CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

KIBRIS

Sevgili dostlar, Kıbrıs Venediklilerden 01. Ağustos. 1571 tarihinde Lala Mustafa Paşa’nın komutasında yönetilen Osmanlı Ordusu tarafından fethedildi.

Ruslarla savaşan Osmanlı Devletine yardım vaadiyle Birleşik Krallık tarafından  1878 yılında kiralanan ada, 1. Dünya Savaşında Osmanlı Devleti’nin Almanya’nın yanında savaşa girmesi sonucunda 1914 yılında İngiltere tarafından ilhak edildi ve Lozan Antlaşması’nın 21. Maddesi gereğince de 1923 yılında ilhak resmen tanınmış oldu.

 Türklerle birlikte yaşamakta olan Rumları da kapsayan bir şekilde ada, 16.Ağustos.1960 tarihinde Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla bağımsızlık kazanarak ayrı bir devlet statüsüne kavuştu.

Zürih’te 11.Şubat.1959 tarihinde;

“ Bir taraftan Kıbrıs Cumhuriyeti, diğer taraftan Yunanistan, İngiltere ve Türkiye,

1. Anayasanın esas maddeleri ile kurulan ve düzenlenen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının, toprak bütünlüğünün ve güvenliğinin tanınması ve devamının kendi ortak yararları gereği olduğunu dikkate alarak,

2. Sözü edilen anayasa ve oluşturulan duruma saygı gösterilmesini güvence altına alacak işbirliğini arzulayarak, aşağıdaki hususlar üzerinde anlaşmaya varmışlardır.”

Açıklamasıyla başlayan  “Garanti Antlaşmasını” garantör devletler olarak imzalamışlardır. 

Buna rağmen;

Kıbrıs Adası’nın tamamının Rumlara ait olduğu iddiası ve kendisiyle birleştirmek amacıyla bir takım zorbalıklara başvuran Yunanistan ve bu talebini gerçekleştirmek amacıyla ülkesinde yapılan 1967 darbesinden sonra yönetimi ele geçiren Cunta, 1955 yılında kurulan EOKA terör örgütünün silahlı eylemlere başvurmasını destekledi. 

Adada yaşayan Türkleri dışlamak, izole etmek ve nihayet varlıklarını sona erdirmek amacında zulüm ve katliam anlamına gelen bu eylemler sırasında, 20.Aralık.1963’ü 21.Aralık.1963’e bağlayan gece Kıbrıs Rumları ile Kıbrıs Türkleri arasında çıkan çatışmalarda 364 Türk ölmüş ve bu olaylar tarihe “Kanlı Noel” olarak geçmiştir.

Olaylar sırasında Türk Alayı’nda görevli Tabip Binbaşı Nihat İLHAN’ın eşi ve üç çocuğunun savunmasız bir şekilde evlerinin banyosunda katledilmeleriyle ilgili görüntüler, aradan geçen bunca yıla rağmen hafızalardaki tazeliğini halen korumaktadır.

15.Temmuz.1974 tarihine gelindiğinde ise, Nikos Sampson’un (1935 – 2001) yaptığı darbe sonucu adada yönetimi ele geçirmesiyle, garanti antlaşmasına aykırı olarak adanın Yunanistan’a bağlanması yönünde terör ve kaos görülmedik şekilde hız kazandı. 

Ortaya çıkan olağanüstü durumun normalleşmesi yönünde Türkiye’nin İngiltere’ye ortak hareket etmek önerisi karşılık bulmadı ve Türkiye 20.Temmuz.1974 tarihinde garanti anlaşmasından doğan yükümlülüğüyle Kıbrıs’a askeri harekat düzenleyerek, Kıbrıs Türklerinin haklarını korumak adına söz konusu tarihi adımı attı. 

Değerli okurlar, Kıbrıs Barış Harekatı’nın icra edildiğinden günümüze değin, olayların siyasi, sosyal, ekonomik ve geleceğe etkileri yönünden önem arz eden pek çok kriterin gündemde tutulması, özellikle elde edilen başarının korunması, Türkiye’yi politikasını bu yönde değerlendirmeye mecbur kılmaktadır.

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin aldığı karar sonucunda 46 yıldır yerleşim ve iskana kapalı tutulan Maraş’ın durumu, son yıllarda Türkiye’nin kendi lehine pozisyon olarak değerlendirilmesiyle başarılı bir şekilde yürütülmektedir.

Elde edilen başarılar dış dünyanın baskı ve tehditlerini önemsiz kılacak kadar değerlidir..  

Esen kalın.

<