyeti'nin küreselleşme olgusuna verdiği değerin ayrı bir ölçüsüdür.
Kendine özgü modern sistemini geliştirmesinin altında yatan esas nedenin de sivil topluma verilen önemde şekillendiği ayrı bir gerçektir.
Bu toplantı vesilesiyle edindiğim bir başka kanaat; büyük nüfusun ahenk içinde yaşaması, Çin sivil toplum kuruluşlarının verimli çalışmalarının bir başka eseridir. 
Birinci Yıllık Uluslararası CICA Konferansı (Asya'da Güvenlik Ve Karşılıklı Birliktelik Konferansı) olarak adlandırılan bu önemli toplantıda; Mısır'dan, İsrail'den, Kamboçya'dan, Rusya'dan, Pakistan'dan ve diğer ülkelerden gelen katılımcılar, ülkelerinin gelişmesinde, büyümesinde olduğu kadar, demokratikleşmesinde de sivil inisiyatiflerin üstlendiği rollerin önemini ortaya koydular. 
Çin Halk Cumhuriyeti'nin ön ayak olduğu bu anlamlı toplantıda ben de yaptığım konuşmada; sivil toplum kuruluşlarının diyalog yoluyla ülkeleri halktan halka yaklaştırdığını bununla da ihtiyacımız olan barışın gerçekleştirilebileceğini söyledim. Gene konuşmamda Büyük Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" siyasetini de anlattım. 
Çin'in çok yapılı, değişken ve hiyerarşik siyasi sistemi aslında geleneksel olarak Çin siyasal kültürüne hakim olan sivil düşüncenin ayrı bir oluşumuna benzemektedir. Devrimin ilk on yıllarını dışarıda bırakacak olursak, özellikle açılım politikalarından sonra devletin en üst düzey organlarının sivil düşünceye itibar ettiğinin işaretlerini her alanda gözlemlemekteyiz. Çin siyasi sisteminin gün geçtikçe teknokratik ve liyakate önem veren bir yapı haline dönüşmesi, onun sivil inisiyatif sürecine verdiği değerde şekillendiği de ayrı bir gerçektir. 
Gördüğüm, sezdiğim kadarıyla her alanda olduğu gibi sivil düşünce alanında da Çin büyük ve isabetli düşünüyor. Ve bu düşüncesini yabancılarla da paylaşmak arzusundadır. Dolayısıyla da dünyamızın ve insanlığın ihtiyacı olan diyaloga, o nispette de barışın yaygınlaşmasına, oluşmasına ve gelişmesine yeni fırsatlar sunmak istiyor. 

 

<