KASIMPAŞALI RECEP
Rahmetli babama göre , iki tür ağa vardı. Birincisi Allah’tan korkan , fakir fukarayı kollayan, kul hakkı bilen haza ağalar, ikincisi ise harbe gidip dönmeyen fakir ,fukaranın, dul , yetim, sahipsizin toprağına el koyarak zengin olan Allah, Kitap tanımayan puştlar...
Kendilerine ağa sıfatını yakıştıran bu zalimlerden bazıları canları sıkılınca pencere içine oturup , tüfekleriyle yamaçtan aşağı inen fukara köylüleri serçeler gibi vururlar, tüfeğin namlusundan çıkan dumanı keyifle üflerken içeri seslenip ; “ Ula uşak, bakın hele ! Aşağıda biri debelendi. Bakın furmuş muyum?” diye sorarlarmış.
Fukaranın canı ucuz. Sağ kalan maraba koşar gider, bakar ki, vurulmuş. Zavallı dar-ı fenadan dar- ı bekaya irtihal etmiş; “ He ağam pravo , kuluncundan furmuşsun!” derlermiş.
Herif tüfengini indirir, marifetiyle övünürmüş.
Babam derdi ki; “ Vakta ki, delikli demir çıktı ,mertlik bozuldu” sözü bu sebeple söylenmiştir.
Bugün kendilerine baba lakabını layık gören şerefsizler ise fakir fukaraya eziyet edip adamı sırtından vuruyorlar. Bunlar, uyuşturucu, kadın ticareti dahil para için her türlü pis işi yapıyorlar. Casusluk yapıyorlar, suikast, bomba patlatıp bigünah nice zavallının canına kıyıyorlar.
Günümüzün gençliği asla bu gibilerin peşine takılmayıp , hak hukuk bilir haza adam olan, adam gibi adam ağaların, beylerin, delikanlıların , hakiki kabadayıların hikayelerinde kendilerine yer arıyor.
Gençlerimiz işsizliğin , yoksulluğun , soygun ve sömürünün sonunu getirecek adil sistemi arıyorlar.
Öyle bir sistem ki, biri gidince yerine diğeri geçecek, gerektiğinde elini , gerektiğinde başını taşın altına koyacak adamların, kabadayıların, namuslu adamların yaşayıp yaşatacağı bir sistem...
Bu kabadayılar, liderler, başıbozukluğun , at izi ile it izinin birbirine karıştığı devirlerde ortaya çıkıyor. Bağırmıyor çağırmıyor, cayırtı koparmıyorlar. İşlerini edep erkânınca yapıyor. Düşkünün , mağdurun, dul ve yetimin, mazlumun hakkını arıyorlar. Zalime karşı racon kesiyorlar. Adamı arkasından vurmuyorlar. Arkadaş harcamıyorlar.
Yalnız ve tek tabancadır günümüzün kabadayısı.
Kasımpaşalı Recep, yalnızlığımı biliyorum demişti. Bu söz üzerine kitleler onu yalnız bırakmamaya yemin ettiler.
Geçen gün Youtube ‘da izlediğim kabadayı Ömer Korkmaz’a ait videolar bugünlerde sosyal medyada tıklanma rekorları kırıyor. Anlattığı şeyler geçmişte seyrettiğimiz Kurtlar Vadisi’nin Polat Alemdar’ını, Yılmaz Güney’in Kasımpaşalı Recep’ini hatırlattı. .
Kasımpaşalı Recep de , Kasımpaşalı Recep Tayyip Erdoğan ‘ ı hatıra getirdi.
Bir kısım kadir kıymet bilmez , nankör kişinin “ Kasımpaşalı Recep” diye burun büküp horladığı Recep Tayyip Erdoğan, bugün on yedi yıldır , ilkeli , kabadayı duruşu, mazlumdan yana oluşu, beşli çeteye “Bir dakika! Dünya beşten büyüktür!” restini çekişi , mazlum halklar nezdinde büyük alkış kopardı.
Şu günlerde bu atmışbeşlik ihtiyar delikanlı, güçlü narasıyla Doğu Akdeniz’e toplanan leş kargalarını tünedikleri dallardan patır patır dökmeye devam ediyor. Sarı öküzün tehditlerine rağmen boz ayıdan s-400 almakta tereddüt etmeyerek gururu incinmiş, küçümsenmiş halkımızın yüreğini soğuttu.
Kasımpaşalı Recep Tayyip Erdoğan, onyedi yıldır , soyguncuya , mafyaya, tefeciye, bankacıya vs . bilumum işe yaramaz kişilere rest çekip racon kesiyor .
Buna karşılık , bir kısım kadir kıymet bilmez güruh da Sayın Başkana “Kasımpaşalı Recep” diyerek dudak büzüp burun kıvırıyor...