KANAL İSTANBUL'UN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ..
Kanal İstanbul projesi yeni değil ama, ülke gündeminde sıcak tutuluyor. Gazetelerin, televizyonların, yorumcuların önünde tartışılıyor. Kanal İstanbul’un öyküsünü, köşemizdeki yazılarımda toplumun bilgisine taşımıştım.
Bu projenin önemi nedir, ne değildir, en geniş detaylarını izleyenler bilir. Siyasi, ekonomik ve stratejik yönü ağır basan yazımızın önemi, son tartışmalarla bir kez daha anlaşılmış bulunuyor.
Yazımın tekrarını bu bakımdan yararlı gördüm:
“Osmanlı Sultanı Üçüncü Mustafa, bilim aşağı bir liderdi.
Üçüncü Mustafa Han’ın çağımızla örtüşen hayalleri vardı.
Karadeniz’den Marmara’ya bağlanması düşünülen Kanal projesi ile Avrupa’daki Osmanlı topraklarından yakıt ihtiyacı olan odun ve kereste nakli sağlanacaktı. Anadolu için ekonomik ve stratejik bir bağ kurulmuş olacaktı. Ayrıca, Sapanca gölüyle İzmit körfezini birleştirme projesi de ele alınmıştı. (Tarih: 1759)
Ancak, dış güçlerin savaş baskısı ve ordunun islahı nedeniyle bu projeler askıya alındı.
Üç asır önceki bu cesur projeler örtülü mü kalacaktı?
Şimdi günümüze dönelim ve olayların yeni yüzüne bakalım:
Türkiye, bir süreden beri “Kanal İstanbul Projesi”nin peşindedir.
Türkiye, medeniyetlerin iki kıt’ası arasında ikinci bir çağı daha başlatmaya hazırlanıyor. Karadeniz’den Marmara’ya bağlanması düşünülen “ÇILGIN KANAL PROJESİ”nin ortaya çıkaracağı jeopolitik sonuçları, daha şimdiden dünyanın egemen güçlerini ürkütmeye başladı. Ortadoğu’yu parselleyerek kendilerine ileri karakol merkezleri kurmaya çalışanların planları başkaydı.
Bu konuda ufak bir ipucu verelim:
Başından beri dünya düzeni savaşlar üzerine oturtulmuştur. Tarih dediğimiz şey toprak kavgalarının uzatılmış hikayesidir.
Büyük Ortadoğu projesi bir Amerikan kapanıdır. Bunun uzun vadeli planları İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminde yapılmıştır. Asya’daki ülkeler ve Ortadoğu devletleri, bu plana göre kademelendirilmiştir. Ne zaman ki yer altı kaynakları öne çıktı ve Çin ekonomisi hızlı büyüme gösterdi hemen, aşamalı planlar gündeme getirildi.
Bütün savaşların anatomisini izleyen. Akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olmayan milletleri, bağımsızlık sınırları içinde tutamazsınız.
Ortadoğu olaylarında görüyor ve yaşıyoruz. Din olgusuna bakıldığında Müslüman Müslümanla çarpıştırıyorlar.
Dünya bugün gezegenler arası sefer yapan uzay araçlarına tanık oluyor. Üç asır önce astronomi konusunda ilmi çalışmalar başlatan Sultan 3’üncü Mustafa idi.
İnsanlarımız, üç asır önceki 3’üncü Mustafa dönemiyle yüzleşirlerse, Türkiye üzerindeki sinsi niyetleri öğrenmiş olurlar..
Geçmişin benzerliklerini, 15 Temmuz 2016 fotoğrafının arka yüzünde de görebilirsiniz.
Avrasya coğrafyasında, Çin devleti büyüyen güçlü ekonomisini, okyanusların ticaret yollarında Amerikan donanmasının baskısı altında tutmak istemiyor.
Kanal İstanbul projemiz, buradaki kıt’a ülkelerinin de cazibe alanı içine giriyor. Yeni bir proje fikri de Hazar Deniz’iyle ilgili olarak geliştiriyor. Oradan, Karadeniz’le bağlantılı bir kanal açıldığını da, “ülkemiz, çılgın projelerin merkezi haline gelmiş olacak.” deniliyor.
NOT: Yazarımız Selami Turgut Genç tarafından kitap olarak hazırlanan (III. MUSTAFA VE BEN) adlı eserin ilginç bir bölümünü okurlarımıza sunmuş bulunuyoruz. İstekliler, kitabı (0542 390 19 46) nolu telefondan temin edebilirler.