KARTALLAR ÜLKESİ ARNAVUTLUK(1)
KARTALLAR ÜLKESİ ARNAVUTLUK (1)
Bakış açımızı geliştiren, evrensel değerlere bizi ulaştıran Seyahat sayesinde keşfetmenin keyfini yaşıyorum.Bu Hafta İstanbul'da Arnavut Muhaciri Ahbabımın tavsiyesiyle 10 Gün süreyle Arnavutluk'u keşfetmeye çalışacağım.
THY ile bir saat kırkbeş dakikalık rahat bir yolculuktan sonra Tiran Uluslararası Hava Limanı'na vardım.Terminalin sol tarafında bizi bekleyen Otobüse bindim.Muavin İtalyanca ( Arnavutlar'ın çoğu daha önce İtalya'da çalıştıkları için İtalyanca konuşabiliyor.) "Bilet 300 Lek "dedi.Bizim 1 Liramızın muadili 41 Lek ALL olduğuna göre otobüs bileti 7,35 Türk Lirasına tekabül ediyor.
Otobüs;Şehrin Merkezindeki İskender Bey Meydanında bizi bıraktıktan sonra devam etti.Otelimiz Center Oresti Milli Tarih Müzesi'nin (Muzeo Historik Kombëtar) karşısında olduğu için birkaç dakika içinde Konaklama yerine vardık.
KARTALLAR ÜLKESİNİN BAŞKENTİ:
TİRAN
En güzel, bakir sahilleriyle Adriyatik Denizine kıyıları olan "Kartallar Ülkesi " Arnavutluk, Osmanlı izlerini taşıyan bir Akdeniz ülkesi görünümünde. Arnavutluk için birçok dünya dilinde ‘Albania’ kelimesi kullanılır. Latince'de “Alba” "Beyaz" İtalyanca'da ise "Şafak Vakti"demektir .
Tiran; Arnavutluk'un başkenti ve en büyük şehridir.Şehrin nüfusu 2015 yılı itibari ile nüfusu 800,986'dır.Şehrin adı eski Yunanca'da "Mutlak güç sahibi Yönetici "anlamına geliyor.
Tiran gezimize İskender Bey Meydanı ile başlıyoruz.
İSKENDER BEY MEYDANI
İskender Bey meydanı Tiran şehrinin kalbi durumundadır. Meydanın çevresinde Ethem Bey Camii,Tiran Saat Kulesi ,İskender Bey’in Heykeli ,Milli Tarih Müzesi ve Belediye Binası bulunuyor.
Arnavutların milli kahramanı İskender Bey (Gjergj Kastrioti, Skënderbej; 1405 -1468) 'in ilginç bir hikâyesi var:
Bilindiği üzere Osmanlı'lar ,14. Yüzyıldan itibaren Balkan Yarımadası’na yaptıkları akınlar sonucunda Balkan Yarımadası’nın büyük bölümü ile birlikte bugünkü Arnavutluk topraklarını da ele geçirmişti.Arnavutluğun feodal hanedanlıklarından Kastriyota;1421 yılında II.Murat'a yenildikten sonra Osmanlı egemenliğini kabul eder. Bu dönemde Kastriyota ailesinin bağlılığını sağlayabilmek için ailenin oğulları Gergi'yi rehine olarak Osmanlı sarayına verir. Edirne'de II.Murad'ın hizmetinde bir iç oğlanı eğitimi gören Gergi Müslüman olduktan sonra İskender adını alır. Osmanlıda önemli askerî hizmetlerde bulunan İskender Bey;Morava Muharebesi sırasında kaçıp Sancak Beyi olduğunu ilan eder.
İskender Bey’in Osmanlı hakimiyetine karşı mücadelesi 19. ve 20. yüzyıldaki Arnavut Milliyetçiliğinin gelişmesinde ve ulusal bağımsızlık arayışında simge bir isim olmuştur. II.Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyasının işgali altında kalan ülkede destek arayışında olan Almanlar; İskender Bey’in adı verilen 21.SS Waffen Dağcı Tümeni "Skanderbeg" Waffen -SS tümeni kurmuştur.Günümüzde O'nun adını taşıyan birçok anıt, müze ve yerleşim yeri bulunmaktadır.
