Kenya’da yaşarken aşkı tercih edip Türkiye’ye yerleşen iki çocuk annesi
Caroline Özer röportaj konuğumuz.

- Yurt dışına doğup aşkınızın peşinden ülke değiştirip Türkiye’ye geldiniz. Şimdiki aklınız olsa böyle bir karar alırmıydınız?
Ah aşk. Nasıl bir duygu olduğunu anlatmak çok zor. Ama bu gerçek, doğru insanla birlikteyken aşk çok özel bir duygudur. Ne rengi, ne ülkesi, ne dini... Gerçek aşk sınır tanımaz ve kördür. Düşündüğümde çok doğru bir karar verdiğimi anlıyorum ve kendimle gurur duyuyorum. O kararın çok özel iki meyvesi oldu. İki tane gül gibi prenses annesi oldum. Bugün bile olsa tekrar aynı kararı alırdım.

Yeni bir düzen kurmak kolay oldu mu?
Hiç kolay olmadı. Her şeyi bir kenara koyup, aile, memleket, ana dil, kültür... Tamamen tanımadığım bir ortama girmek ve başlamak çok büyük cesaret ve fedakarlık gerektirir. Bu konuda en büyük şansım eşimin annesi ve kız kardeşi. Bana çok yardımcı oldular. Görümcem bedava tercümanlık yaptı. Kayınvalidem de hem yemek, kültür ve dil elinden geldiğince öğretti bana.

Türkiye ile sizin memleketiniz arasında size göre en büyük farklılıklar neler?
Dağ kadar farklıklar var...
Birincisi Kenya gelişmekte olan bir ülke, Türkiye ise metropol bir ülkedir.
Kültürü, dini, dili çok farklı.

Yapmayı ve yemeyi en sevdiğiniz Türk yemeği hangisi?
En sevdiğim noktaya geldınız:)
İçli köfte ve mantıyı çok seviyorum.
Bir çok Türk mutfağını yapmayı ve yemeyi çok seviyorum.

- Eşinizle nasıl tanıştınız?
Çok uzun bir hikaye... Tanzanyadaydık ve her cuma günü bir İtalyan restauranta pizza yemeye gidiyorduk ailemle. Eşimde geliyordu, kaşılarşıyorduk. Ablam O’nu iyi tanıyordu ama ben tanımıyordum. Orada bir birimizi gördük ve böylece başladı arkadaşlığımız, sonra sevgili olduk ve o gün bugün buradayız çok şükür Allah’a... İnşallah Allah huzurlu, sağlık, mutlu uzun ömur nasip etsin.

Kaç yıllık evlisiniz?
8 yıl oldu. Zaman ne çabuk geçiyor. Sanki dün gibiydi.

- Hamilelikleriniz planlımı oldu?
Evet ikiside planlıydı... Birinci prensesimiz doğduktan sonra, biraz yalnız kaldı, babasının bir kız kardeşi var ve onun çocuğu yok. Benim de akrabalarım memlekette... Oynacak kimse yoktu, o yüzden ikinci çocuk yapmaya karar verdik arkadaş olsun diye. Ve böylece ikinci bal prensesimiz dünyaya geldi.

- Üçüncü çocuğu düşünüyor musunuz?
Şimdilik hayır belki ilerde.

Çalışıyor musunuz?
Şimdilik hayır. Çocuklardan dolayı evdeyim part time işler yapıyorum. Afrika’ya safari planlıyorum, özel İngilizce ders veriyorum. Afrika saç örme yapıyorum.

- Saç örme konusunda oldukça başarılısınız. Ve hobinizi mesleğe dönüştünüz? Nasıl başladı bu süreç?
Benim gerçek mesleğim Turizm Yöneticiliği.
Üniversiteden sonra turizm işine başladım. Gelen müşterilerimin çoğu kadınlar. Afrika örgü saç çok beğeniyorlardı ve memleketlerie dönerken yaptırmayı çok istiyorlardı.
Bende onlara saç örgüsü yapıyordum ya da kuaföre götürüp yaptırıyordum. Biz küçükken oyun olarak saç gibi düşünerek çim örüyorduk... Hatta yarışma yapıyorduk kim en güzel değişik modeli yaparsa o kazanırdı. Bu alışkanlık oldu, bilmiyorduk ki, kendi yeteneğimizi geliştirdiğimizi... Öyle işte hobimi devam ettiriyorum.