Bu Meydana "İskender Bey Meydanı" adı 1968 yılında verilmiştir. Meydanın yüzölçümü 40.000 m²'dir.İskender Bey’in Heykeli de burada bulunur. Heykelin hemen yanı başında Arnavutluğun simgesi 2 Başlı Kartal Amblemli Arnavutluk Bayrağı var.Rivayete göre İskender Bey, savaşta hep omzunda taşıdığı Kartal kendisine nişan alan düşmanının üzerine uçarken okla vurulur.İskender Bey'in hayatı kurtulmuştur ama can dostu Kara Kartal hayatını kaybetmiştir. Kartal Ülkesi Arnavutluğun Bayrağındaki Kartalın mevcudiyeti bu olaydan kaynaklanır. Ayrıca 2 başlı Kartal sembolü İskender Beyin Kuzey ile Güneyi Birleştirme fikrinden kaynaklandığı da rivayet olunur.
ETHEM BEY CAMİİ-TİRAN
Ethem Bey Camii; 1879 tarihinde Molla Bey emriyle yapımına başlanmış vefatı sonrası 1932'de oğlu Tiran Valisi Hacı Ethem Bey tarafından inşası tamamlanmış. Komünizm döneminde (1967 yılında) Enver Hoca; Arnavutluk ‘u dünyanın ilk "Ateist" ülkesi ilan edip bütün camiler yıkılmasına rağmen korunmuş tek cami olan Ethem Bey Camii;en eski eserlerden biridir.Cami tek kubbeli ve kare planlıdır.
TİRAN SAAT KULESİ
1882 tarihinde Tiran Valisi Hacı Ethem Bey tarafından yaptırılan Tiran Saat Kulesi;bir zamanlar Şehrin en yüksek binasıymış. Doksan adet spiral merdivenle çıkılan Camiinin yüksekliği 35 metre.Venedik Ahalisi saat başı çalan "Çan" hediye etmişler.1928 yılında Almanlar şimdiki Saatin bulunduğu yere bir Saat monte etmiş ancak 2.Dünya Savaşı sırasında garip tesadüf yine Almanlar monte edilen Saati tahrip etmiş.1946'da Shkoder'deki bir Kiliseden sökülen Roma rakamlı Saat yerine konulmuş.Nihayet 1970 yılında Roma rakamlı Saat kaldırılmış bir Çin Saati monte edilmiş.
BİR "TİRAN"NIN TİRAN'DA SONU
PİRAMİT
İkinci Dünya Savaşı sonrası iktidara gelen ve ölümüne (1985) kadar ülkeyi "demir yumrukla" yöneten eski Komünist lider Enver Hoca'nın ülkedeki izleri çok derin.
Enver Hoca'nın Kızı ve damadı tarafından hatırasını ölümsüzleştirmek için müze olarak yaptırılan Piramit
bu gün metruk bir bina görünümünde.
Kimilerine göre bir Diktatör, kimilerine göre Halk Kahramanı Enver Hoca;
1974 yılında sadece söylentilerden yola çıkarak darbeden şüphelendiği ordunun üst düzey subaylarının çoğunu idam ettirerek liderliğini daha da garantiye aldı. İktidar sarhoşluğunda giderek hırçınlaşan Enver Hoca Batıyla kurulacak en ufak bir ilişkiyi bile zaaf olarak değerlendirmekteydi.Batıyla ilişkiler konusunda uzun yıllar Başbakanlığını yapan Mehmed Şehu ‘nun tutumundan hoşnutsuzdu.1981 yılında Şehu ‘nun intihar ettiğini açıklayarak Şehu sempatizanlarını tutuklattı. Şehu ‘dan sonra Enver Hoca yerine görüşleri örtüşen Ramzi Alia ‘yı getirdi. 1984 ‘te beyin kanaması geçirdi.Bir yıl sonra 74 yaşında öldü.Yerine Ramzi Alia geçti. Ramzi Alia, Enver Hoca ‘nın ölümünden sonra Batıya açılma hamlelerinde bulundu.
Tiran'da bir "Tiran"dan mezbelelik bir "Piramit"kalmış.
TİRAN YAPAY GÖLÜ
Tiran Yapay Gölü; Büyük Parkın içinde.Ayrıca Şehirde üç adet daha yapay göl vardır:
Paskuqani Gölü, Farka Gölü ve Tufina Gölü.
RAHİBE MOTHER TERESA
Arnavut asıllı Rahibe Teresa Gonca Boyacı,namı diğer Mother Teresa ( 1910-1997), Hayırsever Misyonerler kurucusudur. Hayırsever faaliyetlerinden ötürü 1979 yılında Nobel Barış Ödülü kendisine verilmiştir.Tiran Uluslararası Hava Limanında heykeli dikilmiştir.
DALMAÇYA DENİZİ BİR SAAT MESAFEDE
Tiran, Dalmaçya Denizine kıyısı olmamasına rağmen, Arnavutluk'un sahil kesimine ulaşmak için en uygun geçiş noktasıdır. Şehir kamu kurumları ve özel üniversitelere ev sahipliği yapmakta ve ülkenin siyasi, ekonomik ve kültürel yaşam merkezidir.Tiran 1614 yılında İşkodra Valisi Süleyman Paşa tarafından kuruldu. Şehre ilk olarak Eski Camii ve külliyeler inşa edildi.Türk egemenliği sırasında İşkodra Vilayeti'nin Dıraç Sancağında bir kaza merkezi olan Tiran, Balkan Savaşları sırasında 1912 yılında Osmanlıların elinden çıktı. 1919 yılında da bağımsız Arnavutluk'un başkenti ilan edildi.Ülkedeki 2.6 milyon kişinin yaklaşık 495.000’i Tiran’da yaşamaktadır. Tarihi dokusu korunmuş sakin bir şehir olan Tiran,nemli subtropikal iklime sahip olup Yazın sıcak ve kuru, Kışın ise serin ve yağışlı tipik bir Akdeniz şehridir.
TİRAN'DA BÖREKLİ KAHVALTI
Arnavutluk'da kahvaltıda bile "Börek"ikram ediliyor.Kaldığım Hotel Oresti Center'de Ispanaklı ve Peynirli Böreği taam ederken bir taraftan da Seyahat Yazılarımın yayınlandığı YENİGÜN Gazetesine göz atıyorum. Sırası gelmişken söyleyeyim: Börek; Balkan, Baltık hatta Orta Avrupa Ülkelerinde "Fast Food" tarzı en ucuz karın doyuran yiyeceklerden biri. Arnavutlarda ayrıca Pırasalı ve Soğanlı börek de yaygın.Pırasalı börek iki şekilde yapılıyormuş:Açık ve Kapalı Pide tarzı.Pırasaya doymayan Arnavutların "Kek" tarzında hazırladıkları "Pilaska" isimli yemekleri de var.
MİLLİ TARİH MÜZESİ
Muzeu Historik Kombëtar
Ülkenin bu en büyük Müzesi İskender Bey Meydanında 27,000 metrekarelik bir sahada 1981 yılında kurulmuştur.
Müzede şu Bölümler var: Eski Çağ-Orta Çağ-Rönesans-Bağımsızlık-
BUNK'ART
Tiran'da Komünist lider Enver Hoca tarafından olası nükleer saldırılara karşı inşa edilen anti-nükleer bir sığınak. Komünizm rejimi tarafından "Tesis 0774" olarak adlandırılan bu sığınak, 5 kat ve 106 odadan oluşuyor. Bunk'Art içerisinde, Enver Hoca ve dönemin başbakanı Mehmet Şehu'ya ait odalar da bulunuyor. Sığınakta silahtan üniformaya, döneme ait belgelerden haritalara, çok sayıda envanter sergileniyor. Her ne kadar Bunk'Art ülkedeki tek anti-nükleer sığınak olsa da Arnavutluk genelinde Komünist dönemde olası saldırılara karşı halkı korumak için yaklaşık 170 bin sığınak inşa edildiği rivayet olunur.Tiran yakınlarındaki Şitiş-Tufina'daki bu Komünist Diktatörlüğün Anti-Nükleer sığınağında Arnavutluğun Batı dünyasından 45 yıl kopuk olduğu dönemin adeta Paranoyası sergileniyor.